KKA - 43. BÖLÜM

30 1 0
                                    

Çağlayan'ı zorla Atakanın üzerinden kaldırdım. Atakan her ne kadar kalıplıda olsa, Çağlayan iyi bir dövüşçüydü.

Çağlayan önce çenesindeki teri elinin tersiyle sildi sonrada bana baktı.

Elimden tutup beni verandadan aşağı doğru sürükledi ve bende onu takip ettim. Yani etmek zorunda kaldım.

Beni iki yanı ağaçlarla çevrili, iki ucu ıssız bir yola getirdi.

"Duyduklarım neydi Zeliha?" diye sordu. Sesi gayet normaldi, ama gözleri ve çenesi ateş püskütrüyordu.

"Cidden inandın mı?" diye sordum. İnanamıyordum.

"Cevap ver!" diye bir anda kükredi. Gözlerim dolmuştu bile.

"Doğru filan değildi!" diye bende ona bağırdım.

"Doğruyu söyle!" diye oda bana bağırdı.

"Bana inanmıyor musun? Yoksa inanmak mı istemiyorsun? Ben sana ihanet etmem, bunu sende biliyorsun. Veya biliyorsun sanıyordum. Demek doğru değilmiş." diye söyledim. Sesim sona doğru kısılmıştı. Göz yaşlarım pıt pıt düşüyordu yanaklarımdan.

Her ne kadar sessiz olmaya çalışsamda hıçkırıklarım benden izinsiz dudaklarımdan dökülüyordu.

"Ağlama." dedi sert bir sesle.  Bu sözü beni dahada çok ağlamaya itmişti.

"Şuraya bak ya, aylar sonra ilk kez görüşüyoruz ama bi pislik yüzünden kavga ediyoruz." dedim daha çok ağlarken. Hıçkırıklarım sürekli sözlerimi kesiyordu.

Çağlayan bir anda yanaklarımdan tuttu ve öpüşmeye başladık. Bir yandan ağlayıp bir yandan öpüşüyordum. Cidden çok zordu.

" Böyle olsun istememiştim. "dedi. Sonra bana kocaman sarıldı. Bende ona sarıldım.

" Seni çok özledim."dedim.

" Bende seni çok özledim. "dedi ve anlıma öpücük kondurup beni tekrar bağrına bastı.

" İşlerin bitti mi? "diye sordum.

" Hayır, bitmedi. Ama senin yanında olmaya karar verdim. "dedi.

" Nasıl yani?" diye sordum kafamı kaldırıp ona bakarak.

"Ne demek nasıl? Hatırlamıyor musun diyeceğim ama aklıma geldi. Dün o kadar sarhoştunki ne yaptığını bile bilmiyorsundur."dedi.

" Ne konuştuk dün? "diye sordum.

" Sonra konuşuruz. "dedi ve beni tekrardan öpmeye başladı. Bende ona karşılık vermeye başladım. Dudaklarımız ayrıldığında ikimizde soluk soluğaydık.

"Otele mi gitsek?" diye sordu.

"Otel mi?" diye sordum bende hınzır gülüşümden ona sunarak.  İşaret parmağıyla anlımdan ittirdi ve kolumdan tutup beni arabaya doğru sürükledi.

Arabanın müdavin koltuğunun kapısını açtı ve geçmem için eliyle kapıyı gösterdi. Bende kafamla selam verip arabaya bindim.

Çağlayan'da arabaya bindiğinde kemerimi bağlıyordum.

"Kahvaltı etmedin değil mi?" diye sordu.

"Henüz değil." diye cevap verdim. Üzerimde bir tişört ve eşofman vardı. Ayağımda tüylü terliklerim vardı. Çağlayan ise gayet spor giyinmişti.

"Nerelerdeydin?" diye sordum. Cevap vermedi.

"Yahu insan gibi soru soruyorum, cevap versen olmaz mı be adam?" diye hışımla çıkıştım.

Kusurluların Kusursuz Aşkı(Düzenleniyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin