İlayda'nın anlattıklarıyla hepimiz şoklar içerisindeydik. Bizim utangaç kız bi oğlanı öpmüştü. Hemide dudaktan.
Biz onunla dalga geçerken oda utançtan kıpmırkızı olmuştu.
"Anam gıı... Bizin kız kimlee öpüvemiş? Abeyyy" dedim hemen.
Mervede elini yumruk yapıp kalbine vurdu.
"Bileydim. Seni onlan gönderirmiydim bileydim."
İrem ise tepkisiz sadece gülüyordu. O sırada oğlanlar içeri girdi ve karşımıza oturdular. Bize ufo görmüş masum köylü gibi bakarken biz ise onlara bakıp tekrar güldük.Çağlayan bize baktı ve konuştu.
"Sizi bu kadar güldüren ne hanımlar? Söyleyin de bizde gülelim.""Biz dün çok şey kaçırmışız ya. Kimler kimleri öpmüş de haberimiz yok." dedim gülerek.
"Valla konuşmayın. Sizin daha dün neden ortadan kaybolduğunuz belli değil." dedi Can. Ben ona gözlerimi kısıp bakarken o bana değil Çağlayana bakıyordu. Bende kafamı çevirip ona baktım. O ise kaşlarını çatmış ciddi ciddi Cana bakıyordu.
Arkama yaslandım ve ona bakmaya başladım. O hala kaşları çatık Cana bakıyordu. Daha sonra Can ellerini 'teslim oldum' dercesine kaldırınca oda önüne döndü.
"Buyrun efendim ne alırsınız?" dedi garson yanımıza gelerek.
"Biz ka-" sözüm kesilmişti.
"Biz kahvaltı alalım." dedi Çağlayan. Ne yani ben konuşamıyo muyum?Arkama tekrardan yaslanıp kollarımı çicek yaptım ve ona bakmaya başladım. Oda aynı şekilde bana bakmaya başladı. Böyle baya süre birbirimize baktık. Onun gözlerinde kendimi gördüm o an. Kaşlarımı gevşettim ve öyle bakmaya başladım. O da gülerek bakmaya başladı. Neye gülüyordu ki bu?
Öyle biraz daha baktık birbirimize. Garsonun aramıza girmesiyle gözlerim adamın önlüğünde kaldı. Hemen gözlerimi önüme konan kahvaltı tabağına kaydı. Oha lan? Herşeyi doldurmuşlar içine. Hemen çalatımı salatalığa batırıp azıma attım kibarca. Sonra etrafıma baktım. Bu ne lan? Millet yamyam gibi yemeğe abanmış. Tabi o an içimdeki aç ayı ortaya çıktı ve herşeyi ağzıma tıkmaya başladı.
Ulan... Ulan... Şimdi tam sırası mıydı bu? Hemen yerimden kalktım ve adım attım. Bileğimde hissettiğim baskıyla bileğime baktım. Bi el... Hemen elin sahibine baktım. Çağlayan... Gözlerimi gözlerine diktim 'ne alaka' dermiş gibi.
"Nereye?" diye sordu soğuk sesiyle. Ya sesi soğuktu ya da daha önce çok konuştuğunu duymadığım içindi.
"Çişim geldi. Müsade edersen ayak yoluna gidip gelcem." dedim alayla. Bileğimi bıraktı ve koşar adım tuvalete koştum. İşimi bitirdim ve ellerimi yıkadım. Dışarı çıktım ve bizim masaya yürüdüm. Kahkahalar geliyordu. Kaşlarımı çatarak o tarafa baktım. Bizim kızlar moralleri bozulmuş oturuyorlardı. Mehmet ve Can da buna dahil. Ama Çağlayan ve bi kız gülüyordu. Kız mı? Hemde benim yerimde.
Hemen bizim masaya gittim. Kız ile Çağlayan göz göze baktılar. Ama ona bana baktığı gibi bakmıyordu. Daha tuhaftı. Kalbim sıkıştı bi anda. Ne oluyo lan sana?
