"Hemen şimdi"

30 5 0
                                    

"Diş etlerim acıyor!" WooBin tüm huysuzluğuyla etrafta gezinirken "Amk! Sende mi?" dedim ondan daha öfkeli bir şekilde. "Ayrıca aşırı duygusalım" dedi. Gülümseyip "Regli mi olcan?" dedim alayla. Sinirle "Ben sizin gibi zayıf bir yaratık değilim" dediği anda üstüne atladım ama Andy beni havada kapıp tüm rahatlığıyla "Bugün yine formdasınız" demiş ve sigarasından bir nefes çekmişti. Beni yere indirip "Sakinleşin tamam mı? Yoksa zor kullanacağım" ikimizde omuz silkerken WooBin elindeki çatalı dişlerine götürüp kaşımış ve  kanatmaya başlamıştı. Kanın kokusuyla inledim "Siktir mükemmel kokuyorsun" dedim ona doğru çekilirken.

Ağzımdan kaçan hırlamayla ortamdaki mutant aurası gözle görülebilir olmuştu.

Andy zevkle hırlarken göğsü hızla inip kalkıyordu. En sonunda kendini durduramayıp WooBin'in üstüne atladı.

Bense kükreyerek Andy'e hamle yaptım. Havada çarpışınca perdeler alev almıştı. "O benim!" dedim dişerimi göstererek. Beni geriye fırlatıp duvara çarpmama neden olurken duvardaki bütün eşyalar dökülmüş ve kırılmıştı.

Kan için verdiğimiz savaşta WooBin iri cüssesiyle ikimizinde üstesinden geliyordu.

En sonunda ben WooBin'in göğsüne tekme atarak kapıyı kırıp dışarı fırlamasına neden olurken kırılan kapının parçaları etrafa dağılmış ve bir kaçı  bedenine saplanmıştı. Daha çok kan....

WooBin ise öfkeyle bana doğru geliyordu. Ağzımdaki bir parça kanı silip yaladım.

Pis gülümsemeyle üstüme atladı çarpmanın etkisiyle ikimizde yere düştük. Artık kan her yerdeydi. Zevkle inleyip dişlerimi boğazına geçirdiğimde o da beni ısırmıştı. Andy ise WooBin'in omzundan ısırıp beslenmeye başlamıştı.

Doygunluk hissiyle dişlerimi etinden çıkardım ama Andy'nin kokusu çekici her şeyden daha çekiciydi. Zevkle inleyip onuda ısırmıştım.

"Tanrım mükemmelsin" dedim ağzımdaki kanı yuttuktan sonra. Aşırı kan kaybı dolayısıyla üçümüzde olduğumuz yerde yığılmış ve iyileşmeyi beklemiştik.

~~●~~

WooBin merdivenlerden aşağı süratle inerken durmamış ve eşiğe çarpıp takla atarak bir şeyler kırmıştı. Hızla ayağa kalkıp "Siktir! Daha hızlıyım" dedi.

Elimdeki bıçağı ona fırlattığımda havada yakalamış ve bana geri atmıştı. Bende tutup gülümsedim "Hımmm. Yatakta da hızlı mısın?" dedim dudaklarımı yalayarak. "Denemeye ne dersin?" diyip bana doğru gelirken Andy öğürme sesleri çıkarıp "Tanrım kusacağım" demiş ve eklemişti "Senin okula gitmen gerekmiyor mu bayan azgın?" Omuz silkip çantamı aldım ve WooBin'e göz kırpıp "Akşam görüşürüz yakışıklı" diyip dışarı çıktım "Ben dönmeden o kapıyı yaptırın" diye de not geçtim.

O günü nefessiz ve acı içinde geçirmiştim. Eddith ve Jason'ın gözü sürekli üzerimdeydi ve tüm hareketlerimi gün boyunca izlemişlerdi. Bende Eddith'i. Bütün gün boyunca gözlerindeki belirsizlik ve bakışlarındaki değişiklik ilgimi çekmişti ayrıca davranışlarında gözle görülür bir değişmede vardı.

"Athena!" Eddith bana şok içinde bakarken "Sen iyi misin?" demişti. Kafamla onayladım ama her şeyin üstene en büyük terslik Kokusuydu.... Kokusu ona ait değildi.

