Meleğin Fısıltısı (Harry Styles Fanfic)

-42-

Merhaba!! =) Yeni bölüm ile bomba gibi karşınızdayım. Bunu okuyan insanlar varsa sürpriz olaraak söylüyorum bol Harry'li bölüm bir süre hikayenin gidişatı düz olacak sona doğru heyecan artacak. Sizi seviyorum.
Yorum Yapan Harry'nin Melekleri;
ezgigencerstyles-nutellalalalalalala-berzancaglar-ZeynepAkdoan-hmdnrkl-AhsenEkinci-muzo_38710-melekdemirstyles-ozden_ekici-ZeynepYelegen

Uzun yorum yapan Harry'nin melekleri;
mdnemzlm-iHarrysgirl

DİANA

Harrynin yüzündeki ifadeyi iyi izledim gözlerim dudağının çaprazındaki ‘ben’de takılıp kaldı. Derin bir iç geçirişten sonra ellerimle yüzümü sakladım. Hiç bitmeyecek miydi? Yani tam her şey yoluna girdi diye düşünürken şimdi bir de mistral kabilesiyle mi uğraşacaktım? Bu haksızlık değil miydi? Tanrı benle niye bu kadar fazla uğraşıyordu?

Ben sevgilisine sarılıp dondurmak yemek isteyen o saf kızım niye bunlar ve ben?

“İstemiyorum.” Dedim ayağı kalkarken.
“Ne?” dedi. Peki benden bu tepkiyi beklemiyordu.
“Buradan hemen gidelim.”
“Hayır.”dedi oda benim gibi ayağı kalktı ve bileklerimi tuttu.

Yeşil gözleri gözlerime çarptı ve adeta kilitlendi. Beni sakinleştirmeye çalışıyordu ama yanlış yöntemi deniyordu. Onu yavaşça ittim kıpırdamadı ama zorlandı.Bu da bir şeydir ha?
“Amacın ne? Onlarla tanışıp ne yapacağım?”
“Aklını kullan.” Diye tısladı. Yani gerçekten kızdı şaşırdım. “Dönüştün diye kurtulduğumuzu mu sandın?”

Bileklerimi bıraktı ve adeta kahkaha attı. Arkasını dönüp cama doğru yürüdü.
“Ben savaşacağım Diana.”
“Aptallık etme onları bizim kişisel sorun-“
“Bunu kişisel sorun olduğunu düşünüp yanılan aptal sensin!” diye tısladı Dışarıyı işaret etti “Görmüyor musun? Onlar dünyaya hâkim oluyor. Kimsenin huzuru yok eminim akrabalarının da yoktur.”

Hırladım. Gerçekten hırladım. Kızmıştım. Son iması beni sinir etmişti. Ayrıca dedikleri doğruydu artık bu pek kişisel bir konu sayılmazdı can sıkıcıydı. O benim kızgın halime bakıp güldü.
“Şu lanet halinle nasıl başa çıkacağımız bilmiyoruz. Belki bildiğimiz her şey çok yanlış. Daha demin ki gücün beni oldukça şaşırttı.”

Beni de şaşırtmıştı. Sakinleşmeye çalıştım onla inatlaşıp konuşmamak saçmaydı. Yatağa oturdum ve elimi yorgana geçirdim. Birkaç saniye sonra başıma masaj yapan eller beni rahatlatmaya başladı. Dudaklarını saçlarıma değdirdi. Sakinleşmeye başlamıştım.

“Lütfen… Sevgilim.” Diye mırıldandı sevgilim kelimesine baskı yaparak, ne yapmaya çalıştığını anladım. Gözlerimi yumdum. “Peki” diye mırıldandım.
“Her şey çok güzel olacak sevgilim söz veriyorum.”

***

Louisa’nın önüme koyduğu poğaçalara baktım iyi de ihtiyacım yoktu ki. Artık mistraldim. Poğaçalar iyi kızarmıştı ve iyi kabarmış. İnsan olsaydım hemen izin isteyip bir tane yerdim ama ihtiyacım olmayan bir şeyi yemek aptalcaydı. Ah! Lanet olsun! Harry camın önünde durmuş dışarıyı gözlerken bende Louisa’nın bazı sorularına cevap verip ak saçlarını izliyordum.

“Saçların neden beyaz?” diye sordum omuz silkti “Beyaz beni rahatlatıyor.”
“Yani boyattın?” Başını beni onaylarcasına salladı.
“Poğaçalardan al vücudun hala yarı insan.”
Zaten bunu demesini bekliyormuş gibi sorgulamadan bir tane yedim. Harry benim yerimi “Ne zaman tam mistral olacak?” diye sordu gözlerimi ona çevirdiğimde hala bana soğuk gelen gözlerini izledim.
Louisa omuz silkti “Mistraller ona yardım edecektir.”
Gözlerimi Harry’e çevirdim. Oda bana baktı ve bir süre bakıştık. Elimdeki poğaçayı kenara bıraktım.

Louisa gerginliği anlamış olacak ki sustu ve bir süre bir şey demedi. “Umarım beni severler.” Dedim. Louisa güldü “Saygılı bir kabile.”

Başımı salladım umarım öyledirler. Harry umursamadan beni izledi, Louisa yokmuş gibi sadece beni. Rahatsızlık duydum. Tamam benle alakalı fanteziler kurduğunu mu düşünmeliyim yoksa zihnimi okumaya çalıştığını mı?

Louisa ayağı kalktı. “Ben kiliseye gideceğim isterseniz ileride kimsenin olmadığı bir göl var yüzebilirsiniz.”
Onu başımla onaylayıp teşekkür ettim. Gerçekten ettim bazen kibar olabiliyordum.

Louisa gittikten sonra Harry bana bakmaya devam etti “NE?” dedim sertçe.
“Ne dersin?” diye sordu.
“Neye ne derim?”
Gözlerini abartılı bir şekilde devirdi “Göle gidip, yüzmeye ve oynaşmaya.”
İstemsizce sırıttım ve onla gölde neler yapabileceğimi düşündüm. “Göle gidip yüzmeye evet derim.”
Üst dudağı kıvrıldı “Oynaşmaya?”
Omuz silkip ayağı kalktım “Bakarız.”