"Yapma lütfen"

41 4 0
                                    

Aptal okul çıkışı yapılan törende müdür nerdeyse yarım saattir aptal konuşmasını sürdürüyordu.

Hava aşırı sıcaktı ve ben susuzdum. Gözlerim Bertuğ'a ilişti. Benim lezzetli yemeğim orda bekliyordu. Pis bir gülüş attım ve onunla göz göze geldik.

Korkuyla geri çekilirken benden kaçamayacağını çok iyi biliyordu. Tören bittiğinde kokusunu takip edip peşinden gittim.

Arkadaşlarıyla kafede oturmuş sohbet ediyordu. Bende gidip bir masaya oturdum ve zaman kolladım. Tuvalete kalktığı sırada peşinden gidip onu kolidorda yakaladım.

"Merhaba kan torbam" aniden durunca gülümsedim. "Şuan çok açım" diyip onu tuvalete çektim ve kapıyı kitledim.

"Yapma lütfen" gülümseyip parmağımla dudağını kapattım "Şşşt. Sessiz ol. Biri bizi duysun istemeyiz" dişlerimi çıkarıp "Eğer bağırırsan burdaki herkesi ve aileni öldürürüm ve bundan zevk alırım" dedim.

Tişörtünün yakasını çekip görünmeyecek bir yerden ısırdım. Kanını ilk çekişimde ağzıma gelen mayhoş tat çok hoşuma gitti.

"Ne kullandın sen?" İnanamayan gözlerle bana bakıp "Mine" dedi. Kahkaha attım. "Şaka yapıyorsun değil mi?" Kafasını hayır anlamında sallayınca ciddileştim "Ah! Çok safsın. Ben vampir değilim. Bu gibi şeylerden etkilenmeyiz ama yine de tadını beğendim" diyip tekrar ısırdım.

Zevkin doruklarındayken telefonum çaldı. Telefonu cebimden çıkarırken hala besleniyordum.

Açtım "Athena. Nerdesin?" WooBin'in sesi derinden geliyordu kendimi zorla durdurup "Ne oldu?" dedim.

"Gresvenor burda" gülümsedim "Tamam geliyorum" diyip kapattım ve Bertuğ'a dönüp "İyi kurtardın." Kapının kilidini açtım "Yarın yine görüşelim" diyip ordan çıktım.

~~●~~
"Ne dedin sen?" Gresvenor'a bağırdım "Beni duydun." Sinirle başımı ovdum "Bak. Okula gideceksin dedin kabul ettim. Daha sonra o aptal okul işleriyle uğraşıp insanların arasına daldım yine bir şey yapmadan uyum sağladım ama bu sınırı aşıyor artık" WooBin ve Andy de bana hak vererek "O haklı Gresvenor. Bunu ona yapamazsın"

Gresvenor bana yaklaşıp "İster yap ister yapma ama sonuçlarını biliyorsun." Tehditkar sesiyle konuşunca "Çıkarım ne olacak?" diye sordum. Gülümsedi "İşte böyle güzelim." Sonra hepimize dönüp "Avlanma kotanızı kaldırıyorum. İstediğiniz kadar beslenebilirsiniz" diyince zaten kabul etmiştim.

"İyi anlaşma. Bunu yapacağım" Gresvenor gülümseyip yok oldu.

WooBin ise "Emin misin?" diyip kendini koltuğa attı. Omuz silktim "Eminim. Ne olabilir ki?"

Andy sigara yakıp "Çok erken konuşuyorsun" diyince sigarayı tutuşturdum.

"Evde sigara içme dedim sana!" Sigarayı camdan atıp yenisini yaktı "Ben de umrumda olmadığını söyledim" dedi.

Sinirle "Bazen seni ateşe vermek istiyorum" Andy kahkaha atıp "Daha önce yapmıştın ve sonunda seninle beslendim"

Eskiden çok iyi anlaştığımız söylenemezdi. Kızgınlık dönemlerimiz oluyordu ve genellikle birbirimizi öldürmeye çalışıyorduk.

