Umut, etraftakilerin kendilerini izliyor olmasına aldırmadan kızın dudaklarını kendine hapsederken, Mine âdeta donmuş gibiydi. Bunu gerçekten yapmış olmazdı değil mi? Hem de bu kadar insanın içinde!
Genç kız, birkaç saniye sonra kendine gelip hızla geri çekildi. "Sana inanamıyorum! Edepsiz herif!"
Genç kız, masadan kalkıp hızlı adımlarla bahçeyi terk ederken Umut, yüzündeki sırıtmayla beraber arkasına yaslandı.
Buğra onaylamaz bir tavırla Umut'a bakarken, "Oğlum sen harbiden öküzsün." dedi.
Genç adam, umursamazca omzunu silkti. "Öküzsem öküzüm. O, kızdığından mı kaçıp gitti sanıyorsunuz?"
"Ya niye gitti?"
Bu kez araya giren Azra'dan başkası değildi.
"Azra, sen bari yapma. Mine onu öptüğüm için kızsa sence arkasını dönüp gider mi? O, bana kızmış olsaydı ben şimdiye kadar okkalı bir tokat yemiş olurdum."
"Yani?"
"Yani, dert etmeyin. Kızmadı, sadece utandı o kadar. Ben gider gönlünü alırım şimdi onun."
Umut, masadan kalkarken Arat çoktan söylenmeye başlamıştı bile.
"Ben size dedim ama değil mi? Bunlar tepişmeden yapamıyor. Tarzları bu. Alışırsınız siz de, hadi soğutmayın yemeklerinizi."
Herkes yüzündeki sırıtmayla beraber önündeki yemeğe dönerken Umut, çoktan eve girip Mine'ye ulaşmıştı bile. "Mine?"
"Ne var?"
Umut, birkaç adımda kızın yanına ulaşıp kolundan kavradıktan sonra kendine çevirdi.
"Kızdın mı sen bana?"
"Soru mu bu? Tabii ki kızdım Umut! O kadar insanın içinde yapılacak şey mi bu?"
"Ha, yani yalnızken yapsam sorun olmaz mı?"
Genç adam, yavaşça kıza doğru eğilirken Mine, hızla geri çekildi.
"Bundan sonra bana dokunmanı yasaklıyorum. Seni affedene kadar bana dokunmayacaksın, öpmeyeceksin. Hatta normal iki arkadaş gibi davranacağız."
"Biz?" dedi Umut, ikisini işaret ederek. "Normal iki arkadaş gibi davranacağız öyle mi?"
"Evet, aynen öyle yapacağız."
Genç adam, Mine'yle arasındaki mesafeleri yavaşça kapatırken Mine birkaç adım geri gitti. En son gidecek yeri kalmayınca sırtı duvara yaslanmıştı. Umut, aralarındaki mesafeyi tamamen kapattıktan sonra elini usulca havaya kaldırıp kızın yanağına yaklaştırdı ama dokunmadı.
"Sana dokunmayacağım."
Mine, sesli bir şekilde yutkundu.
"Dokunmayacaksın."
Umut, parmaklarını kızın dudaklarına yaklaştırdı.
"Seni öpmeyeceğim."
Mine, başını iki yana sallayınca adamın parmakları, kızın dudaklarına değdi.
"Öpmeyeceksin."
Genç adam, elini tekrar havaya kaldırıp kızın bir tutam saçını parmakları arasına aldı ve burnuna yaklaştırıp derin bir nefes aldı.
"Peki, sen buna dayanabilecek misin?"
"Neye?"
"Ben sana bu kadar yakınken uzak durmama dayanabilecek misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Deli Bir Aşk || Berna Aslıhan [Aşkın Sen Hâli-2]
Roman d'amour"Söylüyorum size aşk diye bir şey yok!" Umut masadaki rakı bardağını bir kez daha havaya kaldırmadan kurmuştu bu cümlesini. Kurmaya kurmuştu da birkaç saat sonra başına geleceklerden habersizdi. "Siktir lan! Aşk diye bir şey var! Yoksa bu adam ne...