"Hey ucube?"

37 4 0
                                    

"Avcılar gitti. Artık tamamen özgürüz" Andy Eddith'i korumak amaçlı bir kaç gündür evde değildi ve sözleri biter bitmez "LANET OLSUN. EVİ NE HALE GETİRMİŞSİNİZ?" diye eklemişti şok içinde.

WooBin "Hatırladığım kadarıyla temizlik sırası sendeydi" dedi ve beni kaptığı gibi dışarı çıkardı "ÇABUK BURAYA DÖNÜN. SİZİ ÖLDÜRECEĞİM"  Ona öpücük yolladım "Bizde seni seviyoruz"

Hızla kaçarken kahkaha atmadan duramıyorduk. Ev temizliğini Andy'e kitlemek mükemmel bir fikirdi ve üstelik sıra WooBin de iken.

"Bu yaptığın çok acımasızcaydı" yavaşça mutant genlerimiz geri dönüyordu ve biz daha mutlu hissediyorduk.

Ormanın derinliklerine dalarken yarışmaya başlamıştık. "Yamaca!" dedim daha da hızlanırken.

Karşıma çıkan devrilmiş ağacın altından kayarken WooBin üstünden atlamıştı. Beni geçmenin verdiği hazla kahkaha atıp "Solladım" demiş ve koşmaya devam etmişti.

"Önüne bak aptal!" Dememe kalmadan büyük bir ağaca çarpıp ikiye ayırmıştı. "Solladım!" diye ben bağırdım bu sefer.

Üstünü temizler temizlemez bana yetişti ve üstüme atladı. İkimizde gürültüyle yere düşerken birkaç kaya parçalanmış ve bir ağaç devirmiştik.

"Bunu neden yaptın!" Onu üstümden ittim ve sinirle ayağa kalktım.

"Kokuyu almadın mı?" Kaşlarımı kaldırdım "Ne kokusu?" Etrafı koklamaya başladığımda burnuma gelen tanıdık koku ile şaşkınlığımı gizleyemedim.

WooBin öfkesine hakim olamazken "Onların burada ne işi var?"

"Bilmiyorum ama iyi bir şey için olmadığı kesin!"

Caius klanı ve Watters kalnının kokusunu alabiliyordum. Daha önce Caius klanında bir çok kişiyi kuralları ihlal ettiği için öldürmüştük.  "Gidip bir bakalım" Eddith'inde aralarında varoluduğunu düşündüğümüz için Andy'niin dünyayı yok etmesine izin veremezdik. Yoksa kimden beslenecektik.!

İkimizde koşmaya başladık. Kokunun en yoğun olduğu bölgeye vardığımızda alanın güzelliğine hayretle baktım.

Ancak bu kısa sürmüştü. İki grup birbiriyle karşı karşıya gelmişti bile. 

"Burası bizim bölgemiz. Buradan hemen gidin!" dedi siyah saçlı ve aralarındaki en yaşlısı.

Caius "Burayı size vermeyeceğiz. Gerekirse savaşırız" dedi ve onun tarafındaki herkes savaş moduna geçti.

"Kavga edecekler" gülümsedim ve aşağılayıcı bir şekilde  "Bu çok açıklayıcı oldu" dedim.

"Salak. Kavga ederlerse avcılar buraya gelir...Ayrıca...Andy bunu hoş karşılamaz. Zaten canlı kalacaklarına inanmıyorum. Sonuçta Eddith'e yabancıların kokusu olacak." kaşlarımı çattım ve birbirine doğru koşan klanların ortasında bir alev bariyeri oluşturdum. İki tarafta aniden dururken bakışlar bize döndü. "Sonuçta ölecekler. Eddith'i alıp gidelim?" 

"Ailesini bırakmaz" göz devirdim ve onlara doğru yürümeye başladım. 

"Öncelikle burası bizim bölgemiz" diye araya girdi WooBin ve ekledi "Kavgaya gelirsek..." o ilerledikçe alevleri söndürüyordum.

"Eğer yaşamak istiyorsanız kurallara uyun" diye kükredi.

İki tarafta geri çekilme niyetinde değildi.

Caius "Kuralları falan bilmem...." WooBin anında adamı boynundan yakalayıp havaya kaldırdı "O zaman öğreneceksin!" Caius'un klanı tekrar saldırıya geçmişti ki ortalığı tekrar alevlendirdim. "Ben olsam denemem" sonra boğazımı temizleyip "Adamı bırak Saja" boğazını dümdüz etmek üzereyken adamı fırlattı ve bana döndü. "Ne yapmayı planlıyorsun?"

