"Deneyeceğim"

31 4 0
                                    

"Hadi ama daha iyisini yapabilirsin!" Ağaçtan aşağı atlayıp "Bence de. Altı üstü bir dağ kedisi." dedim ölmüş hayvana bakarak. Andy sinirle "Hayvan zihnini kontrol etmek ne kadar zor biliyor musunuz?" demişti.

Yenilgiyi kabul etmemekte ısrarlıydı. WooBin'e dönüp "Sen yap. Eğer ona istediğini yaptırırsan seni kanımla besleyeceğim" WooBin gülümsemiş ve "Ne yazık ki yapamam. Hayvanı öldürdün" demişti.

Bacağımda hissettiğim acıyla aşağı baktım. Büyük bir yılan tarafından ısırılmıştım. Kaşlarımı çatıp yılanı tuttuğum gibi ikiye ayırdım.

Çantamı alıp "Hadi gidelim" dedim ve ormanın çıkışına doğru koşmaya başladım.

Ormanın çıkışında yavaşlayıp WooBin'e döndüm tam yanımda bitmişti. "Neden yavaşladık?"

"Çünkü....." dedim ve gelen insanları gösterdim. Andy sevinç kahkahası atıp "Tam zamanında çok susamıştım" dedi ve pusuya yatıp içeri gelmelerini bekledik.

Güzel bir avdan sonra cesedi kenara itip ağzımı sildim. "Ben gidiyorum" dedim doğrularak.

Hızla koşmaya başladığımda WooBin bana yetişmiş ve üstüme atlamıştı. İkimizde toprakta metrelerce yuvarlanıp en sonunda ağaca çarparak durmuştuk. Üstümde duran WooBin önümdeki saçlarımı geriye atıp bir öpücük verdi "Beni çok bekletme" Gülümseyip "Bekletmem" dedim.

Ayağa kalkıp üstümü sirkeledim. "Akşam görüşürüz" dedim ona bir öpücük verip koşmaya başladım.

Okula kadar koştum girmeden önce lenslerimi takmalıydım. Dün gece cebime koyduğuma yemin edebileceğim lenslerim şimdi yoktu. Sinirle derin bir nefes aldım. "Sakin ol Athena" arkamı döndüğümde WooBin kocaman bir gülümseme ile beni izliyordu.

"Bunları mı arıyorsun?" Elinde salladığı lens kutuma baktım. Hızla yanına gidip "Sen mükemmel birisin" dedim ve kutuyu almadan önce derin bir öpücük verdim. Beni belimden kavrayıp havaya kaldırıken öpüşüme karşılık verdi.

Bizi ayıran öksürük sesine dönüp aynı anda "Ne var?" diye bağırmıştık.

Öğretmen öfkeli gözlerle "Okul sınırları içinde olduğunuzu hatırlatırım bayan Mikaelson!" İkimizde gülümsedikten sonra birbirimize baktık. "Onu öldürebilir miyim?" WooBin'in bu sorusuna gülerken "Bensiz olmaz" dedim. Tabiki onu öldürecektik. Öpüşmemizi bölmüştü. Bu bahanesi olmayan bir suçtu.

WooBin kapüşonlumu kafama geçirip lens kutumu verdi. "Seni gelir alırım" dedi ve eğilip bir öpücük daha verdi. Daha sonra öğretmene dönüp kraliyet selamı vermiş "İyi günler efendim" demişti tehditkar bir tonda.

~~●~~

Ezik öğrenci modeline son sürat devam ederken tüm öğrenciler yeni gelen diğer ultra seksi ve kaslı öğrencilerin neden benden köşe bucak kaçtığını anlamaya çalışıyorlardı.

Dolabımın kapağını açar açmaz yüzüme gelen yumruğun bana vurmasına izin verdim ama bunu yapanlar artık  rahat oturamayacaktı sebebi ise yumruğu onlara monte edecektim.

Yumruğu söküp bana gülen gruba adımlamaya başladım. "Oh zavallı. Kızdın mı sen bize?" Yumruğu bir kenara atıp kendi yumruğumu geçirdim o aptalın burnuna "Kızmak ne kelime? Yanından bile geçemedin" bir başkasına dönüp "Eğer kızsaydım kurtulurdunuz ama öfkeliyim" dedim kükreyerek.

Hamle yapmamla omzumda hissettiğim güçlü el ve önüme geçen  Eddith "Sakin ol!" ikisi aynı anda konuşunca tek bir ses gibi çıkmıştı. Kaşlarımı çatıp "Beni siz mi engelleyeceksiniz?" dedim küçümser bir tonda.

Jason "Sana karşı gelemeyiz ama deneyebiliriz" dedi sakince. Tehditten çok sadece bir söylem gibiydi. Yumruk attığım çocuğun burnu dümdüz olmuştu ayrıca kafatasında kırık vardı. "Gresvenor" dedi sakince "Eğer şimdi durmazsan üç saat sonra...." gözüm seğiriyordu "Ne öneriyorsun?" 

Jason gülümseyip koluma girdi "Hava almaya ne dersin?" kafamla onayladım "İyi fikir" 

Beni sakinleştirmek için bütün ara boyunca konuştular... konuştuk.. Onlara olan yakınlığım hala aynıydı o ikisi benim favorimdi. Gülüp keyifli sohbet ettikten sonra sakinleşmeyi başarmıştım. 

~~●~~

Beden eğitimi dersinde bir türlü akıllanmayan Bay Güven serbest zamanımızda yanımda bitmişti.

"Athena biraz konuşalım mı?" Gülümsedim "Hala anlamakta zorluk çekiyorsunuz galiba." dedim dibimdeki kafasını iterek "Benden uzak durun."

Ellerini cebine koymuş ve pişkin pişkin "Seni mutlu edebilirim. O adamdan daha çok"

"Aslında beni mutlu etmenizin bir yolu var" dedim dudaklarımı yalayarak. Hızlı atan zayıf kalbini duyabiliyordum. Artık ölmesi gerekiyordu.

"Ne istersen yaparım" kıkırdadım "Ne istersem mi?"

"Ne istersen" sivri tırnağımı önce yüzünde gezdirdim sonra boynuna doğru indirip batırdım. Kan bulaşan  tırnağımı ağzıma götürüp tadına baktım. "Lezzetlisiniz bay Güven"

Korkup korkmamak arasında kalırken kulağına eğilip "Akşam saat 9'da ormanda buluşalım ama kimseye söylemeyin" dedim ve geri çekilip göz kırptım. Çantamı alıp ona el salladım ve beni çıkışta bekleyen WooBin'e doğru yürümeye başladım.

Yanına vardığımda "Gelecek" dedi. Ona bir öpücük verip "Her zaman gelirler" dedim.

Akşam üstü ormana gitmiştik. Biraz antreman yapıp birbirimizi parçalamıştık. Yorgunlukla kendimi toprağa attım "Senin sevgilin olduğumu unuttun galiba" dedim şakayla karışık ciddiyetle.

Kendisini yanıma atıp "İşle aşkı karıştırma sevgilim." dedi ve bir öpücük verdi.

"Athena!" İkimizde ayrılıp gülümsedik "Geldi" dedim. WooBin doğrulup "Yukarıda olacağım" demiş ve ağaca tırmanarak bir dala oturmuştu.

"Buradayım bay Güven" sabırsız adımlarını duyabiliyordum. Hızlı kalp atışı ve teninin kokusu. Yanıma varmadan önce düşmüştü. Burnuma gelen kan kokusu ile dönüşmeye başladım. Tanrım açlıktan ölüyordum.

Sonunda beni bulduğunda "Ah güzelim. Bu anı uzun zamandır bekliyorum" kafamı kaldırıp ona baktım. "Bende bay güven" korkuyla geri çekilirken dala takılıp düşmüştü. Önünde bitip kanayan elini kendime çektim "Sizi uzun zamandır arzuluyorum" dedim ve avcunu yaladım.

Kanın tadı beni heyecanlandırırken çığlık atmaya başlamıştı. Ağzını kapatıp "Sessiz olun lütfen. Eğer bağırırsanız daha da heyecanlanırım ve bu iyi olmaz. Sizi hızlıca öldürürsem WooBin çok kızar" Adamı omzuma atıp "Hadi Saja. Gidiyoruz" ağaçtan atlayan WooBin gülümseyerek yanıma geldi.

Ormanda mutant hızıyla koşup en sevdiğim yamaca gelmiştik. Bay Güven'i omzumdan atıp iç çektim "Gün batımı" WooBin bana bir öpücük verip "Romantik bir gün batımı" dedi ve yerde sürünen Bay Güven'i bacağından tutup ayağımın dibine kadar sürükledi.

Yere oturup yamaca ayaklarımı sarkıttım. WooBin bana sağ bileği uzatmış ve "Şerefe" diyip diğer bileği ısırmıştı.

Bende gülümseyip ısırdım. Bay Güven bağırmaya çalışsa da WooBin onu engellemişti.

Geri çekilip "Çok gelmiyor buradan" dedim ve boynuna yöneldim. Bay Güven'in gözünden akan yaşları silip "Hadi ama. Hep istediğin şeyi yapıyoruz. Birlikteyiz" dedim ve boynunu ısırdım. Benimle birlikte WooBin de diğer tarafı ısırmıştı.

Artık kan gelmeyinceye kadar içtiğimizde geri çekildim "Ah çok lezzetliydi. Yazık oldu"

WooBin dudaklarıma eğilip "Kenarında kalmış" diyip yaladı. Gülümsedim ve dudaklarını öpmeye başladım.

Beni kucağına çekerken "Evde devam edelim mi?" kafamı onaylarcasına salladım. "O kadar dayanabilecek misin?" Alayla gülmüş ve "Deneyeceğim" demişti ayağa kalkarken. Ben hala kucağındayken koşmaya başlamıştı bense hiç rahat durmuyordum.

MUTANTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin