-7-

19K 933 100
                                    

Barış bugün daha da mutlu uyanmıştı. Yeni güne gözlerini aralarken uzun zamandan beri kendini ilk defa huzurlu hissediyordu.

Melis'in inadını sonunda kırabilmişti. Şimdilik Melis onu tamamen kabul etmese de yakın zamanda kızın güvenini de kazanacaktı ve fazla hızlı gelişen evlilik teklifini tekrar edecekti.

Genç adam, yattığı yerden doğrulduktan sonra yüzünde beliren tebessümü bozmadan duşa girdi.

Daha birkaç ay öncesine kadar gece tanıştığı hatunun ismini sabah hatırlamazken şimdi her gece ve her sabah aynı ismi sayıklıyordu.

Arat'ın aylar önce kendisine söylediği sözler zihninde yankı bulunca buruk bir tebessümde bulundu.

Bir gün bir kız çıkacak karşına, sana adını öyle bir belletecek ki, kendini şaşacaksın.

Tabii o zamanlar Barış, Arat'ın söylediklerine sadece gülüp geçmişti. Aslında Arat, ne kadar da haklıydı. Bunu söyledikten sadece dört ay sonra Melis'le tanışmıştı. Daha Melis'i gördüğün ilk an o kızda farklı bir şeyler olduğunu sezmişti. Ancak böylesine hayatının odağı olacağı aklının ucundan bile geçmezdi.

Barış, fazla oyalanmadan duşunu sonlandırıp odaya geri döndükten sonra hemen üzerini giyindi. Bugün Melis'le birlikte kahvaltıya gideceklerdi. Tabii Melis bu teklifi ilk önce kabul etmeyecek gibi olsa da sonradan kabul etmişti. Aslında Barış'ın kendini ispatlama süreci onların fazlaca işine yarayacaktı. Aylardır kavga etmekten doğru düzgün birbirlerini tanıyamamışlardı.

Genç adam, evden çıktıktan sonra hızla arabasına binip kızın evine doğru yol aldı. İçinde farklı bir heyecan vardı. Sanki lisedeki o toy hâline geri dönmüştü de kıza açıldıktan sonraki ilk buluşmalarını gerçekleştirecekti. İçindeki bu heyecan yüzüne de gülümseme olarak yansıyordu. Öyle ki; etraftan onu birileri görse adamın Angelman sendromuna yakalandığını sanabilirdi.

Barış, kızın evine ulaştıktan sonra cebindeki telefonu çıkarıp hemen Melis'i aradı. Kulağında yankı bulan tek düze ses saniyeler içerisinde yerini kızın melodik sesine bırakmıştı.

"Efendim?"

"Günaydın."

Melis, bir an yüzündeki gülümsemeye engel olamamıştı.

"Günaydın."

"Ben aşağıdayım. Yalnız beni çok bekletme olur mu? Kurt gibi acıktım."

Genç kız, yüzündeki gülümsemeyi bozmadan memnun bir tavırla cevap verdi.

"Hazırım zaten. Hemen iniyorum."

Telefon kapanmış olmasına rağmen Barış hâlâ kulağından çekmemişti. Zaten hazırım mı demişti? Yani o da aslında heyecanla Barış'ı mı bekliyordu?

Adam bu düşünceyle yüzündeki gülümsemeyi daha da genişletti. Aylarca uğraşıp hiçbir sonuç elde edememişti ancak her nasıl olduysa şu son birkaç haftada kızı ikna etmeyi başarmıştı. Galiba bu değişime neden olan en büyük etken ormanda yaptıkları konuşmalarıydı.

Arabanın kapısı hızlaaralanırken Barış daldığı derin düşüncelerden sıyrılıp derhâl kulağındakitelefonu indirip cebine yerleştirdi. İkisi de sessizliğini korumaya devamederken kahvaltı edecekleri yere gitmek üzere yola koyuldular. Elbette yol boyunca birbirlerine kaçamak bakışlar atmayı da ihmal etmediler.

***

Aradan geçen yarım saatte deniz kenarındaki restorana ulaştıklarında Barış, hızla arabadan inip kızın kapısını açtı.

İki Deli Bir Aşk || Berna Aslıhan [Aşkın Sen Hâli-2]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin