/6/DAYANAMIYORUM/
Küçücük bir umut bekleyen yüreğimin içine sönmeye niyeti olmayan bir ateş bıraktım. Sözlerine kilit vurup sessizliğe mahkum ettim dilimi. Deli divane olan kalp atışlarımı susmaya zorladım , canım yana yana. Ruhuma, devası mümkün olmayan yaramı emanet ettim, elimde olmadan.
Sonra ölüme seslendim, almakta zorlandığım nefesi kesmesi için...
Bu saatten sonra soluduğum hava ciğerlerime eziyetten başka birşey değildi. Ardımda bırakıp gidemediğim adama duyduğum aşkı kalbime görmemekten vazgeçmiş, ölüm kokan toprağın kucağına koymaya karar vermiştim...Kahkahaların yükseldiği Sevcan'ın odasında içim kan ağlarken eşlik etmeye çalıştım onlara. Parça parça dağılan yüreğime rağmen sevdiğim adamın nişanlısına gülümsemek çok zordu. Kalbimi kaplayan hüzün gözlerimden akmak için çabalarken, keyifli görünmeye çalıştım. Her ne kadar dayanılmaz olsada sabrettim. Ta ki Asya'nın Boran'a olan duygularını dinleyene kadar.
"Ben artık Boran abiden umudu kesmiştim ne yalan söyleyeyim. Kimseye yüz vermeyince, sülalenin evde kalan ilk erkeği ilan edecektim"
Nazlı'nın keyifle söylediği sözleri Sevcan sırtını yasladığı koltukta doğrularak devam ettirdi.
"Boşuna sessizlerden korkacaksın demiyorlar. Sessiz sedasız kaptı gül gibi kızı"
Bu sözler üzerine kıkırdayan kızlara içim acıya acıya bakarken gözlerim Asya'nın gözlerine takıldı. Aynı adama aşık iki kişiydik, karşılıklı oturan.
Benim gözlerim acıyla kavrulurken, onun gözleri gülümsemeye boğulmuştu.
Gülerken döktüğü bir damla yaşı silerken, benim gözlerimin ardı kaynar suyla birikmişti. Boran'ın aşkıyla dolu gözleri gözlerimi bulduğunda zoraki bir tebessüm yerleştirdim yüzüme. Onun gözlerinin değdiği gözlere bakmak berbat bir histi."Yıllarca kendimi yiyip bitirdim kızlar karşılıksız seviyorum diye. Umudumu kesmek üzereyken yeni umutlar serpti yüreğime. Seni seviyorum dediğin de yeniden doğmuş gibi hissettim. Tükenmek üzere olan kalbimin atışı onun kalbiyle can buldu"
'Seni seviyorum' kim bilir nasıl da güzeldi Asya'ya duymamın imkansız olduğu o iki kelimeyi söylerken. Yüreği diliyle aynı hareketlerde bulunup katmıştı onu içine. Ben farkeder diye çırpınırken o kalbini karşımda oturan kıza açmıştı. Onun için çırpınan kalbim bu sözlerden sonra atmayı bırakmak istiyordu. Adını sayıklayarak ritim tutarken acı bir türküyü tutturmuştu yine dilim.
"Ayy Rabbim bozmasın mutluluğunuzu"
"Amin"
"Amin"
"Amin..." derken sıkışan kalbimin üzerine elimi getirdim. Onun mutluluğu daim olsun diye onlarla birlikte 'amin' demiştim. Mutluluğu bozulmasın diye kalbimin atmak üzere olduğu feryada engel olmaya çalıştım.
"Şu nişanıda bir atlatayım gerisi kolay"
Asya kızlara tatlı tebessümler gönderip cebinden telefonunu çıkardı.
"Gelin kızlar nişan elbisemi göstereyim"
Kızlar yerlerinden kalkıp sevinçle Asya'nın yanına oturduğun da bende yerimden kalktım. Bu anlara daha fazla dayanamayacaktım.
"Ayy çok güzel. Revan yenge gel sende bak"
Kapıya doğru attığım birkaç adımın devamı Nazlı yüzünden gelememişti.
"Ben çay getirip geleyim, bakarım sonra"
"Beraber getiririz yenge gel sen"
İstemeye istemeye kızların yanına gittiğim de içimi yakıcı bir sızı sarmaya başladı. Sevcan oturmam için yer açtığın da ayakta durmayı tercih ettim. Asya telefonunu bana doğru getirdiğin de kaçamak bakışlar atıp, titreyen bedenimi zaptetmeye çalıştım, kolay olmasada. İçimden buran buran kopan acıya rağmen gözlerim gece mavisi elbiseyi görmek zorunda kalmıştı. Asya ve kızlar elbiseye yorumlar yağdırırken "çok güzelmiş " demek zorunda bıraktım dilimi. Gözlerim daha fazla dayanamayıp bir damla yaşı saldığın da yanlarından ayrıldım. Aceleyle attığım adımların sonunda odadan çıkabildiğim de bir bir dökülmesine izin verdim gözyaşlarımın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Ayazı (Revan)
Fiksi Umum-Ara verildi - ' Çok değil aramızdaki mesafe; bir karış ya var ya yok. Ondan duymadım ancak yakınlarından öğrendiğim özgürlüğüne düşkün olduğu. Ben ise özgürlüğün yalnızca sözlükteki anlamını biliyorum. Ruhuma hiç uğramadı, tadı nasıldır, neler hiss...