"Bir sınır belirliyorum ve sınırı geçeni öldürürüm" dedim toprağa kalıcı bir sınır çizerken.

"Kurallar şunlar..
1.Bölgelerinizi geçmeyeceksiniz
2.Kavga olmayacak
3. Dikkat çekmek yok"

Kendini toplayan Caius "Şehirdeki işlerimiz ne olacak?" Aralarındaki gençleri gösterdi "Okula gitmeliler" WooBin başını ovalayıp "Okul ve şehir içi tarafsız bölge." dedi.

Heyecanıma yenik düşmemek amaçlı gözlerimi ondan ayırdım. İçimdeki mutant öldür diye yalvarıyordu. İçgüdülerim beni kemirirken derin bir nefes aldım. Bugün kimseyi öldürmeyecektim.

~~●~~
Okula varır varmaz kendimi gerilim dolu bir ortamda buldum. İki tarafta birbirine öldürecekmiş gibi bakıyordu. Boğazımı temizleyip aralarından geçtim bu bir nevi tehditti.

Ben sınıfa doğru çıkarken Eddith ve Jason yanıma gelmişti. "Burada kalmalarına izin vermezsin!" Göz devirdim "Neden?"

"Onlar isyancıları barındırıyor." Durup onlara döndüm "Eeeee?"
Jason "Onlarla daha öncede karşılaştık Athena. Sözleşmeye uymazlar ve savaş çıkarırlar." Derin bir nefes aldım "Buna curet edemezler" kafamı yana yatırıp bize bakan gruba göz kırptım "Öyle değil mi beyler?" Kimseden yanıt gelmezken küçük bir hırlama kaçtı boğazımdan. Hepsi hızlıca toz olurken dikkatimi tekrar Eddith'e verdim.

"Geleceği görüyorsun. Eğer bir şey olursa haber ver. Onları yok etmekten zevk alırım" dedim bu aralar içimde büyüyen öldürme arzusunu bastırırken.

İndartsu güçlerimiz geri gelmişti. Artık tamamen bendim ama bedenimde bir takım değişiklikler vardı. Ani ruh halim değişiyor ve sürekli öldürme dürtüsüyle geziyordum. Ayrıca mutant olmamdan bu yana bana unutturulmuş her şeyi her duyguyu hatırlıyordum. Zayıf ve zavalı Athenayı...

Şimdi ise olduğum katil kimliğimle  bir sorunum yoktu onu seviyordum. Onunla barışık ve ona aşıktım. Gücüne düşüncelerine hatta hazlarına bile değer veriyordum. Sorun şu ki o tarafım Wattersları öldürmek için yanıp tutuşuyordu. Bu Gresvenorla karşılaştığımda onu öldürme isteğimin belki de yüz katı fazla bir istekti.

Sakin kalmaya çalışarak derin bir nefes aldım.
~~●~~

"Hey ucube?" Cevap vermeden yürümeye devam ettim.

Önümü kesen grup "Sana diyoruz." Derin bir nefes aldım ve geriye doğru yürümeye başladım ancak biri bileğimden tutup beni geri çekmişti. "Bu gece bizimle takılmaya ne dersin? Çok seksisin" alaylı gülüşler ve benim gün yüzüne çıkmaya çalışan öfkem.

Kolumu çekip "Uzak durun benden!" dedim hırlayarak ama bu onları korkutmamıştı. "Ooo. Sert kızı oynuyorsun. Sert kızları severiz" Gülümseyip "Bende sert erkekleri severim. Bakalım siz ne kadar sertsiniz?" diyip birini boğazından yakalayıp havaya kaldırdım.

Boş elimle diğerinin kolunu tutup bir başkasına çarptırdım. Kanın yayılan kokusu beni heyecanlandırırken arzuladığım tek şey kan olmuştu.

Boğazını sıktığım çocuğu bir yere fırlatıp kana yönlendim. "Güzel kokuyorsun" demiş ve acı içinde yatan çocuğu kendime çekip boğazını ısırmıştım.

Ağzıma dolan kan ile artık tamamen içimdeki vahşi mutantı serbest bıraktım.

"Lanet olsun Athena!" Kafamı kaldırıp bu sitem dolu sesin sahibine baktım.

WooBin "Parti yapıp bana söylemiyorsun. Bu kalbimi kırıyor" ağzımı silip  "Bu sadece atıştırmalıktı. Parti yeni başlıyor"

Bir kahkaha atıp ayağının altındaki canlı bedene eğildi ve yardım için dilenen varlığın boynunu ısırdı. Gülümseyip bende devam ettim.

Gece daha yeni başlıyordu. Eğlence ise asla bitmeyecekti.

MUTANTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin