Gözlerimi açıp etrafa bakındığımda arasında renkli renkli minik el izleri olan odamızın beyaz tavanıyla bakıştım.
Bunları Emre ile birlikte ilk geldiğim ay yapmıştık.
Elime soğuk eller temâs edince kafamı yana döndürüp Emre'ye baktım.
Emir, Nazlı, Serkan, Merve, Barış, Emre ve Cerem buradaydı. Hepsi başımda bekliyordu.
"Iyi misin güzelim? Esra böyle bayılmalar olacağını söylemişti." dedi Emre.
Gülümseyip, olumlu anlamda kafamı salladım.
"Su ister misin? Ya da karnın aç mı?" diyerek konuşmamıza daldı Cerem.
Ilk defa makyajsız gördüm onu galiba.
Böyle bile güzeldi.
"Su alabilirim," dedikten sonra Emir'e baktım.
Eliyle patlamış kaşını oynayıp yere bakıyordu. Avucu ile parmaklarını bişleştiren eklem kemikleri kızarmış ve kanıyordu.
"Emir, elin kanıyor." dedim birşey yapmasını bekliyerek.
Nazlı gene somurtuk Emir'den ayrı duruyordu.
"Bizde dedik ama tepki vermiyor. Geldiğinden beri de konuşmuyor." dedi Merve ve gözlerini devirdi.
"Çıkar mısınız? Emir ile yalnız konuşmak istiyorum." dedim terslemeden, kibarca.
Hepsi ses çıkartmadan giderken Nazlı'ya baktım. Onun da Emir'den geri kalan yanı yoktu yani..
"Neyin var?" dedim yatakta oturur pozisyon alarak.
Cevap vermedi. Sustu, konuşmadı..
Ama bende Miraysam, bunun üstüne giderim.
Ayağa kalkıp önünde durdum ve çenesini kavrayarak bana bakmasını sağladım.
"Neden bu hâldesin?" dedim gözlerinin içine bakarken. Korku vardı sanki, pişmanlık, endişe..
"Ona zarar vereceğini söyledi."
"Ona birşey yapamaz sen varsın, biz varız.." dedim umut verircesine..
"Anlamıyorsun! Bizim ona gücümüz yetmez! Ne Emre'nin aklı ne de benim gücüm yeter o puşta!" diyerek bağırınca tırstım birden.
"O çok kolay biri, eminim Emre'nin ona göre bir planı vardır." dedim onun aksine sakinliğimi koruyarak.
"Olsa ne olacak? Gidip onunla yeraltı dövüşümü yapacağız? İşler Emre'nin planladığı gibi gitmiyor! Erken geldi ama plan geç işliycek! Nazlı'ya veya birinize zarar vermeden onu gebertmemiz lazım!" dedi benden uzaklaşıp elini saçına atarak.
Emre'nin bir planı mı var? Yeraltı dövüşü mü yapacaklar?
Lütfen, lütfen öyle birşey olmasın!
"Plan?" dedim yatağa oturup Emir'e bakarak.
"Emre spor odasında yeraltı dövüşleri için hazırlanıyor."
Emir'in dediklerini idrâk etmeye çalıştım bir süre. Benim boksları sevmediğimi, ringlerden nefret ettiğimi unutmuş olamaz değil mi? Göktuğ'u alt etmenin bir çok yolu var. Onu sessizce öldürebiliriz.
"Hayır," dedim.
"Hayır, izin vermem!" dedim bağırarak.
"Izin vermem, ben sizi bile bile ölüme yollayamam! O piç bir usta! Ya siz?" dedim sonlara doğru aşağılayıcı bir kahkaha atarak.
"Ondan daha iyiyim!" diyerek gürledi.
Histerik bir kahkaha atıp sakinleşmek adına gözlerimi yumup ellerimle yüzümü kapattım.
"Öyle mi? Peki neden Emre dövüşüyor?"
"O öyle istedi! O ringte ki iki kişiden biri mutlaka ölecek! Ama Emre beni dinlemiyor!"
"Yeraltı dövüşü yaparak öldürmek zorunda değiliz! Onu alt edebilirim!"
"Neden anlamıyorsun kızım? Bu sizin o geberttiğiniz sikiklere benzemez! Sana saldırmaya başladığında gücün yetmez! Ayağına bak! Böyle nasıl alt edeceksin onu? Barbaros ve Bade dedikleriniz n'olacak? Onlarıda mı böyle alt edeceksin?"
