KKA - 45. BÖLÜM

37 2 1
                                    

"Çağlayan!" diye seslendiğimde hala ses yoktu.

Panik yapmıştım.

Tam yerimden kalkıp güvertedekilerin yanına gidecektimki ayak uçlarımda Çağlayan belirdi.

"Buradayım." dedi.

"Ya tam bir pisliksin ya! Ödüm patladı sana birşey oldu diye." dedim.

"Merak etme, sana bir şey olmadığı sürece banada bir şey olmaz." dedi.

Kafasını dizime yasladı. Bende ıslak saçlarını azcık oynadım. Daha sonra merdivenlere yüzüp yukarı çıktı ve suyla saçlarını yıkadı. Daha sonra üzerime su tuttu.

Ben ellerimle korunmaya çalışırken kendimi bir anda suyun içinde bulmuştum.

Sudan kaçayım derken cumburlop denize düşmüştüm. Nefes alamıyordum ve ağzıma burnuma tuzlu su dolmuştu. Gözlerim açık olduğu için gözlerimde yanıyordu.

Daha sonra Çağlayan tam yanıma balıklama atladı ve beni belimden tutarak sudan çıkardı.

İki üç kere öksürdüm ve boğazımdaki tuzlu suyun azını tükürdüm.

"Pisliksin ya. Şu halime bak. Bide ben yanındayken bir şey olmaz diyorsun. Geberiyordum ayol!"diye çemkirdim.

" Sonuçta seni kurtardım! "dedi soluk soluğa.

Beni belimden ittirip eski yerime oturttu ve yanlarımdaki boş yere tutunarak kendini yukarı çekip yanıma oturdu.

İkimizde ayağa kalktıktan sonra üzerimizdeki tuzlu sudan kurtulduk ve havlularımıza sarılıp içeri geçtik. Ben odada üzerimi değiştirdikten sonra, Çağlayan içeri girdi ve kıyafetlerini alıp tuvalete gitti.

Oda giyindikten sonra güverteye, diğerlerinin yanına gittik.

Izgarada balık yapıyorlardı.

Çağlayan oturduğunda bende kolunun altına girip başımı göğsüne yaslamıştım.

"Hadi bakalım Halil, göster bize marifetlerini." dedim. Halil ızgaranın başındaydı. Maşayı alıp bana doğru uzattı.

"Sus yoksa o dilini koparır ızgarada pişiririm he!" dedi yalandan bir sinirli suratla. Gülerek ona dil çıkardım ve Çağlayan'la ellerimizi birleştirdim.

O sırada güverteye Selçuk geldi. İmalı bir şekilde Şelçuğa baktım.

"Zeliha aklından bile geçirme." dedi Çağlayan.

"Maşallah beyefendi, bizde sizi namuslu ev erkeği diye biliyorduk ama sizi elleyen ellemiş bu zamana kadar. Selçukla tanışmasak hiçbirini öğrenemeyeceğiz." dedim.

"Ellenmek mi? Ne tuhaf bir deyim. Üstelik sen bile bana daha dokunmadın. Ben halen namuslu bir erkeğim." dedi elleriyle göğüslerini kapatarak.

"Boşuna şirinlik yapma. Herşeyi bana anlatacaksın. Yoksa bak buraya geri gelir Selçuk'tan her şeyi öğrenirim. Gerçi iki merhaba desem her şeyi anlatacak tipte ama, neyse işte sen anladın." dedim Çağlayan'ın bardağındaki koladan içerken.

Çağlayan önce bana baktı sonra derin bir nefes aldı.

" Hiç oluru yok değil mi? "diye sordu.

" Sence? "dedim ona doğru. Dudağını büktü ve bana bakış attı.

"Şirin olma boşuna, kanmayacağım artık. "dedim. Kafasını omzuma yasladım ve ızgaradaki balıkları izlemeye başladık.

" Kardeşim anladık nişanlısınızda, olan var olmayan var yani. Ayıp oluyor. "dedi İlayda yanıma oturarak.

Kusurluların Kusursuz Aşkı(Düzenleniyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin