/43/ HER ZERREN HUZUR/
' Ben senin yokluğuna bile bir kez olsun sırtımı dönerek uyumadım...'
Kadınından uzakta geçirdiği gecenin pişmanlığını kırgınlığını yüzüne çarpıp gitmesiyle yaşayan Ayaz, ömründen eksilen her saniyenin kalbine bıraktığı kıvılcımı ' hakettim' diyerek karşıladı. Tek bir damla göz yaşına kıyamazken hayalkırıklığı olmak... kendince ahmaklıktı! Birkaç günlükte olsa huzur bulmaya geldiği şehirde yaşadıkları diğer günlerinden farksız değildi ne yazık ki. Kurduğu hayaller ise denizi yastığı, zamanı örtüsü yaparak uykuya dalmaktan başka bir çözüm bulamadı. Geçmişlerinden uzaklaşmadıkça bulundukları âna mutluluk ekemeyecek, yarınlarında huzuru biçemeyeceklerdi.
" Hayalkırıklığımsın... dedi anneanne... Tam burada hayalkırıklığımsın deyip gitti"
Revan'ın gidişiyle olduğu yerde kalakalan Ayaz, anneannesinin önünde diz çöküp başını dizlerinin üzerine koydu. Çok geçmeden anneannesinin elleri saçlarını okşamaya başladı fakat duymak istediği teselli dudaklarından dökülmedi. İyi kötü bir şey söylemesini isteyen Ayaz " bir şey söylemeyecek misin?" diye sorduğunda Ferhan Hanım sağ elini torununun saçlarından ayırıp yanağının üzerine koydu. Evlatlarından dahi ayrı tuttuğu torununun üzüntüsü yaşlı kadının yorgun kalbine ağır geliyor, direncini kırıyordu.
" Ben söyleyeceğimi dün gece söyledim fakat sen dinlemedin Ayaz. Sakin kalabilseydin eğer karın sana hayalkırıklığımsın demezdi. Yanında olur, desteğiyle kırgınlığını, kızgınlığını atlatmanı sağlardı"
" Haklısın anneanne ama ben... gitmeseydim daha kötü olacaktı"
Başını kaldırıp anneannesinin yüzüne bakan Ayaz "hoş şimdi daha da kötü. Göz yaşına bile kıyamazken bir anda kalbini paramparça ediyorum onun... Kaybetmekten korkup her seferinde kaybetmeye bir adım daha yaklaşıyorum. " dediğinde gözleri odasının balkonundan kendisini izleyenlere takıldı.
Sevcan ve Nazlı ile pür dikkat kocasını izleyen Revan kendilerini farketmesiyle yüzünü kapıya doğru çevirdi ama kırılan kalbi ona bakmaktan vazgeçmedi. Üzülmesine dayanamıyor olsa bile kocasının aralarına koyduğu mesafeye katkıda bulunup en sonunda kalbininde yüzünü çevirdi. Yüzünde gördüğü hüzne içi gidiyor olsa da umursamıyormuş gibi yapacak, kendisini anlamasını sağlayacaktı.
"Ayaz, gerçekten pişman mısın?"
" Pişmanım anneanne... Hem de çok pişmanım"
Torununun pişmanlığını gözlerinin her zerresinde görüyordu Ferhan Hanım ancak silkelenip, kendisini toparlaması için inanmadığını belirtircesine kaşlarını kaldırarak bakışlarını balkona çevirdi.
" Madem pişmansın burada ne işin var o zaman oğlum? Neden karının yanında değilsin?"
" Yanında olmam bir şeyi değiştirmez ki... "
" Ne demek değiştirmez?!"
Kendisini cevapsız bırakan torununun geriye çekilmesiyle kaşlarını çatan Ferhan Hanım " kalk çabuk ayağa! Pazarda annesini kaybetmiş çocuk gibi oturacağına karının yanına git" dedi. Torununun başka türlü toparlanamayacağını bilen yaşlı kadın oturmaya devam etmesiyle, kalkmasını işaret etti.
" Bak hâlâ oturuyor! Burada oturduğunda Revan'ın kırgınlığı azalmıyor. Ne yapıp et gönlünü al gelinimin. Kahvaltıya yüzü asık inerse elimden çekeceğin var ona göre"
Balkondan gözlerini ayırmadan ayağa kalkan Ayaz, anneannesinin yanaklarını sıkıp "her türlü çektir razıyım sultanım. Yeter ki yüzü gülsün" dediğinde yaşlı kadın yüzünden ayırdığı ellerini sıkıp " Revan boşuna dengesiz demiyor sana" dedi ve gülümsemesiyle rahat bir nefes aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Ayazı (Revan)
General Fiction-Ara verildi - ' Çok değil aramızdaki mesafe; bir karış ya var ya yok. Ondan duymadım ancak yakınlarından öğrendiğim özgürlüğüne düşkün olduğu. Ben ise özgürlüğün yalnızca sözlükteki anlamını biliyorum. Ruhuma hiç uğramadı, tadı nasıldır, neler hiss...