Kaşlarımı çattım "Acıktım ben" ikisi de gülümseyip "O zaman yemek yiyelim" dediler ve ceketlerini giymek için hareketlendiler "Hey! Evde yemeyecek miyiz?" İkiside aynı anda bağırarak "Hayır!" diyince omuz silkip "Aman be! Ne yapıyorsak yapalım" diyip ben de ceketimi aldım.

~~●~~
İyi bir yemekten sonra bara gitmiş çılgınlar gibi eğleniyorduk. Pistin ortasında WooBin beni omuzlarına almış eğlencenin tadını çıkartırken Andy Amuda kalkmış bira içme yarışı yapıyordu.

En sonunda havada takla atarak aşağı indim WooBin ise beni kendine çekip kulağıma fısıldadı "Bu akşam eve gelmeyeceğim." diyip barın önünde oturan kız grubunu gösterdi. Kahkaha attım. "İyi eğlenceler" diyip ona yol verdim.

Gidip biraz daha içki alacakken Andy kolumdan yakalayıp "Athena!" Bana 32 diş gülerken "Bize katılsana" diyip çekiştirmeye başlayınca gülümsedim.

Beni bira fıçısının yanına getirip "Dikle" dedi. Amuda kalktım ve birayı ters bir şekilde içmeye başladım.

Andy yanıma gelip beni çekti ve sırtına aldı. "İşte buna hayat denir" diye bağırdı.

Daha sonra ikimizde eğlencenin dozunu kaçırmış ve kendimizi bar tuvaletinde beslenirken bulmuştuk.

Andy ağzını çevresindeki kanı silip gülümsedi "En sevdiğim. Alkollü kan" kıkırdadım ve bende ayrıldım "Ben de ama geçenlerde mine içen birine denk geldim onun ki daha güzeldi."

Kaşlarını kaldırdı "Ciddi misin?" Gülümseyerek onayladım "Bende istiyorum" diye serzenişten bulunurken "Üzgünüm o benim." demiş ve "Biraz daha içelim mi?" diye eklemiştim ayağımın dibindeki cesedi ittip "Önce şunlardan kurtulalım" dedim.
~~●~~

"Athena? Bu akşam ben de yokum haberin olsun" kafamla onayladım "Tamam. Ben eve gidiyorum o zaman"  beni durdurup "Olmaz. Ev bana lazım" derin bir nefes alıp verdim "Pekala. Sende eğlen bakalım" gülümseyip yanağıma öpücük kondurmuş ve çevresindeki kızları alıp gitmişti.

"Eee ben nerde kalacağım?" Arkamda duyduğum sesle döndüm "Bende kalmaya ne dersin güzelim?" Gülümsedim ve boynundan tuttuğum gibi duvara yapıştırdım "Bu hoşuma gider yakışıklı" Ellerimde boğulurken bir ses duydum "Athena!" Beni geri çekip ki güçlüydü bu kişi ellerimi tuttu.

"Sakinleşmeye ne dersin?" Gülümsedim "Ares Watters ben de seni arıyordum"

Gresvenor'un bana verdiği görevin ta kendisiydi karşımdaki. Onun yanında olmam ve onların içine sızmam gerekiyordu.

"Beni neden arıyorsun?" Kafamı yana yatırdım "Beni tanıdığını söylemiştin. Sanırım bana açıklama borçlusun" ardından onu bardan çıkarıp "Bu gece sizde kalabilir miyim? Evim şuan müsait değil de" sahte gülüşümü ona sundum.

"Evimde biri var ve ona zarar vermeni istemiyorum" omuz silktim "Vermem" biraz bekledikten sonra "Pekala. Gidelim o halde"  dedi.

Bu sefer ciddi bir gülüş atıp onun ne kadar saf olduğunu düşündüm. En sonunda aldığım bilgiler karşısında onları öldürmem gerekiyordu.

MUTANTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin