"seni hep öperim"

54 6 0
                                    

"Hala buz gibisin" yatakta sağa dönüp "Uyumak istiyorum beni rahat bırakın" İkisi aynı anda iç geçirdi.

"Bari biraz beslen. Zayıf düşeceksin" dedi Andy.

"Düşmem. İştahım yok. " Çalan kapıyla kulaklarımı kapattım "Lanet olası zil. Şunun sesini kısın artık"

Andy sakince kalkıp kapıya ilerledi adım seslerini bile duyabiliyordum. "Şuna söyle yürürken sessiz olsun. Mümkünse sende nefes alma" WooBin göz devirirken "Seni ısıtmama izin verirsen dediklerinin hepsini yapacağım"

"Kesinlikle teklifin reddedildi." İçerden gelen seslere kulak kabarttım "Lanet olası okul konseyi"

WooBin ayaklanıp "Buraya geliyorlar" dedi. Göz devirdim "Duyabiliyorum" ani gelen öksürme isteğiyle ağzımı kapattım. WooBin panikle "Lanet olsun iyi misin?" Kafamla reddettim.

Öksürük krizine karşı koyamazken ağzıma gelen kan tadıyla şoka uğradım.

WooBin tüm soğuk kanlılığıyla boynunu bana uzattı. "Beslen!" Otoriter sesine karşılık boynuna yapıştım. Isırdığımda ağzıma dolan kan midemi bulandırdığı için geri çekildim ancak ben daha çekilirken beni kendine bastırıp "Daha fazla iç" dedi.

İçmek yerine başımı boynuna gömdüm "Midem bulanıyor" beni kucaklarken "Seni acilen ısıtmamız lazım" dedi.

Aşağı inerken aşırı sarsıyordu. Göğsümdeki acıyla inledim "Yalvarırım sarsma"

Aşağı indiğimizde okul konseyiyle tartışan Andy susup kapıyı yüzlerine kapattı. "Kan kokusu....." WooBin başıyla onaylayıp "Kan kusuyor." dedi ve ekledi "Kanımı içemedi"
Andy başıyla onaylayıp "Isıtıcıyı açalım ben gidip bütün battaniyeleri getireceğim." Evde hızla hareket ederken WooBin beni koltuğa bırakıp "Biraz bekle." dedi ve üstünü çıkarmaya başladı "Ne yapıyorsun?" Gelen ikinci öksürük krizinde acıyla karışık inledim.

Benimde üstümü çıkarmaya başlayınca "Yapma." dedim beni dinlemeyip devam etti.

Kucağına alıp sıcak bedeniyle sardı ve üstümüze kalın bir battaniye örttü. Andy elindeki bütün battaniyeleri üstümüze atarken "Ares'i getir" dedi.

WooBin onu onaylarken ben ısınmanın verdiği mayışmayla iyice WooBin'e sokuldum. İri bedeninin arasında kaybolurken gözlerimi kapadım. "Daha önce fark etmemiştim. Çok güzel kokuyorsun" gülümseyip "Nasıl fark etmezsin?! Kokuma karşı koyan kimse yoktur"

"Varmış demek ki?"
~~●~~

"Hala burnum akıyor" peçeyle burnumu sildim. Sümük yerine kan geliyordu.

Andy bir peçete daha uzatırken bana "Çok güzel kokuyorsun" dedi. Gülümsedim ve konuşacağım sırada hapşırdım. Perdeler alev alırken WooBin söndürmek için su attı.

"Lanet olsun. En sonunda bizi de yakacaksın!" Tekrar hapşıracakken Andy burnumu tuttu "Sakın!" Onu savuşturup yorganların altına gömüldüm. "Çok soğuk!" Yorganın altında titrerken WooBin tekrar üstünü çıkarmaya başladı "Yine mi?" Kafasıyla onaylayıp "Biliyorum benden etkileniyorsun ama hastayken olmaz" göz devirdim. "Aklın hep uçkurunda" yanıma sokulurken "Tanrım. Nasıl bu kadar soğuk olabiliyorsun" sıcak bedenine yapıştım. "Bu soruna çözüm bulmamız lazım." Andy elindeki votkayı uzatıp "İç şunu bu seni ısıtır" dedi.

Votkayı dikleyip kusmamak için savaş verdim. WooBin saçlarımı okşarken "İyi olacaksın" dedi.

~~●~~

"Ben ağlamam!" WooBin pis pis gülümseyip "Tabi tabi. Göz yaşların sel olmuştu resmen" ona ölümcül bakışlar atarken "Bir dahakine o götünü tutuşturacağım" dedim.

"Yat ve uyu Avatar" geri doğrulup "Avatar ne be?" Andy gülerek "Büyüdüğünde öğrenirsin" dedi ve beni geri yatırdı.

Çevremde bir sürü elektirikli soba ve ayrıca doğalgazın verdiği sıcakla bile ısınamıyordum.

WooBin Ares'i almaya gitmişti. Andy sakince başını ovalıyordu. "Ne düşünüyorsun?" Kafasını kaldırıp "Seni nasıl iyileştireceğimizi" dedi. Kafamla onaylayıp konuşmak için ağzımı açtığımda göğsüme inanılmaz bir acı saplandı. "Andy!" Acı nefes almamı engelliyordu. Andy panikle yanıma gelirken nefes yolumu açmaya çalışıyordu.

WooBin sokak kapısını açıp "Getirdim" dediğinde Andy "Nefes alamıyor" diye bağırdı.
"Saja!" diyebildim kısık nefeslerim arasından. Yanıma gelen bedenle irkildim "Buradayım" dedi.

Ares hızla bana damar yolu açarken kanımı almaya çalışıyordu. "Damarlar çok belirgin değil. Bedenindeki kan çok yetersiz" WooBin uzattığı boynuna baktım "İç"

Kafamı hayır anlamında salladım Andy WooBin'i geri çekip "Kanı damar yoluyla vermeyi deneyelim" dedi ve serumun bir ucunu kendini damarına takıp diğerini benim damarıma taktı.

WooBin ateşimi ölçerken "Isınıyor" dedi. Andy gülümseyip "Bu onu idare eder. Ama bir yolunu bulmalıyız." dedi.

~~●~~~

"Neden olmuş olabilir?" Omuz silktim "Hiçbir fikrim yok" WooBin kollarındaki ölü kızı yere atıp "Dün beslendin mi hiç? " başımla onayladım  "Orman da biri vardı. Dün ondan beslendim" Woo Bin hızla "Avcı olabilir." Şaşkınlıkla ona bakarken "Kolunda iz var mıydı?" Kafamla onayladım "Kar tanesi vardı. Bıçakla açılmış bir izdi. Derisine işlenmişti" Andy sinirle soludu "Avcıymış"

"Kanında bir tür zehir olmalı. Öldürene kadar beslendiğini varsayıyorum. Bunca zamandır kanına işlemiş olmalı" WooBin'in teorisinin ardından Andy  "Kanını boşaltmalıyız!" Mutfaktan aldığı bıçakla gelirken "Yardım et WooBin" dedi.

Şah damarımı keserken inledim. Parmak uçlarımı, bileklerimi , baldırlarımı keserken sadece izliyordum. Hemen iyileştiği için tekrar tekrar kesiyorlardı. Vücudumdaki tüm kan boşaldığında Isınmaya başlamıştım.

"Tamam bırak artık!" diye kükredi WooBin. Andy sinirle "Ölmesini mi istiyorsun. Bırak yapayım" dedi.

WooBin hızla elindeki bıçağı alıp "Bırakmazsan ölecek. Kokusuna bak normale döndü" Andy derin bir nefes çekip onayladı. "Şimdi beslenmesi lazım" aniden yok olurken halsizliğin verdiği uykuyla gözlerimi kapadım.

"Uyuma!" beni sarsan elleri itip "Bırak beni." dedim. Dudaklarımda hissettiğim baskıyla gözlerimi araladım. WooBin tüm sakinliğiyle beni öpüyordu.

Uzun süren bu öpücükle ikimizde nefessiz kalmıştık. Geri çekilip gülümsedi "Tam zamanında" kapının açılmasıyla içeri giren Andy "Dostum iğrençsiniz" dedi ve ellerindeki kurtulmaya çalışan bedeni önüme itip "Beslen bakalım" açlığın verdiği heyecanla kadını tutup kendime çektim ve boynunu ısırdım. Tadı mükemmel geliyordu. Vücuduma işleyen kan beni ısıtırken enerjim yerine geliyordu.

Ölü kadını itip "Bir tane daha" dedim. Andy kahkaha atıp "İşte bu" dedi ve yine gözden kayboldu.

WooBin gülümseyerek "Bana kan borçlusun. Sabahtan beri seni besliyorum" ağzımın çevresindeki kanı silip "Kanını kustuğum için sayılmaz" ağzını şaşkınlıkla aralayıp "Nasıl sayılmaz?" Kahkaha atıp "Gel buraya bakayım tadına. Hala aynı mı?" dedim yorgunca. Geri çekilip "Yemezler canım" kıkırdadım "Saol Saja." Pis pis gülümseyip "Ne demek bundan sonra seni hep öperim" gülümseyip "İki dakika durmuyorsun. Ciddi olamıyoruz" rahatça geriye yaslanıp "Ne yapayım. Huyum böyle"

MUTANTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin