/10/SAHİPSİZ YÜREK/
Dilerim beğenirsiniz...
Çektim yine kırgınlıklarımı bir kenara, üzerime yığılan kızgınlığı izledim. Utanarak araladığım gözlerimin üzerine düşen kahverengi ve mavi gözlere baktığım da acıyla çırpındım. Tabi bu çırpınma bedenim de değil ruhumda ve kalbimdeydi...
Vururken kendini gün geceye yaşla araladığım gözlerim gözlerini buldu. Kahverenginin yüreğime akan tonlarının eşliğinde kalbimin acı atışlarının sonunun gelmeyeceğini anladım o vakit. Gitsin istedikçe gözlerime değen gözleri işimi zorlaştırıyordu. Aklım, kıyıya vuran dalgalar misali unutma çabalarında iken kalbim, yoluna serilmeye hazırdı. Kalbim ve aklım farklı yollara ayrılırken ruhuma değen Ayaz'ın varlığı ile herşey çıkılmaz bir hal almıştı. Ona karşı içimde oluşan suçluluk duygusuna Asya'nın iyi niyeti de eklenince çareyi yine kalbimi yok saymakta buldum. Ezip geçecektim Boran' nın aşkıyla dolup taşan kalbimi! Vazgeçmeye meyli olmasada yapacaktım bunu...
Kollarımdan tutup kaldıran Ayaz ve Boran'a ters bakışlar atan Kıymet hanımdan gözlerimi ayırıp Sinan ağaya baktım korkuya karışan öfkemle. O ise hak ettiğimi bas bas bağıran bakışlar atıyordu dinmeyen öfkesiyle.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen ya?!"
Kolumdan çıkıp babasının üzerine yürüyen Ayaz'a endişeyle bakarken Boran kolumu bırakıp ona doğru ilerledi.
Can çekişen takatimle ona doğru gitmek için birkaç adım attığım da devamını gözüm karardığı için getiremedim."Sesinin ayarına dikkat et karşında baban var!!"
"Etmiyorum!! Ne olacak?!"
Babasıyla arasındaki mesafeyi kapatan Ayaz sonunu düşünmeden ona diklenirken Sinan ağa vurmak için elini kaldırdı.
Vuracak korkusuyla dolarken içim Boran dayısının elini havada yakaladı.Öfkeli bakışları bu kez Boran'ı bulan Sinan ağa kolunu tutan eline kısa bir an bakıp kolunu sertçe çekti. Dinmeyen öfkesini savururken ortalığa Ayaz'ın nöbet geçirmesinden korktum.
"Dayı sakin ol"
"Karışma sen!"
Araya giren Boran'ı tersleyen Sinan ağa işaret parmağını Ayaz'ın göğsüne vura vura "hal hareketlerine dikkat et! " dedi.
"Hareketlerine dikkat edecek biri varsa o da sensin. Ona vuramazsın!"
"Öyle mi?" diye bağıran Sinan ağa elini Ayaz'ın göğsüne koyup ittiğin de yanlarına yaklaştım.
Geçen seferde böyle yapmıştı ve o nöbet geçirdiğin de oğlum diye üstüne titremişti. İnsafı yalnızca oğlu rahatsızlandığın da ortaya çıkıyordu bunu anlamıştım."Sende yarım akıllı karına sahip çık o zaman. Orda burda beni rezil etmeyin! "
"Rezil olup olmaman umrumda bile değil. Ona bir daha dokunmayacaksın anladın mı?"
Oğlunun savunuşları zoruna giden Sinan ağa onu yeniden itip
"Ayaz defol git gözümün önünden hasta falan dinlemem alırım ayağımın altına" dediğin de içime bir kor düştü. Bir insan bunu oğlunun gözünün içine baka baka nasıl söylerdi? Bu kadar kalpsiz olabilir miydi bir baba?Sinan ağanın bu sözü üzerine kızlar şaşkınlıkla ağzını kapatırken Boran uyarır tonda "dayı!" dedi. Öfkeli bakışları Boran'ın üzerinde gezinen Sinan ağa Ayaz'ın koluna çarparak yanımızdan ayrıldığın da Kıymet hanımda arkasından gitti.
"Sen bakma ona sinirli olmasa asla dile getirmez"
"Bana onu savunma Boran"
Boran'a kızdığını düşündüğüm Ayaz bana doğru döndüğün de öfkeyle kavrulan bakışlarından bakışlarımı kaçırdım. Benim yüzümden laf yemişti ve yetmemiş gibi babasıyla arası açılmıştı. İçime bunun pişmanlığı dolarken, yanında duramayacağımı anlayıp yanlarından ayrıldım. Odama doğru zar zor ilerlerken koluma giren Sevcan'a teşekkür edercesine baktım. Babasına gücü yetmese de yaptığına göz yummayıp araya girmesi minnetimi çoğaltmıştı. Asya'ya karşıda öyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Ayazı (Revan)
General Fiction-Ara verildi - ' Çok değil aramızdaki mesafe; bir karış ya var ya yok. Ondan duymadım ancak yakınlarından öğrendiğim özgürlüğüne düşkün olduğu. Ben ise özgürlüğün yalnızca sözlükteki anlamını biliyorum. Ruhuma hiç uğramadı, tadı nasıldır, neler hiss...