-12-

14.9K 817 197
                                    

Umut, hâlâ boş gözlerle arkadaşına bakarken sonunda aklındaki soruyu soruverdi.

"Herkesi anladım da Mine neden geliyor?"

"Azra, onu da davet etmemi istedi."

Tabii ya! Azra! Umut bunu nasıl atlamıştı? Kesin sabah dosyayı Arslanların evine götürmesini de Azra istemişti. İyi de neden?

"Azra ne haltlar karıştırıyor kardeşim, benimle de paylaşmak ister misin?"

Buğra, Umut'un şüpheci bakışlarına karşılık umursamazca omzunu silkti.

"Ben nereden bileyim? Kendisine sorsana."

"Soracağım sormasına da, sanki organize bir durum var gibi ortada. Yanılıyor muyum?"

"İşimiz gücümüz bitti, seni Mine'ye ayarlayamaya çalışıyoruz. Kızlar nezaketen onu da davet etmemizi istemiştir herhâlde. Mine'yle tanışmaları fazla ayaküstü olmuştu."

Umut, bu konuda Buğra'nın üzerine ne kadar giderse gitsin belli ki bir sonuç alamayacaktı.

"Öyle diyorsan öyle olsun. Ancak beni Barış'la karıştırmayın. Amacınız gerçekten Mine'yle aramı yapmaksa avucunuzu yalarsınız."

"Tamam birader, sakin ol. İstemiyorsan istemiyorsundur. Hem belki de öyle bir amacı yoktur kızların."

Umut, bu ihtimale nedense inanmak istemezken Buğra'yı geçiştirmek için sadece başını sallamakla yetindi.

"Göreceğiz bakalım. Beni de kendi kervanınıza katmak gibi bir niyetiniz olmasın da..."

Genç adam, oturduğu sandalyeden kalkıp kapıya ulaşırken Buğra'nın yüzünde muzip bir gülümseme oluştu.

"Hayırdır, ne sırıtıyorsun?"

"Hiç..." dedi Buğra, önündeki kâğıtları amaçsızca karıştırırken. "Sana burada Mine'yi ayarlamaktan bahseden olmadı ama sen nedense Mine'yi hafta sonu için davet etmemizi buna yordun. Garip geldi sadece."

Umut, bu kez cevapsız kalırken farkında olmadan Buğra'ya ilk firesini vermişti. Adam haklıydı. Kimse kalkıp da Umut'a Mine'yi ayarlamaktan bahsetmemişti ki...

Buğra'nın bu konudaki haklılık payını düşünürken odayı ağır adımlarla terk etti.

Buğra ise arkadaşının ardından hâlâ gülümseye devam ediyordu.

"Olur bu iş, olur. Bizimkinin bacasından dumanlar tütmeye başlamış bile."

***

Mine, eve ulaştığında elindeki dosyayı bile bırakmadan salondaki koltuklardan birine oturup boş gözlerle etrafını izlemeye koyuldu. Ta ki, abisinin sesi kulaklarında yankı bulana kadar.

"Buğra aradı. Hafta sonu şehir dışına çıkacaklarmış."

Mine, cevapsız kalınca genç adam, kardeşinin yanına oturup elindeki dosyaya baktı.

"Beni de davet etti ama hafta sonu Ankara'ya gitmem gerekiyor. Gelemeyeceğimi söyledim. Sen gidecek misin?"

"Evet, gideceğim. Aslında gitmeyecektim ama Azra, özel olarak arayıp davet edince geri çeviremedim."

Genç kız, bir an söylediği yalana şaşırdı. Elbette gidecekti. Sadece Buğra, kendisini davet ettiğinde meraklı görünmek istememişti.

"Anladım."

Tayfun ayağa kalkmış odayı terk etmek üzereydi ki, kardeşinin elindeki dosya dikkatini çekince vazgeçip tekrar koltuğa yerleşti.

"Otelin projesi mi?"

İki Deli Bir Aşk || Berna Aslıhan [Aşkın Sen Hâli-2]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin