-4-

20.9K 1K 105
                                    

Barış bir süre daha kendini sakinleştirmek adına aynı ağacın altında zaman harcadıktan sonra tekrar arkadaşlarının yanına döndü.

Azra, Barış'tan birkaç dakika önce gelen Melis'in ağzını arasa da hiçbir şey öğrenememişti.

"Barış?"

Genç adam, Azra'nın merak dolu sesine karşılık bir sorun yok dercesine başını iki yana salladı.

Bu elbette Azra'yı tatmin etmemişti. Ancak onları daha fazla sıkboğaz etmemek adına tekrar oğluyla ilgilenmeye başladı.

Aradan geçen birkaç saatte Umut artık evine gitmek için ayaklanmıştı.

"Gençler bu çocuk kaçar. Malumunuz yarın yeni hatun ortağımla iş seyahatine gidiyorum. Dinleneyim artık."

Arat, Umut'un bu tavrına sadece gülümsemekle yetinmişti.

"Bence o yeni hatun ortağın için bu kadar hevesli olma." dedi Buğra, imalı bir ifadeyle Umut'a bakarak.

"Hayda! Ulan o da mı çirkin yoksa? Sibel'den kaçayım derken daha kötüsüne mi denk geldim?"

Buğra, başını iki yana sallarken hâlâ muzip sırıtışından ödün vermiyordu.

"Hem de çok fena."

"Of abi ya! Gitmesem ben? Olmaz mı?" diye sitem etti Umut, Arat'a bakarak.

"Umut, hadi birader yorma beni. Git evine dinlen. Yarın da sabah erkenden gel şirkete. Zaten uçağın saat onda anca yetişirsin."

Umut, Arat'a karşı hiç şansı olmadığı gerçeğini fark edince daha fazla sınırları zorlamadan herkese veda edip motoruna doğru ilerledi.

Partnerinin kız olduğunu duyunca ne kadar da sevinmişti. Ancak şimdi o kızdan kaçmak için bir dünya uğraşması gerekecekti.

Dakikalar sonra kendi evine varmak üzereydi. Evinin yoluna giren son sapağa dönmeden hemen önce köşe başındaki hareketlilik dikkatini çekince motorunu yavaşlattı. Eğer gözleri kendisini yanıltmıyorsa karşısındaki kişi Mine'den başkası değildi. Günler sonra yine bu kızla karşılaşmıştı ve nedendir bilinmez bu karşılaşma onu şaşırtmamıştı. Zaten bu kız olur olmaz zamanlarda karşısına çıkıp durmuyor muydu? Neden şaşıracaktı ki?

Motoru Mine'nin olduğu tarafa doğru süreceği sırada karanlık bir silüetin kıza doğru ilerlediğini gördü.

Bir süre tehlikeli bir durum olup olamayacağı konusunda kafa yorsa da Mine'nin gülümsediğini fark edince içinde garip bir rahatlama hissetti.

Ancak Mine'nin karşısındaki adama olan gülümsemesi fazla samimi gibiydi. Umut neler olacağını beklerken bir türlü yüzünü göremediği silüet ağır adımlarla Mine'ye yaklaştı, yaklaştı, yaklaştı ve...

Yüzüne düşen saçları geriye doğru ittikten sonra kızın yüzünü avuçlarının arasına alıp dudaklarını alnına değdirdi.

Umut hâlâ Mine'ye bu denli samimi tavırlar içerisinde bulunan kişinin kim olduğunu görememişti. İçinde anlamlandıramadığı garip bir duygu gittikçe yer edinmeye devam ederken bu kez de adamın Mine'ye sarıldığını görünce farkında olmadan ellerinin arasındaki motorun gidonunu sıkmıştı.

Demek Sarı Cadı'nın sevgilisi vardı. Peki, bu durum Umut'u neden rahatsız etmişti? Mine'nin sevgilisi varsa bile onu neden ilgilendiriyordu ki?

Elinin altındaki gidonu sıkıca tuttuğunu fark edince yavaşça elini gevşetti ve sanki az önce gördükleri hiç yaşanmamış gibi görmezden gelip yoluna devam etti.

İki Deli Bir Aşk || Berna Aslıhan [Aşkın Sen Hâli-2]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin