Meleğin Fısıltısı (Harry Styles Fanfic)

-18-

YORUMLAR VE VOTE İÇİN TEŞEKKÜRLER SİZİ SEVİYORUM VE ÇOK ÖPÜYORUM.
İYİ OKUMALAR.
MULTİ. DİANA!

‘Yalan ya da gerçek ikisi de aynı yol değil mi? Güven ve inan çünkü başka yolun yok.’

Söz kafamda yankılanırken düşünmeye başladım. Mike güveniyordum, Porsche bana inanmıyordu. Ne biçim bir çelişkiydi. Tanımadığın birine güvenmek ama tanıdığın birine inanmamak. Beni sen ittin Porsche! Yaptığım hiçbir şeyden pişmanlık duymayacağım.

‘Okuyacak mısın?’

‘He ‘ derken kafamı kitaptan kaldırdım ve yeşil-mavi gözlerine baktım. Kaşları yukarı kalkmıştı. Yüz hatları gevşekti.

‘Kitabı okuyacak mısın?’

Kafa salladım ve kitaba tekrar baktım. Derin bir nefes aldım ve kucağımdaki kitabın kapağını açtım. Karşıma boş bir sayfa çıktı. Sayfalar sararmıştı. Birkaç tane daha sayfa çevirdim ama sayfalar yine boştu. Sonunda 5-6 sayfa atladım ama yine sayfalar boştu.

Kafamı ona çevirdim.

‘Dalga mı geçiyorsun?’

Dudak büktü ve derin bir nefes aldı.

‘Öğrenmen gereken çok şey var çaylak.’ Derken elimdeki kitabı aldı. Gözlerimi ona diktiğim de bana gülümsedi ve kitabı araladı.

‘Böyle kitaplar sırdır. Gizlidir hep bir şifresi vardır. ‘

Yüksek sesle kitabın kapağını okudu. ‘Yalan ya da gerçek ikisi de aynı yol değil mi? Güven ve inan çünkü başka yolun yok.’

Bir an kalbime bir acı geldi. Neden oldu bilmiyorum ama bütün vücudum huzursuzlukla kıpırdadı.

‘Ah böyle sözlerden nefret ederim. Can sıkıcı.’

Kitabın sayfalarını ortadan ikiye ayırdığında bir kaç cümlelik yazı çıkmıştı.

‘Bu kitabın mistrallarla alakalı olduğunu nerden biliyorsun?’

‘Çünkü mistral bir arkadaşım bunu saklamam için bana vermişti.’

Yavaşça kafamı salladım. Mike yazıyı incelemeye başladı. Daha önce hiç bakmamış gibiydi. Yazının üstünde parmağını gezdirdi.

‘Farsça yazılmış.’

‘hım öyle mi?’

Kitabı kapattı ve bana döndü.

‘Diana seni öldürmeyeceğim ama sana kanda veremem.’

Sıkıntıyla nefesimi verdim. Bana kan vermesini beklemiyordum ama en azından bana yardım edebilirdi. Ama etmemesi de onun tercihiydi.

Kafa salladım.

‘seni anlıyorum mike.’ Derken ayağı kalktım.

‘Her şey için teşekkürler.’ Derken çoktan salondan çıkmıştım.

‘Diana?’

Ona döndüm.

‘Seni öldürmeyeceğimi ve kan veremeyeceğimi söyledim ama yardım etmeyeceğimi söylemedim.’

***

Mike beni oyun salonunun kapısına getirdiğinde sinirle nefesimi verdim. Ah! Burada yaşamadığımız şey kalmamıştı.

‘Ah tanrım yine mi burası!’ diye mızmızlandım.

‘burayı sevmiyor musun ? Bana sakın kumarı itici bir şeymiş gibi bulduğunu söyleme.’