/4/BEKLENMEYEN TEKLİF/
İçimde ondan habersiz büyüttüğüm aşkın dallarını kestim bugün. Dokunmadığım tenini ölene dek yasakladım. Doğru düzgün bakamadığım gözlerini başka gözlere emanet ettim. Kulaklarımda misafir sesine ruhumu kapattım. Uğurladım bugün kalbimden gönlümün efendisini. Haberi olmadan kalbimde kurduğu hakimiyeti ortadan kaldırdım. Şu anki kadar kolaydı dilimden dökmek. Yüreğim... Karşılıksız bir aşka esir olan yüreğim için kolay değildi. Ulaşamadığım her zerresi başkasının doyumsuzluğu olacaktı. Ben her gece huzursuzca kıvranırken hayallerim de, o huzuru doruklarda tadacaktı. Ben bir ihtimal demeye bile korkar olmuştum.
Bu yüzden uğurladım onu kalbimin derinlerinden. Başkası için atan kalbine harap olmanın bir anlamı yoktu. "Biz" olamayacağımıza göre umut beklemekte yanlıştı!Zifiri gecenin esaretinde gardiyan misali beni gözetleyen mavi gözlere baktım. Nasıl da kolay söylemişti Boran'ın haftaya nisanlanacağını. Ben onun için sevgilisinden ayrıldı diye üzülecekken o bu haberi aldığım da bayılmış olmamdan zevk almıştı.
Uzandığı yatakta doğrulup sırtını başlığa dayadı. Göz ucuyla onu izlerken, o bakışlarını bir an olsun üstümden almamıştı.
"Bir de bana yanlış anladın diyordun. Hiçte yanlış anlamamışım"
Gülerek söylediği sözlerin ardından sırtımı ona döndüm. Oturduğum minderin desenlerini gözlerimle katlederken sinirlerimi bozmaya devam etti.
"Karalar bağladın hemen. Bu kadar çok mu sevdin onu?"
Sorduğu sorunun gereksizliğinin farkında değildi sanırım. Ne olursa olsun kocamdı ve ona kimi ne derece sevdiğimi anlatacak değildim. Hele de bu kuzeni ise.
"Revan"
Adımı birşey isteyecekmiş gibi söylemesine rağmen ona dönmedim. Gıcık bakışlarını görmeyi hiç mi hiç istemiyordum.
"Koca kız !"
Ellerimi kulaklarıma bastırmak istedim, koca kız deyişini duymamak için.
Bir süre sessiz kalışına sevinmek üzereyken omuzlarımda bir acı hissettim. Nasıl olurda arkama gelişini hissetmezdim?
Elleriyle omuzlarımı canımı yaka yaka sıkmaya devam etti. Kaçmak için yaptığım hamlede daha çok sıktı."Bıraksana ya"
Gözlerimden yaşlar acıyla akmaya başlamıştı fakat bu küçük ağamızın umrunda değildi.
"Bir daha sana seslendiğim de cevap vermezsen omzunla yetinmem"
Omzumdaki ellerini gevşettiğin de sözünün bittiğini sanıp, kalkmak için öne doğru eğildim. Kolunu boynuma dolayıp kendine doğru çektiğinde başım göğsüne çarptı. Sıkışı kuvvetli olmasada nefes alışıma engeldi.
" Bir daha olursa nefesini keserim. Anladın mı beni?"
Bu denli ileri gitmesi benim için fazlaydı. Önüne gelen birşeyleri dayatıyor, sesizliğimi körüklüyordu. Eşitlik diye sadece dillerde dolanan kavrama uygun olsun diye kendimce bir çözüm buldum. Küçük ağayı kızdıracağına emindim ve bunu canımı yakmasına bedel olarak düşünmüştüm. Başımı göğsüne iyice bastırıp alanımı azda olsa genişlettim. Yeniden sıkmasına fırsat vermeden bir elimi yere bastırıp, diğeriyle kolunu tuttum. Neticesinin kötü olacağının farkındaydım fakat bunu yapmazsam içim rahat etmeyecekti.
Başımı hafifçe eğip kolunu dişlerimin arasına aldım. Isırdığım kolunu 'ahh'layarak çektiğinde hemen önünden kalktım.Telaşla kapıya doğru giderken " bittin kızım sen!" dedi. Buruşturduğu suratıyla yaptığı tehdit gülmeme sebep olmuştu.
"Gülme lan!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Ayazı (Revan)
General Fiction-Ara verildi - ' Çok değil aramızdaki mesafe; bir karış ya var ya yok. Ondan duymadım ancak yakınlarından öğrendiğim özgürlüğüne düşkün olduğu. Ben ise özgürlüğün yalnızca sözlükteki anlamını biliyorum. Ruhuma hiç uğramadı, tadı nasıldır, neler hiss...