/39/ HEP BENİM OL/
Son bölümden dört gün sonrası anlatılmaktadır...
' En mutlu gün?'
Evet. Bugün Revan'ın en mutlu günlerinden biriydi. Her dakikasını heyecanla geçirdiği, kimsenin bozmasını istemediği gündü fakat kendi nikahına geç kalması kararsızlığı yüzünden mümkün olacağa benziyordu. Nikahtan hemen sonra İzmir'e gidecekleri için valiz hazırlaması gereken Revan, beyaz elbisesini giyemeden karalar bağlamaya hazırlandı. Bir saati aşkın süredir önünde beklediği dolabı pes ederek kapatan genç kadın gittiği yerde neler giymesi gerektiğini bilmediği için valize yalnızca iç çamaşırlarını ve Ayaz'ın kıyafetlerini koyabilmişti.
" Yenge? Hazır değil misin daha?"
" Değilim"
Revan'ın sesinin ağlamaklı çıkmasıyla kapı ağzında bekleyen Sevcan neyi olduğunu merak ederek içeri girdi. Sırtını dolabın köşesine yaslayıp valizine yüzünü asarak bakan yengesinin yanına yaklaşan genç kız " neyin var?" diye sorduğunda Revan bıkkın nefesini saldı. Ayaz'ın akrabalarıyla tanışacak olmanın yarattığı tuhaf his ve nasıl giyinmesi gerektiğini bilmemek bunaltmıştı genç kadını ve stresi yüzünün her zerresinden belli oluyordu.
" Ben yanıma hangi elbiseleri alacağıma karar veremiyorum Sevcan. Orada nasıl giyinmeliyim bilmiyorum"
Revan'ın neyi kastettiğini anlayan Sevcan dolabın önüne geçip kapağını açtı ve kıyafetlere göz gezdirdi. Birkaç dakikanın ardından etek ve bluzlar yerine yalnızca elbise giymesine karar verdikten sonra bir bir askılarından çıkardı.
" Bunları giy yengem"
" Uygun olur mu bunlar bilmiyorum ki? "
" Yav niye olmasın? Tamam eşinin ailesiyle, akrabalarıyla ilk kez tanışacaksın ama sana kıyafetine göre değer vereceklersese bu onların ayıbı olur"
" Ben değer verip vermemelerinde değilim Sevcan. Sadece Ayaz'ı mahcup etmek istemiyorum"
Elbiselere isteksizce bakan yengesine " bunlarla gidersen için rahat etmeyecek değil mi?" diye soran Sevcan, başını olumlu anlamda sallamasıyla elbiselerin askılarını takıp astı. Duvarda asılı olan beyaz elbiseyi alıp Revan'ın eline tutuşturduktan sonra valizin içindeki iç çamaşırları çıkarıp çekmeceye koydu.
"Tamamdır. Ayaz'a alacağın bir şey yoksa çıkalım yenge"
" Yok ama... onları neden koydun? Bir şey almadan gidemem"
Valizi ve yengesinin çantasını alan Sevcan telaşlanmaması için " çarşıdan alırız" deyip koluna girdi.
" Ama vaktimiz yok"
"Oyalanmazsak var yengecim. Bana güven "
Birkaç Saat Sonra
' Yüreğimdeki siyah perdeleri bir bir düşüren kadın... Sen sadece benimle ol... '
Ağlamamak için derin derin nefesler alıp vererek aynanın karşısına geçen Revan yanıbaşında annesinin olduğunu hayal ederek baktı kendine. Eksik olduğunu inkar edemezdi ama birazdan kalbi yeniden tamamlanacakmış gibi hissediyordu.
' İyiyim anne ve çok mutluyum inan...'
Annesinin gülümsediğini hayal ederek gülümseyen Revan kendisine hayranlıkla bakan Sevcan'a döndü. Onun sayesinde içine sinen bir alışveriş yapabilmiş, kuaför işini halletmişti. Giyinene kadar geçirdiği sürede ise Nazlı aldıkları elbise ve ayakkabıları valizine yerleştirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Ayazı (Revan)
Fiksi Umum-Ara verildi - ' Çok değil aramızdaki mesafe; bir karış ya var ya yok. Ondan duymadım ancak yakınlarından öğrendiğim özgürlüğüne düşkün olduğu. Ben ise özgürlüğün yalnızca sözlükteki anlamını biliyorum. Ruhuma hiç uğramadı, tadı nasıldır, neler hiss...