"Mu.Mutant avcısıyız"

161 9 0
                                    

Sevgili olarak geçirdiğimiz 8 yılın ardından kendimize düzenli bir hayat kurmuştuk. Yavaşça ona ona uyum sağlasam da arada bir öldürmeye baskın tarafım galip geliyor ve çileden çıkıyordum. Tam bu zamanda yanımdaki kişi kim olursa olsun gözüm hiçbir şeyi görmüyordu. 

Sabah uyandığımda evde garip bir sessizlik vardı. Ayağa kalktığımda yarı çıplak ve kan içindeydim. Kanın kokusu keyif verirken içerde bir yerde endişe hissediyordum. Ya Ares'e zarar verdiysem?

Neler olmuştu dün gece? Hemen duşa girip kuruyan kanı üzerimden çıkarmak için saatlerce uğraştım. Duştan çıkıp giyindikten sonra salona geçtim boy aynasına yapıştırılmış bir not buldum "Bunu sana yapamam. Sen bana kalbini açmışken sana yalan söyleyemem. Ares.."

Mektubu okur okumaz kendimi koşarken buldum. Büyük eve geldiğimde sadece Danny ve Rose vardı. "Bana neler olduğunu anlatın. Ares nerde?" Danny "Neler olduğunu sana ben anlatamam" sinirlenmeye başlamıştım. Rose "Sana bir mesaj bıraktı" 

Elindeki usb'i alıp yukarı çıktım ve bilgisayara taktım.  Video açılır açımaz  Gözlerinden pişmanlık akan yabancı ama bir o kadar tanıdık bir yüz karşıladı beni "Merhaba...."  

 Kaşlarım çatık videoyu izlerken o devam etti "Seni terk etmedim sadece küçük bir klan savaşı için aileme kayıldım. Seni yanımda sürükleyerek tehlikeye atamazdım. Geri döndüğümde senden bir daha asla ayrılmayacağım."  Sinirle bilgisayarı kapatmış ve aşağı inmiştim "Ne savaşı bu?" dedim kükreyerek. Danny beni koltuğa oturtmuş "Bazı mutantlar gruplaşır ve o bölgedeki diğer baskın gelen mutantları öldürürler." 

"Köpek misiniz oğlum siz? Yok birde ortalığa işeyip koku bırakın!" Rose gülümseyip "Sakin ol tatlım. Büyük bir şey değil" diyince bende gülümsedim "Nerde bu savaş?" ikisi bakıştı. "Sana söyleyemeyiz. Ares'e söz verdik."

******

Aylar hızla geçerken ne Ares'ten nede aileden bir haber vardı. "Ölmediklerine emin miyiz?" dedim sakince "Koskoca aileden birtek üçünüz kaldınız" dedim. Danny okuduğu gazeteyi indirip "Eminiz" dedi bastırarak. "Nasıl emin olabiliyorsunuz. Haber var ve bana mı söylemiyorsunuz?" 

"Hayır ama aileden bir kaç kaybımız var" dedi. Göz devirdim "Açıklama yapacak mısın? Yoksa zorla mı alayım ağzından?" gülümsedi "Sadece his" 

"Öylemi o hislerinizle iletişim kurup Ares'e eğer kısa zamanda benimle iletişim kurmazsa onu bulup bizzat benim öldüreceğim söyleseniz iyi olur" dedim. 

Danny gülümseyip "Olur" diyince tepem atmıştı. Camdan aşağı atlayıp en sevdiğim arabama binmiş ve şehirdeki eve dönmüştüm. Birkaç gün burada kalacaktım. 

Gittiğim gibi temizliğe başlamıştım ortalık toz duman içindeydi ertesi gün alışveriş yapıp evi düzene soktum. Bir hafta hızla geçerken izlendiğimi farkettim. Mutant değildi. İnsandı.

Elleri sürekli tetikteydi cebindeki bir şeyi kavrayıp bırakıyordu. Sapık olamayacak kadar yakışıklıydı. Gelen geçen bütün kadınlar üstüne atlamamak için zor duruyordu. 

Sabah yürüyüşünü yapmış ve kahvemi alıp sahildeki banklardan birine oturmuştum. Onun kokusu ciğerlerimi doldururken etrafta başka bir kaç tane daha olduğunu farkettim. Yeni ama aynı kokular. 

Anında etrafımı sarmışlardı. "Ellerini kaldır pis mutant" kahvemi yudumlarken "Ayıp ediyorsun ama." dedim ve adımladım silahlar üstüme doğrulurken "Sana ellerini kaldır dedim" dedi yakışıklı olan." Gülümsedim "Emin misin?" 

"Görebileceğimiz bir yere kaldır" kollarımı hızlıca kaldırdığımda deniz suyu üç metre yüksekliğe ulaşmıştı.  "Ne yaptığını sanıyorsun?" omuz silktim "Ellerimi kaldırıyorum" burnumun kaşınmasıyla gelen hapşuruğa engel olamazken yanlışlıkla bütün dalgayı etrafımdakilere yönlendirmiştim. Dalga hepsini yutarken birini son anda çektim "Pardon! Burnum kaşındı" dedim boğulan adamın ciğerlerinden suyu çıkarırken. 

"Pekala bana ne olduğunuzu söylerseniz seni affederim" dedim kahvemi geri alırken. "Mu.Mutant avcısıyız" hayretle banka geri oturdum ve üstündeki bütün suyu çekip aldım "Eeeee?" 

"59'uncu bölge tarafından kurulduk" dedi. "O nedir?" 

"İnternetten araştır uzun mesele" kafamla onayladım. "Etrafta başkaları var mı?" kafasıyla onayladı "Dağın içlerine doğru bir aile var. Onları avlamaya gittiler" ruh halim aniden değişirken adamı suya geri attım ve koşmaya başladım. 

Zamanında yetişemezsem Ares ile olan bütün bağlantımı kaybedecektim. 

+++++++

Eve vardığımda ikiside diz çöktürülmüş infaz edilmek üzereydi. İlk yakaladığımın boğazını parçalayarak öldürürken "Kaçın!" dedim. Danny ,Rose'u güvenceye alırken ben bir diğerinin kalbini sökmüştüm ama onlar profesyoneldi. Dikkatlerini benimle dağıtmak yerine hedeflerine odaklıydılar ben diğerlerini katlederken sonuncusu Rose'a doğru doğrulttuğu silahı ateşleyince kurşunun önüne atlamak zorunda kalmıştım. 

İçimden geçip organlarımı parçalayan saçmalar etrafa saçılırken adrenalinin verdiği güçle adamı kafasına kadar toprağa gömmüş ve ellerimle kafasını tutup yavaşça kopartmıştım. 

"Athena!" ciğerlerime dolan kanı tükürdüm "İyi misiniz?" dizlerimin üstüne düşerken ağzıma dolan kanı yuttum derin bir nefes aldım. Danny beni ayağa kaldırmak istesede ona engel oldum "Para ve kimlik alın" dedim. Rose bana göz kulak olurken Danny eve koşmuştu. "Ölüyorsun" dedi Rose dolu gözlerle "Ciddi olamazsın? Ben günde mutlaka beş litre kan döküyorum" dedim şakasına. Danny yanımıza vardığında ormandan gelen ayak seslerine kulak kabarttım "Çabuk geldiler" dedim ve ayağa kalktım. Onlar daha ne olduğunu anlamadan Danny ve Rose'u sırtıma atıp koşmaya başladım. 

"Bu halde koşamazsın" dedi Danny nefes nefese. "Kanayan yerime bastır aptal!" Danny anında baskı uygularken Rose "Uzun süre böyle devam edemezsin" dedi. "Kes sesini" dedim koşmaya devam ederken. 

Uzun zaman sonra ayağım dala takılmış e hep beraber uçurumdan yuvarlanmıştık. 

+++++++

"Uyan" gözlerimi aralarken mavi ve soğuk gözlere baktım. Kocaman bir gülümseme sundu ve beni yavaşça doğrulttu "Sen nasıl?" 

"Seni koşarken takip ettim" kafamla onayladım "Diğerleri?" başını arka tarafa çevirdi "Seninle birlikte yuvarlandılar" 

"Durumları iyi. Sadece baygınlar" derin bir nefes almamla göğsümden kan fışkırdı. "Çok güzel kokuyorsun" dedi akan kanıma doğru çekilirken. Son gücümle elimde oluşturduğum ateşle onu tehdit ederken geri çekildi "Uzak dur" dedim tıslayarak. Gülümsedi "Seni sevdim." ayağa kalktı "Bir kaç yıla görüşeceğiz. Unutma bana borçlusun" dedi ve Danny'nin baş ucuna geçip ellerini şakaklarına yerleştirdi "Uyan" demesiyle Danny gözlerini açtı. Bana son bir bakış daha atıp yok oldu. 

"Rose'u kontrol et" dedim doğrulurken "Yola devam etmeliyiz. Kalacak yer bulalım"

Önce Rose'u kontrol edip tşörtünü çıkardı ve etrafımda sıkıca sardı. "Kan kaybını önler" dedi  ve Rose'u sırtına aldı sonra beni kucakladı. "Dayan biraz seni iyileştireceğiz" dedi. 

"Sanmıyorum koca adam ama şansını dene" dedim göz kapaklarım ağırlaşırken. 

"Biraz dinleneceğim" dedim kafamı göğsüne yaslarken. Vücudumdaki kanın yüzde doksanını kaybetmiştim bile. Hala ölmemiş olmam resmen mucizeydi. 


MUTANTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin