Çağlayanlardan çıkıp eve doğru yürümeye başladım. Ne olmuştu bize böyle? Ben mi onu zorlamıştım evlenmeye de istemiyordu? Hani oda beni çok seviyordu?
Apartmana girdiğimde yavaş adımlarla eve çıktım. Anahtarımı çantamdan çıkartıp kapıyı açtım. Salonda toplanan amcamlar bana baktılar. Onların yanına gittim.
"Zeliha hadi hazırlansana." dedi amcam.
"Ne oldu da amca?" dedim annem ve babama bakıp.
"Babaannen hastalanmış kızım onların yanına gideceğiz. Ama senin gelmene gerek yok. Ben Sibel annenle konuştum. Onlarda kalacaksın." dedi annem.
Ah annem ah.. Bizim Çağlayanla ayrıldığımızı bilmiyordu ki. Anneme bu durumu söylemedim. Yolda dayanamaz ve babama söylerdi. Bunun üzerine babam U dönüşü yapıp Çağlayanı vururdu.
Annemleri uğurladıktan sonra mutfağa girdim. Masada oturup yaptığım tostu yerken aklıma Çağlayanla birlikte anneme basıldığımız aklıma geldi. Gülmüştüm ama gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Neden böyle olmuştu ki? Ben mutu aile oluruz diye düşünürken benden ayrılmıştı. Bana koymaz dediğim şey şu an fena halde bana koymuştu. Kazıktan beter olmuştu yani.
Göz yaşlarımı sildim ve babamın bana verdiği beş yüz lirayı alıp odama gittim. Odada yatağımın üzerine oturduğumda birlikte uyuduğumuz aklıma geldi. Bu daha da üzmüştü beni. Bu durumdan kurtulmam gerekiyordu. Hemen dolabımı açtım ve bir elbise seçtim.
Makyajımı hafif tutmaya özen gösterdim. Kimsenin beni hayat kadını sanıp yanıma gelmelerini istemezdim.Ayağıma da sandaletlerimi geçirip üzerime peluş bir ceket aldım.
Kapıyı açıp dışarı çıktım ve merdivenlerden inmeye başladım.
Taksilerin geçtiği yola doğru ilerledim. Şansıma taksi geliyordu. Hemen ona bindim ve barlar sokağının adını söyledim.
Taksici bana aynadan baksada bir şey
söylemeden dediğimi yaptı. Barın önüne geldiğimde parasını verip taksiciyi
gönderdim.En çok dikkat çeken bardan içeri girdim ve hemen içkilerin olduğu tarafa gittim. İlk içtiğimde olanlar aklıma geldi. Yemin etmiştim bir daha içmeyeceğime. Yanımda Çağlayan vardı o zaman. Canın cehenneme diyerek en sertinden istedim. Barmen önüme bir bardak koyduğunda bir yudum aldım. Boğazımı yakmıştı. Barda olan tek tük kişiden biri sadece bendim. Barmen içki içen tek kişi ben olduğum için bana baktı.
"İlk kez mi içiyorsun?" dedi. Tatlı bir sesi vardı. Omzuna attığı beyaz havlu dikkatimi çekti. Siyah sakalları ve kıvırcık saçları vardı.
"Sayılır. Bu ikinci." dedim sonunda benimle konuştuğunu anlayarak.
"Hmm. O zaman daha hafif bir şeyler vereyim sana. Bu biraz ağırdır." dedi.
"Derdin ağır olunca içtiğinin ağır olması hiçbir şey değiştirmez." dedim.
"Hmm." dedi anladığını belli ederken. Ben bardaktakini bitirince barmene uzattım. Bardağı aldı ve bana baktı. "Bir daha lütfen." dedim.
Bu sefer başka bir şişeden doldurdu ama pek önemsemedim.
"Bu arada ben Zeliha." dedim elimi uzatarak.
"Bende Burak." dedi elimi sıkarak.
"Hep burda mı çalıştın?" diye sordum. Kafa dağıtmak en iyisiydi.
"Sen devamlı müşteri misin?" diye sordu.
"Hayır bu ilk gelişim." dedim.
"Ben aslında böyle yerlerde çalışmam. Bir restoranda çalışıyordum. Gelen müşteri kızlardan birine yol yapınca patron işten kovdu." dedi gülerek. O sırada suratımı ekşittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kusurluların Kusursuz Aşkı(Düzenleniyor)
Novela JuvenilOkula yeni gelen oğlanlar, sınıfın popüler aynı zamanda kusurlu olan kızlarına aşık olursa.... Oğlan kıza döndü. "Ne yaptığını sanıyordun sen?" "Ne var ya biraz eğlendik o kadar." dedi kız. Oğlan anlamıştı kızın sesinden. "İçtin mi sen?" dedi oğl...