/21/SENLE OLMAK/
Kalbim, acıyla arkadaşlık ederken, mavi gözlerin ardındaki umuda tutunup mutlulukla arkadaşlık kurmaya hazırlandı. Hissetmişti kalbim her ne kadar kabullenmek istemesede kendi gibi olan dengesizi... Acının esiri kalbime kalbi dokunmuş, ard arda gelen itiraflarımız kalplerimizin atacağı adımlar için bir köprü kurmuştu. Temeli yüreklerimizde ki ilk yaralardan atılsa da...
Hayallerimin arasında olmayan bir sabaha aralanan gözlerimin ilk işi dengesizimin gözlerini bulmak oldu. Çünkü bu sabah ikimiz içinde farklıydı. Ondan her zaman çekinen, utanan ben cesaret bulup yüzüne dokunabiliyordum. Belimi saran kollarının arasında rahatsızlık duymuyor aksine her zaman böyle sarıp sarmalasın, güven dolu gözlerini üzerimden ayırmasın istiyordum. Mutlu olmak istiyordum ben acıma defalarca kez şahitlik eden bu adamla. Yüreğimde ki sancının etkisini azaltmak, içim acımadan gülümsemek istiyordum.
Öyle hemen olacak bir şey değildi belki ama Ayaz varken zorda değildi."Günaydın..."
"Bu günaydın hoşuma gitmedi Revan"
Ben şu an ki halimizle mutlu olurken, dengesizimin hoşuna gitmemişti günaydın deyişim. İyi de daha farklı nasıl söyleyebilirdim ki?
' Günaydın canım' olmaz. ' Günaydın...? Aşkım' bu hiç olmaz. Dün bir bugün iki! Nasıl hitap edeceğimi düşünmeye devam ederken Ayaz gözlerini gözlerimden ayırmadan belime sardığı kollarını çekti. Yüzüne yayılan gülümsemesiyle kalbim de gülümserken, yatakta aşağı doğru kayıp başını göğsümün hizasına getirdi. Bu hareketiyle sarılacağını düşünüp heyecanımı bastırmaya çalışırken sol yanıma dudaklarını bastırdı.
'Öleyim istiyor galiba'
Kalbim dokunuşuyla yerinden çıkacakmışcasına çarpıyorken fısıldayarak "günaydın.." dedi. Yağmur sonrası aralanan gökyüzü gibiydim şu an ve bu adam yetmezmiş gibi tebessümle göz kırptı. Ben farklı bir söz ararken o tenleri devreye koymuştu ve ben bu günaydın şeklini hiçbir zaman unutmayacaktım. Kim değerli olduğunu hissettiği anları unutabilirdi ki?Yeniden aynı hizaya geldiğimiz de bakışlarımı kaçırıp çıplak gövdesine doğrulttum. Aynısını yapıp yapmamak arasında gidip gelirken odayı dolduran melodi dikkatimi dağıttı.
"Kesin annemdir" diyen Ayaz yatakta doğrulup telefonunu almak için sehpaya uzandı. Ekrana bakıp "yanılmamışım " dedikten sonra aramayı cevapladı.
İki gündür büründüğü sessizliğinden arınması İpek hanımı da bir hayli rahatlatmıştı. Dün ki hallerimizden sonra bizde rahatlatmıştık tabi. Belli belirsiz hislerimiz sonunda kendine bir yön belirlemiş bizi çıkmaz sokağın başından geri çevirmişti.
"Günaydın anne. Tamam, tamam geliyoruz"
Telefonunu sehpanın üzerine bırakan Ayaz "annem kahvaltı için bekliyor" dedi ve yeniden yatağa uzandı.
"Annem biraz daha bekleyebilir" diyen dengesizim bedenimi sardığın da teninde yer eden tenimin hissettiği huzurdan habersizdi. Habersizdi hep yanımda kalmasını istediğimden dengesiz kalbimin dengesiz adamı...💖💖💖💖💖
"Bence bu çok güzel, anneannem bayılır buna"
"Beğenir ama takmaz, yaşına uygun değil oğlum"
Geldiğimiz kuyumcuda alacakları hediyeye karar veremeyen anne oğulu keyifle izlerken bir yandan da İpek hanımın gidecek olmasına üzülüyordum. Ayaz burada kalacağı için sevinen annesi kahvaltıda gitme vaktinin geldiğini dile getirdi. Başta itiraz etmiş, istememiştik fakat annesinin daha fazla yalnız kalmasını istemediğini söyleyince hak verdik. Tabi gitmek istemesinin tek sebebi bu değildi. Burada kaldığı sürece Ayaz'ın babasıyla arasına koyduğu mesafenin artacağını düşünüyordu. Haksız değildi belki ama Sinan ağanın Ayaz'a olan davranışları da iyi değildi! Başkalarına bile oğlundan daha fazla değer veriyordu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Ayazı (Revan)
General Fiction-Ara verildi - ' Çok değil aramızdaki mesafe; bir karış ya var ya yok. Ondan duymadım ancak yakınlarından öğrendiğim özgürlüğüne düşkün olduğu. Ben ise özgürlüğün yalnızca sözlükteki anlamını biliyorum. Ruhuma hiç uğramadı, tadı nasıldır, neler hiss...