Kıza sonra Çağlayana baktım.
"Merhaba." dedim dikkat çekmek için. Hemen herkes bana bakmıştı. Kızlar ne yapacağımı bilir gibi bana baktılar. Durun kızlar...ben şimdi yapmam bunu.
"Merhaba" dedi kız.
"Sen kimsin canım?" diye sordum alayla.
"Asıl sen kimsin?" dedi kız bi an ciddileşerek.
"Koca mabadını koyduğun sandalyenin sahibi." dedim sinirle ve aşağılayıcılıkla.
"Ne? Anlamadım." dedi kız. Nefesimi dışarı verdim ve konuşmaya devam ettim.
"O uturduğun yer bana ait. Şimdi koca götünü kaldır da bende yerime oturabileyim." dedim. Kız ağzı açık bana bakarken oğlanlarında kalır yanı yoktu. Kızlar bu hallerime alışık olduklarından tepkisizce beni izliyorlardı.
"Anlamadın mı?" diye sordum avuç içlerimi masanın kenarına dayayıp. Kızın tepkileri değişmeyince ofladım. Kızın kolundan tutup ayağı kaldırdım ve yerime oturdum. Kimse bana ait olanları kullanamaz. Kız bana şaşkınca bakarken Çağlayanın ise kaşları çatıktı. Kollarımı birbirine bağlayıp yaslandım arkaya.
"Beni izlemen bittiyse artık gidebilirsin sanırım seni çirkin şey." dedim kıza bakıp. Kız ağzını kapattı ve arkasını dönüp gitti. Kızlar sırıtmaya başlarken Mehmet açık olan ağzıyla bana doğru eğildi.
"Sen daha demin ne yaptın?"
"Sanırım kızı göt ettim." dedim kızı göstererek. Bi anda kulağıma kahkaha doldu. Hemen o tarafa döndüm. Çağlayan mı o gülen? Şaşkınca ona baktım.
"Aferin sana. Kurtardın bizimkileri." dedi.
"Ben sadece sandalyeyi kurtardım. Kocaman poposundan kurtuldu canım." dedim ve sandalyenin koluna sarıldım.
"Ve ya kıskandın." dedi Çağlayan arkaya yaslanarak. Şimdi senide göt etmez miyim?
"Evet. Mallarımı kimseyle paylaşamam. O da doğru." dedim. Herkes bir 'oo'çekerken kendime
Tug Life(nasıl yazıldığını bilmiyom.) yaptım. Gelen kahvelerimizi de içtik ve kalktık. Hemen arabalara bindik ve eve yola çıktık. Yolda neden bilmiyorum ama önce radyoyu açtım ve sonra uyudum. Tuhaf mıyım ne? Aslında uyumadım sadece gözlerim kapalıydı. Düşünüyordum. Neden onu kahkaha atarken görünce kalbim hızlı attı? O kızla görünce kalbim sıkıştı. Sanki kalbimi birisi kum torbasının içine koymuşta her yumruk attıklarında binlerce kum tanesi kalbime batmış gibi hissetmiştim.....
Peki öyleyse bunu tek bir cümle açıklayabilirdi.BEN ONA AŞIK OLMUŞTUM...
..........
(715 kelime)Tamam kısa oldu ama aklıma bişey gelmedi. Sınav haftasındayız ve kitaplarımın hepsi beynime kusuyo. Yapacak bişeyim yok. Diğer bölümler uzun olcak merak etmeyin.
Yorumlarınızı bekliom bakın haaa....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kusurluların Kusursuz Aşkı(Düzenleniyor)
JugendliteraturOkula yeni gelen oğlanlar, sınıfın popüler aynı zamanda kusurlu olan kızlarına aşık olursa.... Oğlan kıza döndü. "Ne yaptığını sanıyordun sen?" "Ne var ya biraz eğlendik o kadar." dedi kız. Oğlan anlamıştı kızın sesinden. "İçtin mi sen?" dedi oğl...