"Yaşıyorum."

42 4 0
                                    

"Bu hafta sonu Bertuğ ile kalacağım" Woo Bin bana acır gibi baktı. Andy "Onu öldürmemeye çalış." Sonra sigarasını yere atıp söndürdü "Bak ne diyeceğim. Öldür gitsin. Umrumda bile değil"

"Beslenme işini ne yapacaksın?" İç çektim "Ailesini öldürmemeye çalışacağım." Bana pis bir gülüş attı "Eğer yersen bize de haber ver büyük ziyafeti kaçıramayız" kahkaha attım. "Haftaya görüşürüz" diyip evden çıktım.

Lanet okul bittikten sonra Bertuğ yanıma gelip "Bil bakalım bu akşam ne yapacağız?" Yüzüne bile bakmadım "Ah! Bildin! Sana akşamı zindan edecek şeyler" sakin kalarak yürümeye başladım.

Evine geldiğimizde bana ailesini tanıttı.

Bütün gün beni aşağılamış ve alay etmişti. Bana ucube diyip duruyordu. Sadece derin nefesler alıp verirken onu parçalamamaya çalışıyordum.

Gece çöktüğünde Bertuğ "Hadi gidiyoruz"demişti ayakkabılarını giyerken. Hiç sorgulamadan onunla çıktım ve takip ettim.

Sahile indiğimizde Bertuğ kulağıma fısıldadı "Seninle biraz eğleneceğiz" ah çok güzel kokuyordu. Dişlerimi boğazına geçirmek istiyordum.

"Heeeey! Şunlara bak!" Bertuğ elini omzuma attı. "Eğlence başlasın" dedi ve arkadaşlarının yanına sürükledi.

Yaklaşık bir saat boyunca aşağılanmaya mağruz kaldım. O sırada öfke kontrolümü sağlamaya çalışıyordum ama... son bir hamle ile delirdim. "Vücudun çok güzel ve havada sıcak. üstündekilerden kurtulmaya ne dersin?" tşörtüme dokunmasına kalmadan "Ellerini Athena'nın üstünden çekmezsen derini yüzerim" tehtidi ardından kafamı çevirdim WooBin öfke dolu gözlerle çocuğa bakıyordu. Gülümsedim "Naber?" omuz silkti "Küçük bir katliamdan sonra iyi olacağım" dedi. 

Andy yavaşça omzuna dokundu "Dostum bu haftada onu yeriz" dedi yabancı bir dilde ve kocaman bir gülümseme ile el salladı "Hadi gidelim" gitmek için adım attığımda Bertuğ kolumdan tutup "Hiçbir yere gitmiyorsun ucube!" demişti. Yavaşça ve kibarca kolumu çektim. WooBin ve Andy'nin arkasında bir mutant ordusu vardı ve alfaları tehlikede görünüyordu. Yani uzaktan bakınca öyleydi....

"Aman Allahım Athena Mikaelson!" Gülümsedim "Şu haline bir bak!" Aralarında siyahi olan bir arkadaşım "Lanet olsun dostum sana ne oldu böyle!" Kahkaha atıp  önümdeki mutanta sarıldım.

"Hey! Hey! Sen Athena olamazsın!" Kapüşonlumu indirdim. Eski arkadaşım Paul bana gülümsedi "Andy bana evcilleştiğini söylemişti ama bu kadarını tahmin etmemiştim" herkese tek tek sarılırken aramızdan en irisi "Hey! Bu akşam Alfa'yı çalacağız umarım sorun olmaz" demişti. Herkes korkuyla kafa sallarken beni içlerine çektiler.

Onlardan biraz uzakta kamp ateşi yaktık. Artık kendi çevremde olduğum için üstümdeki saçma sapan fazlalık kıyafetleri çıkardım artık dar bir pantalon ve beyaz bir yarım sporcu atleti vardı. Saçlarımı toplayıp lenslerimi çıkardıktan sonra gülümsedim "Sonunda!" Elime aldığım shot bardağını dikledim. 

"Dostum bir tane daha mı?" Andy gülümsedi "Geçen ki avcılardan birinin kanı ile yaptım. Nasıl?" WooBin ona şaşkınlıkla bakarken "Bende istiyorum" demişti.  

Uzun bir şakalaşmanın ardından aldığımız alkol ve yaşadığımız şehvet doruklardaydı. Takii Bertuğ yanımıza gelip "Hadi Athena gidiyoruz" diyene kadar.

 Herkes aynı anda susup ona döndü "Sen ne curetle ona dokunursun?" Daniel'in bu sorusuna karşılık Woo Bin "Onu öldürmeyi teklif ettim ama kabul etmedi" demişti rahatça omuzlarını silkerken.

Andy "Buraya gel Aşağılık insan" tiksinti içinde ona bakıyordu.

