"Evlen benle"

36 5 0
                                    

"Eddith?" 

"Efendim?"

"Ares'in nesi var? Bu aralar çok durgun" Eddith bana şefkatle gülümseyip "Bİr şeyi yok. Sadece seni düşünüyor." kaşlarımı kaldırıp "Beni mi? Ne alaka?" demiştim. "Belkide sana aşıktır" diyip bir kahkaha savurmuştu.

"Tanrım tipin çok komikti Athena" ona şakasına vurup "Ödüm koptu be" demiş ve rahatlamış bir şekilde kahvemi yudumlamıştım. " Niye öyle diyosun? Benim kardeşim dünyalar yakışıklısıdır" demişti bilmiş bir şekilde. "Ne demezsin? O ancak neptünde falan yakışıklı olur. Çünkü orda kimse yaşamıyor" 

Beni çekip kaldırmış ve "Hadi alışveriş yapalım" demiş ve eklemişti. "Ares'e bu akşam güzel görünmelisin"  

"Çabuk söyle! Ne gördün az önce?" 

Kıkırdayıp "Yeğenemin adını Elizabeth koyun" demişti. "Elizabeth ismini çok severim" Ağzım bir karış açık kalırken "Ne yeğeni be?" demiştim. "Bu akşam...Parti var" demiş ve konuşmama izin vermeden sürüklemeye başlamıştı. 

******

"Athena!" gözleri dolu Eddith bana sıkıca sarılmış "Lütfen ölme" demişti. Anlamsızca ona bakarken "Ne gördün?" demiştim sakince "Biliyorum tamam mı? her şeyin farkında olduğunu...Kana susamışlığını...öldürdüğün onca insanı...." sonra omzumda ağlamaya başlamıştı. "Ares'in gitmesi seni özgür kılsada... lütfen dikkatli ol." demişti.

Yavaşca saçlarını okşarken "Biliyorsan neden diğerlerine söylemedin?" 

"Çünkü sana değer veriyorum. Olduğun şeye saygı duyuyorum" gülümsemiş ve "En başından beri biliyordun" demiştim. Kafasıyla onaylarken "Bu aralar dikkat çekme" demiş ve eklemişti "Yakında biriyle tanışacaksın o adama dikkat et" demiş ve son kez sarıldıktan sonra gitmişti.

*****

"Uzun zaman oldu" demişti ormandaki kız. "Kız kardeşimi özledim" 

Uzunca gözlerime bakmış "Demek beni hatırlamıyorsun. Olsun sorun değil. En baştan kardeşin olurum" demiş ve dibime kadar girip bana sarılma cesareti göstermişti. "Ah! Derinlerde bir yerde beni tanıyorsun." demiş ve göz kırpıp tekrar yok olmuştu. 

*****

WooBin gülümseyip "Kolay olmayacak" demişti. Andy ise "Bunu sevdim" diyerek ona katılmıştı. "Başlayalım mı? Ona ilk ulaşan buradan uzağa götürsün" dedim. Onayı aldıktan sonra WooBin etraftaki bedenleri uzaktan kontrol ederken Andy kalanlarının zihnine girmişti. Ben bazılarını ateşe vermiş bazılarının kanında bulunan suyu kontrol ederek parçalanmalarını sağlamıştım. Ancak kalabalık olmaları bizi bulmalarını avantaj haline getirmişti. Watters'lar savaşırken biz uzaktan müdahale etsekte WooBin'e doğru gelen mutant'ı son anda engellemiş ve savaş meydanındaki dikkatimi yitirmiştim. "Sizi koruyacağım. Devam edin" dedim sakince. Etrafımızda oluşturduğum toprak duvarda aşırı baskı vardı. 

"Birinin zihnine girdim. Eddith'i görebiliyorum" 

"Nerde?" 

"Soldan üçüncü ev" 

Toprak duvarı kan ile değiştirirken WooBin "Kan bükebildiğini bilmiyordum" demişti. "Kandaki suyu büküyorum. Kanı değil" dedim  ilerlemeye devam ederken. 

Uğradığımız yeni mutasyona bizi hem güçlendirmiş hem de diğer mutantların boyun eğme dürtüsünü arttırmıştı. Savaş sırasında diz çöken bir çok zayıf mutant verdiğimiz emir karşısında ailelerini ve arkadaşlarını katlediyordu. Gülümseyerek "İşimiz bitince hepsini öldürelim mi?" dedim heyecanla. "Harika fikir" dedi WooBin. Andy aniden duraksayıp "Bir dakika" demiş ve bir  noktaya odaklanıp "Tuzak." demiş ve onunla aynı zamanda etrafımızda oluşan kalabalıkla kapana kısılmıştık. 

MUTANTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin