/13/SEN YANIMDASIN/
Bölüm geciktiği için çok üzgünüm özür dilerim arkadaşlar. İçime sinmediği için bölümü bir türlü yayımlayamadım. Sürekli olarak hüzünlü şeyler yazdım bu bölüme ve bir ara Ayaz'ı bile ağlattım. Bu da içime sinmediği için silip durdum. Bu aradada sizi beklettim özür dilerim. Orta kıvamda bir bölüm hazırlayabildim sonunda ve dilerim beğenirsiniz.
Keyifli okumalar...
Bilindik bir sabaha aralarken gözlerimi aklımdan ilk geçen 'bugün beni neyin beklediği' idi. Her gün zorlu, acı veren durumların olmasına alışan bünyem, yeni olumsuzluklar için kendini hazırlamaya koyulmuştu bile. Bu konakta bitmek yerine çoğalan acılarım ve sorunlarım vardı. Sonu gelsin istedikçe yenileri başlıyordu ve bedenimin ne zaman iflas bayrağını çekeceğini kestiremiyorum.
Zorlu durumların arasında birde tuhaflıklar vardı. Ayaz...
Dün gece söylediği sözle duygularımı alt üst edişi yetmezmiş gibi şu an aklıma gelince bile bir hal oluyorum.
Kayıtsız kalmam gerekiyordu belkide ama ben yapamadım. Yok sayamadım nedense 'güzelsin' deyişini. Bu dengesiz, aklı firarda ağanın ağzından ilk kez iyi bir şey duymuştum, bırakayım da sevinsin aptal varlığım dedim."Günaydın çirkin"
Verdiği ufak fakat gözümde büyüttüğüm o güzel sözün verdiği sevinci 'çirkin' diyerek bitiren Ayaz'a ters bakışlar attım. Kocakız bile demesi çirkin demesinden iyiydi. Hatta hiç isim takmayıp sadece Revan dese... Adımı sık söylemese de güzel söylüyor en azından dengesiz.
"Günaydın dengesiz ağam"
Onu sinir etmenin püf noktalarını bilmek güzel fakat verdiği tepkiler hiç hoş değil. Çünkü şu anda olduğu gibi mavinin en güzel tonuna sahip gözleri öfkeyle doluyor.
"Revan!" diye uyarır tonda adımı söylüyor ve üzerime doğru geliyor. Üzerime doğru geliyor? Son seçeneği çok yapmadığı için bende korku ve şaşkınlık birbirine girdi ve o an kaçmak yerine olduğum yerde kalakaldım.
Tam önümde durup işaret parmağını bana doğrulttu beyimiz. O an için korkuyor olsamda belli etmemeye çalışıp dik dik gözlerine baktım.
"Bana bir daha"
"Dengesiz demeyeceğim. Bunu isteyeceksen isteme çünkü sende bana adımla seslenmiyorsun"
Lafını bölüp konuşmam onu delirtti diye düşünürken yükselttiği ses tonunu düşürüp "yoo dengesiz diyebilirsin, söyleye söyleye alıştırdın zaten benide " dedi.
Dengesizliğini kabul edişi şu anki korkularıma rağmen gülümsememe neden oldu. Ama ben çirkine alışacak değildim onun gibi!
"Revan. Bana bir daha ağam dersen kalbini kırmaktan çekinmem."
Alçak çıkan ses tonu sertliğini yansıtırken "bi daha olmaz özür dilerim" dedim. Böyle söylemesi bile nedense içime sızı halinde dağıldı. Kalp kırmak, böylesi kolay dile getirmek ne basit.
İkimizde bir şey söylemeyip bakışlarımızı kaçırırken Ayaz
"Neyse gidip kahvaltımızı yapalım" dedi.Oldu bitti işte. Ayaz bey lafını söyledi, Revan kabullendi ve konu burada kapandı. Ona diklenseydim konu uzayıp gidecekti. Bu yüzden ilk kez yengemin dediğini yapıp, kötü gideceğini bildiğim konuşmada ona hak verip uzatmamasını sağladım.
Tabi bir mecburiyetim de gitmemesi için olabildiğince iyi davranmak. Dün ufak bir tartışma bile koca bir kavgaya dönüştü. Şimdi aynı şeyin tekrarında Ayaz giderdi ve geri gelmezdi. Hoş sadece iki gün sonra gidecekti ve benim bu çabam boşunaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Ayazı (Revan)
General Fiction-Ara verildi - ' Çok değil aramızdaki mesafe; bir karış ya var ya yok. Ondan duymadım ancak yakınlarından öğrendiğim özgürlüğüne düşkün olduğu. Ben ise özgürlüğün yalnızca sözlükteki anlamını biliyorum. Ruhuma hiç uğramadı, tadı nasıldır, neler hiss...