Bertuğ yanına gidip "Ne dedin sen bana?" WooBin kısa bir gülüş attı "Ahahah bu kahvaltı da yürek yemiş"  kahkaha attım. "Balina yüreği. Balina"

Andy bir sigara yaktı kafasıyla Bertuğ'u gösterip "Güzel kokuyor. Biraz eğlenelim" dedi.Bertuğ yürek burkan cesareti ile beni çekiştirmeye başladı "Daha fazla sizinle kalamayacağım ucubeler" Woo Bin kafasını yana yatırıp "Ne?" diyince gülümsedim "Beni duydun beyinsiz herif. Ucube!" Anna heycanla "Dostum en son bir insan hakaret ettiğinde....." başka biri cevapladı "Resmen adamla raks etmişlerdi" dedi. 

Woo Bin dudaklarını yaladı bu avlanacağına işaretti. Andy omuz silkti sigarasını kuma attı ve yere oturdu "Dostum! Bu güzel olacak" sonra Woo Bin'e dönüp "Bana kan gelmesin." dedi. "Üstümdekini daha bu sabah aldım" 

Woo Bin tam saldıracakken Paul "Ava katılmak isteyen başka biri yok mu?" Omuz silktim ve Woo Bin'e dönüp "İlk kim yakalarsa onundur" o sırada Andy bahisleri açmıştı. "Katılmak isteyen var mı?" Daniel "Dostum size katılmak intihar olur"

Andy Bertuğ'a "Beş dakika süren var. O süre içinde şehre varırsan hayatta kalırsın ama varamazsan ölürsün"Bertuğ kaşlarını kaldırmış "Ne diyorsunuz be sizi aptallar?" diyince Andy gülümseyip "Son 4" Woo Bin çoktan formunu değiştirmişti bende öyle yaptım.

Boynumu çıtlatıp "Bu eğlenceli olacak" dedim. Bertuğ bana bakıp koşmaya başladı. Sürenin dolmasını beklerken kokusunun yönünü takip ediyorduk.

Dakika bittiğinde tam çıkmaya hazırlanırken tanıdık bir ses duyuldu "Normalde bu durumu asla affetmem ama size bir seferlik tolerans gösterebilirim" hepimiz o tarafa döndüğümüzde karşımızda Gresvenor duruyordu.

"Burada ne işin var?" Gülümseyip ona sarıldım. "Eski bir arkadaşımın burada olduğunu duydum ama onu bulamıyorum. Kokusunu çok iyi gizlemiş" gülümsedim. WooBin , Gresvenor'un yanına gidip tokalaştı ardından Andy. Diğerleri diz çökmüştü.

"Düşündüm ki avcılarım bunun için var" göz devirdim. "Bizi avımızdan edecek kadar önemli olan kişi kim?"  Gülümsedi "Bir watters" Ismini duyunca kalbim acıdı. Mideme giren acıya karşı çıktım ve ona "Nerede olduğunu bilmiyorum. Şimdi gitmeliyim. Bertuğ'u bulup eve götüreceğim ve yarın sabah onun icabına bakacağım" WooBin "Ama avlanacaktık" dedi hayal kırıklığı ile. Omuz silktim "İştahım kaçtı."

~~●~~
Sabah olduğunda duyduğum çığlıkla uyandım. Bertuğ hızlıca odasından çıktı. "Yaşıyorum." Bana döndü ve üstüme yürüdü omuzlarımdan tuttu "Dün gece ne oldu?" Kafamı kaldırdım "Seni bulup eve getirdim" elini ayağını kontrol ediyordu.

"Siz beni öldürecektiniz?" Kafamı kaşıdım "Biz?" Bembeyazdı "Sen ve arkadaşların" gülümsedim "Ah! Doğru. O konuya gelirsek"  kulağına eğildim "Seni şimdilik öldürmemeye karar verdik" ardından boynuna tırnaklarımdan birini batırıp bulaşan kanı yaladım.

"Çok güzel kokuyorsun" seslice yutkundum "Şimdi seninle biraz eğleneceğiz" boynundaki kanı yaladım "Sesini çıkartırsan seni öldürürüm" boynunu elimle yana yatırıp  ısırdım ve onu öldürmeyecek kadar beslendim.

Ondan ayrıldığımda ağzımın kenarına bulaşan kanı silip "Birine bile söylersen aileni gözlerinin önünde işkence ederek öldürürüm ve seni de Andy'e veririm"

Gülümsedim "Bundan sonra sen benim kan bankamsın. O yüzden iyice dinlen ve yemeklerini güzelce ye" kafamı yana yatırdım "Önümüzde iki gün var ne yapmak istersin" gözündeki korku o kadar hoşuma gitmişti ki daha çoğunu istiyordum.

Daha çok eğlenmek ve öldürmek istiyordum.

MUTANTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin