KKA - 8. BÖLÜM

136 9 0
                                    

Multi: Zeliha'nın giyeceği ayakkabı

Hemen eve girdim. Oturma odasına koştum. Amcamlar gelmişti bile. Hemen ellerini öptüm ve annemin isteği üzerine mutfağa gittim(!) çünkü annem beni sürükledi. Hemen koluma vurdu ve bana çemkirmeye başladı.
"Nerdesin kız sen?"
"Valide sulanım, bi tanem ..."
"Yağ yapma!"
"Ay tamam be. İremlerdeydim. Depresyondaydı bende acil gittim işte yanına.". İyiki güzel yalan söylerdim de anlamazlardı. Annemde anlamadı ve amcamların yanına geçti. Ben de bizim odaya geçtim ve kapıyı kapatrım. Gömleğimi çıkardım ve aniden kapı açıldı.
"Höst destursuz seni. Kapısız köyden mi çıktın sen burası bi kız odası. Ya yanlış bi zamanda gelseydin." dedim.
"Aman senden daha güzellerini de gördüm ben." dedi ve yatağıma oturdu.
"Seni İreme söylücem ben gör sen bakalım." dedim.
"Çağlayanla gezdiğini biliyorum. Ve buda senin açığın. Peki şimdi seni saliha yengeme söylersem ne olur?" dedi. Beni tehtit ediyo namızsız.
" Ne istiyosun?"
"İremin ne giyeceğini öğren." dedi.
"Sırt dekoptesi olan bi elbise hemde bordo." dedim yalanla.
"O elbiseyi de İremle birlikte yakarım." dedi.
"Sen kim İremi yakmak kim? Körkütük aşıksın lan sen kıza."
"Asıl aşık olan adamdan herşey beklenir." dedi. Sonra sırıttı ve
"Yakında anlarsın." dedi. Bir an afalladım.
"Ne siyon len sen?" dedim ama hemen oturma odasına gitti. Tişörtümü giyip oturma odasına gittim.
Babamın yanına oturdum. Aklıma bar gelince hemen telefonumu elime aldım ve Halile mesaj attım.
Zeliha'dan
-lan salak babamla konuşta bara izin al.
Halil'den
-mmm.. Bilemedim şimdi alsam mı almasam mı?
Zeliha'dan
-lan salak delirme. Ben gelmezsem iremde gelmez.
Halil'den
-aslında gelmemesi daha iyi sonuçta o elbiseyle herkes ona bakcak.
Zeliha'dan
-lan saçmalama ben senin tepkini ölçmek için öyle dedim. Zaten İremi bilmezmiş gibi konuşma. O öyle giyinmez.

Halil telefonu cebine attı ve babama döndü.
"Amca"
"Efendim Halil?"
"Zelihayla biz arkadaşların yanına gidebilir miyiz?"
"Hayır."
"Baba lütfen." dedim yavru köpek gibi bakmaya çalışarak.
"Olmaz Halil bu saatte serseri tiplilerin takılacağı yerler var siz oraya gidersiniz. Bizim bu salakta merak eder içki içer bide beni katil etmeyin." dedi babam soğukkanlılıkla.
"Ya amca senden önce ben varım zaten ben böyle bişeye izin verir miyim sence? Hem merak etme ya. Bizim bi Kamil var onun amcası yeni mekan açmış oraya gitcez." dedi yalanla. Canım kuzim. Tabi sonunda İreme kavuşcak ya ondan yapıyo yavşak.
"Tamam ama sen ona göz kulak olcan. Yoksa karışmam" dedi babam.
"Şey aslında amca gitceğimiz yer biraz uzak yani orda kalabiliriz. " dedi Halil. Off Halil şimdi babam ağız burun gircek bize.
"Arkadaşlar kim?" dedi babam.
"Ya bizim okuldan bir iki oğlan bide Zeliha'nın arkadaşları." dedi.
"Tamam ama yarın sen getirirsin."dedi babam. Bi an babama baktım. 'Sen benim babam mısın?' bakışı attım. Cidden benim babam. Normalde izin vermezdi bu adam la. Ne oldu? Kafasına baktım bi. Yooo yara falanda yok. Kesin dünyanın sonu gelcek de bana haber vermiyolar bunlar. Yoksa ölcem mi ben? Kendime içimden bi tokat attım. 'Baban izin vermişken kalk giyin' dedi iç sesim. Hemen babamı öptüm ve bizim odaya koştum. Halil de geldi tabi.
"Ne kalması lan neden bahsediyon sen?" dedim.
"Buda bizim aramızda" dedi ve gitmeye kalktı. Hemen kolundan tuttum.
"Kimle?" dedim. Delici bakışlar attım. Yinede cevap vermedi.
" Ciddi misin o zaman kalcaz mı?" dedim.
"Evet." dedi.
"Soğuk bi yer mi?" dedim.
"Biraz. Ama aşırı kalın alma bi ceket alsan yeter." dedi ve gitti. Bende sporcu çantamı alıp içine kısa shortumu, kemik atletimi ve biraz kalın hırkamı aldım. Lacivert pijama takımımıda koydum ve çektim. Küçük boynundan asmalı çantama telefonumu ve makyaj malzemelerimi koydum. Şimdi bara gidicektik bu yüzden elbisemi giydim. Ayakkabımı da giydim ve Halili çağırdım. İçeri girdi ve fermmuarımı çekti. Ben çekemedim çünkü arkadaydı. Çekti ve bana baktı.
"Ayakkabılar olmamış." dedi. Dolaba yöneldi ve çiçekli kadife siyah ayakkabımı çıkardı. İnce topuktu ve önünde kurdele vardı. Bu ayakkabımı çok severdim ama hiç giymeye fırsatım olmadı.

Hemen bi torbaya da mor New Balancelerimi koydum ve onuda spor çantama attım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hemen bi torbaya da mor New Balancelerimi koydum ve onuda spor çantama attım. Saçlarımı at kuyruğu yaptım ve saçlarımın ucunu maşa yaptım. Gözlerime kapatıcı sürdüm ve bordo rujumu sürdüm. İşte hazırdım. Ben oturma odasına böyle girersem babam beni keserdi. Bu yüzden babamlara Halil haber verdi ve aşağı indik. Dört araba vardı. Biri amcamımdı. Halil bizden büyüktü yani ehliyeti vardı. Ama amcam onu okula geç göndermiş. Bize nedenini hiç söylemedi. Tabi Halil amcamın arabasına bindi ben kaldım ortada. Çağlayan arabadan indi ve yanıma geldi. Beyaz bi pantolon giymişti. Ayrıca üzerinde lacibert bi gömlek vardı. Ayakkabıları da gömleğiyle aynı renkteydi. Ben topuklu ayakkabı giyince aynı boya gelmiştik. Bana baktı ve
"Çok güzel olmuşsun" dedi.
"Teşkür edirim janım." dedim dalgaya vurarak.
"Hadi bin arabaya" dedi arabasını göstererek.
"Senle mi gelcem?" dedim.
"İstiyosan yürüyerek gel Zeliha." dedi.
"E kızlar?" dedim hemen .
"İremi Halil alcak, İlaydayı Can, Merveyide Mehmet." dedi. Amaçlarını anlamıştım ama neden ben Çağlayanla gitmek zorundayım. Daha da düşünmeyip sabah bindiğim arabaya bindim. Hemen arkamdan Çağlayan bindi. Elimi radyoya uzattım ve açtım. Bana baktı bi ne yaptığımı anlayınca yola döndü. İşte o şarkı
Simge-bip
Bi an Çağlayanla göz göze geldik ve gülmeye başladı. Koluna vurdum.
"Sanki çok komik. Ne var yani hiç mi şarkı söyleyen kız görmedin?" dedim.
"Gördüm de senin kadar güzel söyleyen birinini değil."
Bi şok oldum ben sonra a101 ;')) (tamam dövmeyin) burda çirkin demeliydi ki 'sen gibi mi?' diyebileyim. Ama o 'güzel' demişti. Offf Ya Rebbimmmm.. Bişey demeden gitmeye başladık. Aklıma çanta geldi. "Çağlayan geri dön" dedim panikle.
"Ne oldu?" dedi.
"Çantamı unuttum. İçinde kıyafetlerim vardı." dedim.
"Metak etme ben sana veririm." dedi.
'Seninkiler bana olmaz' diyemedim. O ise devam ediyordu. Barın önüme geldiğimizde kafeydi. Ama biz 18 yaşından küçüktük. Bizi nasıl alıcaklar diye düşündüm. Çağlayana döndüm.
"Çağlayan bizi buraya nasıl alcaklar? Biz reşit değiliz ki?" dedim. Bana baktı ve burnumu sıktı.
"Seni akıllı bıdık seni.. Aferin sana bunu biliyosun bari. Yanınızda reşit biri var o yüzden alırlar." dedi. Salaklaştım ve "Veli gibi bişey mi yani?" dedim.
"Hm. Bunu beğendim. Benim iznim olmadan bişey yapamazsın yani." dedi ve güldü.
" Neden benim velim sensin?" dedim.
"Çünki ben öyle istiyorum." dedi ve elini omzuma attı. Buna izin vererek içeri girdik. Daha kafeydi bu yüzden bir sorun yoktu. Hemen en geniş masaya oturduk. Bizimkiler de gelince oturdular. Daha sonra kafe kapandı ve bara geçiş yaptık. Bugün canlı müzik günüymüş. Bir saat canlı müzik, daha sonra bir DJ gelicek ve kopmaya başlıyacaktık. Allahtan cumartesiydi. Tabi oğlanlar kendilerine içki bizede kokteyl söylemişlerdi. Benim yanımda Çağlayan oturuyordu. Adam
"Şarkı söylek isteyen seyircimiz varsa sahmeye alalım." dedi. Bende direk kalktım ve sahneye koştum. Adama şarkının adını söyledim.
"Jehan Barbur'dan Her Görüşte Yeniden Aşk"
Hiç bişey bitmez, hiç bişey ölmez
Hiç bişey sonlanmaz, yok olupta kül olmaz
Umudum senleyken bitmez
Her görüşte yeniden aşktır bu belki
Boş bi güne aldanıp
Uzun uzadıya  ağlayıp
Kendimi seninle tanıştırıp belki
Günbe gün özleyip ama iki çift laf edemeyip
Tek başına aşık olmaktır bu belki
Sonsuz bir tekrar bu
Seninle tüm yenidenlikler
Cansız bir aşk avuntusu bu
Her görüşte can bulup güzelleşen

Herkes beni alkışlamıştı. Benim göt havalandı tabi... Cool cool masaya yürüdüm. Kızlar anladı tabii götümün kalktığını hemen ofladılar. Bende onlara dil çıkarıp eski yerime oturdum. Bi yanımda Halil vardı. İçeceklerikimiz gelmişti. Halil ve Çağlayan etraftaki kızları keserken bende bizim kızlara göz kırptım ve Çağlayanın içkisini aldım ve içtim. Bayağı acıydı. İnsanın boğazını parçalıyası vardı şerefsizim. Sonra Halilinkini içtim. Daha az acıydı. Boğazını yakmaz insanın daha sonra kızlara el hareketi yaptım 'kalkın' diye. Kalktık ve dans pistine gittik.

..,.........
(1208 kelime)

Kusurluların Kusursuz Aşkı(Düzenleniyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin