Sakın karakter istemeyenler bakmasın sonra aklınızda istemediğiniz şekilde kalır. Bu arada yazım yanlışları için üzgünüm telefondan yazıyorum ve hızlı yazıyorum.
6 ay sonra...
Skypeı kapattım ve yüzümdeki sırıtma ile koltuğa oturdum. Kızları özlemiştim. Bella ve Zoe ile konuşmuştum.
Başımı geriye atıp gözlerimi kapattım.
Ufak bir sıcaklık yanağımdan akıyordu. Sildim minik adımlar ile mutfağa girdim.
Az önce bıraktığım tabletten ses gelirken tekrar salona girdim ve skypetan gelen aramayı cevaplandırdım.
-"Anne uzun zaman oldu."
Annem gözleri dolu dolu başıyla onaylarken ben sadece acı bir şekilde gülümsedim.
Arkadan iki el belimi dolayıp omzuma çenesini koyarken gülümsemem daha da yayıldı yüzüme.
-"Ooo siz iki kardeş fazla mutlusunuz."sesini canlı tutmaya çalışıyordu ama biliyordum ikimizinde canı acıyordu.
-"Evet..."diyebildim sessizce çünkü diyecek bir şeyim yoktu. Samuel geri çekilirken kameranın görüş alanından çıkmıştı. Annem dediği şeyde bir anlam aradığını belli ifade eden çatık kaşları ile bana sordu.
-"Hey ben ne dedim?"
-"Ah anne bu aralar sadece morali bozuk."
-"Neden?"dedi kaşları gevşerken ardından sırıtarak ekledi.
-"Kız mı?"
Bende adice sırıtıp güldüm.
-"Ovv bizim oğlan aşık oluyor ha?"
-"Evet hemde kara sevda..."diye mırıldandım.
Annem omuz silkerek
-"Neyse. Sen nasılsın ne yapıyorsun bebeğim?"gözüm annemden ayrılıp pencereden dışarı minik bir çocuk gibi salıncakta oturan Samuele kayınca gülümsemsemeden edemedim.
-"İyiyim annem. Sadece bu aralar Sam ile fazla uğraşır oldum."dedim iç çekerek.
Gülümsedi ve merakla sordu.
-"Shawnla konuşuyor musunuz?"
Suratım düşerken başımı iki yana salladım. Gözlerim dolmuştu. Annem hemen kaşlarını çatıp
-"Ee hani barışmıştınız?"
-"Evet."dedim omuz silkip tırnaklarım ile oynarken.
-"Ne oldu kızım? Anlatsana meraktan çatlatma insanı."dedi kaşları yüzündeki tek kusurmuş gibi çatılırken. Fazla güzeldi kaşları ve çatılınca alnı yaşından dolayı az da olsa kırışıyordu.
-"Anne bu konu üzerinde duramayacağım işlerim var sonra görüşelim mi?"dedim ve ekran üzerindeki kırmızı yuvarlağa dokundum.
Tableti Amerikan tarzı mutfaktaki ortada duran tezgaha bırakırken cebimden bir çakmak çıkardım ve masada duran sigara paketini alıp içinden bir tane çıkardım.
Mutfaktaki boydan camı kenara doğru çektim ve çıplak ayaklarımı yumuşacık yeşil çimlere bastım.
Sigarayı ağzıma koyup bir avucum ile etrafını sarmalarken diğeri ile çakmağı sigaraya yaklaştırdım. Çakmaktan çıkan ateşe baktım ve bende Samin yanına oturup bir süre ateşi izledim.
Sigaradan derin bir nefes alırken aklımdaki tüm düşünceler dönmüş gibiydi. Aynı zamanda elimdeki çakmaktan çıkan ateşte. Çakmağı ileride duran masaya atarken Same dönüp nefesimi yüzüne üfledim.
İfadesizce bana döndü.
-"Ne istiyorsun?"
-"Bırakta orası bana kalsın."
-"Saçmalamayı seviyorsun Alice."
Tek gözümü kısarak omzuna vurdum ve
-"Galiba."dedim. Gülümseyerek elimdeki sigarayı alıp derin bir nefes çekti ve ağzına götürdü. Derin bir nefes çekti. Gözleri kapalıydı başını geriye doğru atıp zehiri kusursuz dudaklarını açarak dışarı bıraktı.
-"Dertliyim lan!"diye bağırdı ve bir nefes daha alıp bana döndü yaklaştı ve gözlerimin içine baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sick// shawn mendes
FanfictionSessizliğin başladığı noktada fırtına gibi dönecek acı, Sonbaharda düşen sararmış yaprak gibi oradan oraya sürüklenecek aşk! Dünya dönmeye devam edecek sarsılmaz olduğunu sana ispatlamak için, Son kez esecek rüzgar seni bu şehirden uzaklaştıracak ka...