Kaşlarımı çattım "Andy'i aldatıyor musun?" dedim hararetle. İkisi de şok içinde bana bakarken "N.ne?" demişti tereddütle Eddith. "Tabiki de aldatmıyorum" dedi ama sesinde farklı bir tonlama vardı. Vücudundaki adrenalini hissediyordum kalbi olması gerekenden 10 kat daha hızlıydı. Oysaki Eddith'in kalbi dakikada 1 atıyordu.

Onu boğazından tutup duvara yasladım ve kükreyerek "EDDİTH NERDE?" dedim. Jason kardeşini kurtarmaya çalışırken "Neden bahsediyorsun? Bırak öldüreceksin" demişti. Jason'ı geri itip Eddith gibi görünen ama o olmayan kişiye döndüm "Son kez soruyorum EDDİTH NERDE?"

Elimdeki beden kahkaha atmaya başladığında "Tanrım dedikleri kadar varsın. Senden hiçbir şey kaçmıyor" dedi. Onu ensesinden tutup sürüklerken "Ne kadar iyi işkence ettiğimi de biliyorsundur umarım" dedim. Onu okulun bahçesine doğru attığımda acı ile inledi.

"Bana burada zarar veremezsin!" koca bir kahkaha attım "Seni öyle bir döveceğim ki tarihe geçeceksin!" dedim ciddileşerek.

Ona doğru yürürken geri geri yürümeye başladı "Sanırım fiziksel özelliklerini alamıyorsunuz" dedim gülerek. "Yazık oldu oysa Eddith hızlı bir kadındır" diyip güzel bir yumrukla onu yere sermiştim. Yabancı gülümseyerek "Beni öldürürsen Edith'in nerde olduğunu asla öğrenemezsin" dedi.

"Seni öldüreceğimi kim söyledi" diyince gözlerinde ki korku ifadesi beni heyecanlandırdı. O sırada okulun çıkış zili çalınca zevkle inledim "Çok eğleneceğiz" diyip onu yakalamış ve eve götürmüştüm.

"Size eğlence getirdim!" dedim heyecanla. İkiside gülümserken yabancı "Ha.hayır bunu yapamazsın!" demişti. Omuz silktim "Kim demiş yapamayacağımı?" diyip ikisine döndüm "Kim başlamak ister?" Andy yabancının üstüne atlayıp sigarasını kolunda söndürdü "Ah uzun zaman oldu. Bu acıtıcak" diyip yabancının kafasını tuttu. Acı çığlıklar etrafı sararken WooBin'e açıklamada bulundum Andy zaten bilgileri söke söke alıyordu.

WooBin iç çekerek "Neden Eddith olmak zorundaydı ki!" dedi ve gülümsedi "Andy'nin işi bitince ben eğlenebilir miyim?" Kafamla onayladım ancak kapının çalınması üzerine etraftaki kokulara iç geçirdim "Sanırım eğlenemeyeceğiz" dedim ve kapıyı açtım.

İçeri dolan Watters'lar olan bitene anlam vermezken Stefan konuştu "Biri bize neler olduğunu anlatsın" Andy yabancının kucağından kalktı ve "Tabii" diyip herkesin beynine girdi. Herkes acıdan yere yatıp acı haykırışlar sunarken WooBin ve Ben sadece gözümüzün önüne gelen görüntüleri izliyorduk.

İşin ucunda başka bir grup mutant vardı. Güç delisi olan bir grup. Omuz silktim "Komik. Bize ulaşmak için Eddith'i kullanmışlar. Onu sevdiğimizi nasıl anladılar ki?" dedi WooBin. "Ne? Eddith'i seviyor musunuz?"

Andy bir sigara yakıp "Eddith'i kim sevmez ki?" dedi ve sonra gülümseyip "Öldürmek için sabırsızlanıyorum. Ne zaman gidiyoruz" demişti.

Gülümseyip "Hemen şimdi" dedi WooBin.

"Sence neden bu kadar sakin?" omuz silktip "Kıyamet öncesi sessizlik?" kafasıyla reddetti. "Başka bir şey" biraz düşünüp "Neyse ne. Gidip biraz mutant öldürelim!" dedim 

MUTANTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin