/18/REVAN'IN DENGESİZİ/
Kalbimi deli gibi zorlayan iki adamı düşündüm... Hangisine daha yakınım hangisine daha yabancı... Ortalarda seyreden bu hal ve kime ait olduğunu bilmemek... Bilmemek daha iyiydi aslında. Yüreğimle baş başa kalıp, yalnızlığın tadına varmak yaşanacak acıları tatmaktan daha iyiydi... Ama olmuyordu işte! Fırtınasına kapılmak istediğim bir çift mavi göz ve varlığına esir olmak istediğim bir çift kahverengi göz kalbimi ha bire tekmeleyip duruyordu. Ve hal böyle olunca kendimden kaçıp kurtulmak istiyordum.
"Uyumayacak mısın?"
Banyodan çıkıp yatağa doğru ilerleyen Ayaz'a "uykum yok" dedikten sonra yüzümü açık olan balkon kapısına çevirdim. Yavaş yavaş soğumaya başlayan hava bedenim gibi içimdeki yangınada çare olabilse keşke. Sönsem keşke bir daha yanmamak üzere. Rüzgar varsın savursun küllerimi, yeterki bir daha düşmesin kalbim amansıza.
"Daha düğün faslı var bunun Revan, salma kendini bu kadar"
Haklı! Daha düğünü olacak nişan ne ki...! Asıl olan o zaman olacaktı kalbime. Yarın ki nişan acı sonumun provası gibi bir şeydi. Hoş o düğünü görebilecek kadar yaşar mıyım belirsiz.
Gözlerimi kararan gökyüzünden alıp Ayaz'a çevirdiğim de "bunlar acı gerçekler çirkin. Bana öyle bakmayı kes" dedi. Kaşlarımı aşırı derecede çattığımı alnımda dolanmaya başlayan ince sızı ve sözleriyle anladığım da alnımı elimle ovalayıp bakışlarımı gözlerinde tutmaya çalıştım.
"İnadına yapıyorsun değil mi?"
"Hayır. Sadece senin için doğru olanı farketmeni sağlamaya çalışıyorum " deyip bana doğru geldiğin de çıplak olan göğsüne bakışlarımı değirmeden yerimden kalktım. Hiç mi rahatsız olurum diye düşünmüyordu, anlamıyorum ki!
Yanan aptal yüzüme rağmen dikkatimi toplayıp "benim için doğru olan...?" diye sordum. Gözlerim ona bakmamak için çabalarken aramızdaki mesafeyi fark etmeme izin vermeden kapattı.
"Çok uzakta değil. Yani iyi bakarsan görürsün kocakız"
Başımı zorda olsa kaldırıp yüzüne baktığımda usul usul bakan maviler gözlerimin derinlerini acıttı. Nasıl oluyordu da bir fırtına misali yıkıcı, ılık bir rüzgar gibi usuldu gözleri. Ne saklıyordu acaba, kimi barındırıyordu bu bakışlar ardında, kim vardı gözlerinin yansımasında , tarumar olan kimdi bu gözlerin esaretinde ? Cevabı bellirsizdi, önceden sevgilisi vardı fakat şimdi bir başka bakıyordu. Sanki o kız yokmuş, hiç olmamış gibi.
Boğazımı temizleyip "görüyorum tarifindeki doğru olanı fakat " deyip elimi kalbimin üzerine koydum. "Hissetmem lazım onu buramla, görmem yetmez " dedim. Yüzüne tatlı bir tebessüm takınıp geri çekildiğin de yüzümü onun aksine astım. Çünkü buna verecek bir cevabı olduğunu düşünmüştüm ama o benden uzaklaşmayı tercih etmişti.
Yanımdan ayrılıp yatağa doğru ilerledi ve yatağın üzerinde ki pantolonunu eline alıp cebinden telefonunu çıkardı. Hemen ardından bakışlarını bana doğrultup "birbirimizde telefon numaralarımız yok, ne garip " dedi.
Canîm dengesizliğini bir kez daha eline alırken bıkkınca nefes verip içimden 'sayende iyice kararsızlığıma battım çok sağol!' deyip bakışlarımı üzerinden ayırdım. Böyle bir konuşmanın sonunda umarım doğru olan kendini gözüme sokmaya bir daha çalışmazdı. Doğru olan değilde dengesiz olan demesi gerekiyordu! Hey ya Rabbim!
Sinirle kollarımı göğsümde birleştirirken duyduğum müzikle şaşkınca ona baktım. Halay müziği açtığı telefonunu koltuğun kenarına koyduktan sonra yüzünü kaplayan gülümsemesi ve ritim tutan bedeniyle bana doğru gelmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Ayazı (Revan)
Ficción General-Ara verildi - ' Çok değil aramızdaki mesafe; bir karış ya var ya yok. Ondan duymadım ancak yakınlarından öğrendiğim özgürlüğüne düşkün olduğu. Ben ise özgürlüğün yalnızca sözlükteki anlamını biliyorum. Ruhuma hiç uğramadı, tadı nasıldır, neler hiss...