17.Bölüm

4 1 1
                                    

Yazardan;

Genç kız, güneş doğmadan önce uyanmış ve rutin işlerini halletmiş ama geri yatmıştı. Genç adamla aynı yatakta yatıyorlardı. Genç adam tüm gece uyumamış, genç kızın kokusunu içine çekiyordu, sanki o kokuyu beyninin en derinlerine kazımak istecesine..

Genç adam sonunda kapalı gözlerini açmış, yüzü ona dönük olan genç kızın suratını izliyor bir yandan da aptal aşıklar gibi sırıtıyordu. Genç kızın mavi gözlerini kapatan göz kapaklarını bile seviyordu genç adam. Genç adam, genç kızı seviyordu ama söylemek istemiyordu genç kıza. Doğruları anlatmak istemiyordu.
Peşinde azılı bir -mafya- katil olduğunu, her maçta kazanamadığını, adam öldürdüğünü, annesinin sırlarını, babası tarafından hiç sevilmediğini, arkadaşına tecavüz ederken ağladığı ve cezaevinde kalmadığını, anneannesini ve annesi rüyalarında gördüğünü anlatmak istemiyordu. Genç adama göre, doğruları anlatırsa genç kız ondan kaçar, uzaklaşırdı. Hâbuki genç adam,genç kıza doğruları söylese genç kız ona daha çabuk alışırdı.

Bütün cemiyet akşam saatine kadar hazırlanmış, akşam ise düğünün olacağı sahile gitmişlerdi. Genç kızın gelinliği bedenine tam oturmuş, üst bölgesini sarmıştı ve tek kelimeyle harika görünüyordu. Genç adam bedenine tam oturan, hatta biraz dar gelen siyah bir takım elbise, siyah bir pafyon, siyah bir ayakkabıyla..harika görünüyordu.

Gençler hâlâ sahile inmemişler, genç kızın kendine gelmesini bekliyorlardı.

***

Nefeslerim soluk soluk geliyor, ellerim titriyordu.. Ayrıca nedensizce içim kıpır kıpırdı. Göktuğ ve nedimelerim (yani Göktuğ'un 7 yaşında ki erkek kuzeni ve benim yani Emre'nin 8 yaşında ki kız kuzeni) yaklaşık yarım saattir sabırla kendime gelmemi bekliyorlardı. Daha fazla bekletmemek adına derin bir nefesle, "Hadi gidelim." dedim hızla.
Göktuğ'un koluna girip elimde ki yüzüklere baktım. Onlara her baktığımda bi' gülümseme oluyordu yüzümde.
"Pekâla, çocuklar yapmanız gereken şeyi biliyorsunuz değil mi?" dedi Göktuğ çocuklara eliyle birşeyler anlatmaya çalışırken. Yaptığı hareketlere ben bile anlam veremezken çocuklar nasıl anlayacaklardı ki?
Sevde Sıla elini havaya kaldırıp, gelin çiceğimin aynısı olan buketi havada sallarken Umut, Sevde'nin yanağına küçük bir buse kondurdu sonra Secde aniden Umut'a döndü ve minik elleriylr nazik bir tokat attı.

"Aferin!" dedi Göktuğ.
"Şimdi gidebiliriz."

*

Uzun, saray merdiveni gibi bir merdivenden sahile inmiştik. Yani daha yeni.
Alkış sesleri sonunda susmuştu, ilk dansımızı yapmak için sahilde bize ayrılmış olan bölgeye ilerliyorduk ki, Göktuğ elini elimden çekip gözlerimi kapadı.
Yaklaşık bir dakika sonra Gülşen- Bangır Bangır şarkısı çalmaya başladı. Ne yani ilk dans bunla mı olacak?

Göktuğ ellerini gözlerimden çektiğinde 10'a yakın kızın klipte ki dans hareketlerinin aynısını yaptığını gördüm. Göktuğ kızların yanına gitmek isteyince bileğinden tutup onu geri çektim. Neden oraya gitsin ki? Allah allah.
Kızların yanına düğünde ki erkeklerden bir grubu toplanmış onlarla birlikte dans ediyorlardı. Nazlı uzun elbisesinin tülünü arkasında uşuşturarak koştu ve dans etmekte olan Emir'in elinden tutup onunla dans etmeye başladı.

Poposunu sallayan kızlara bir kez daha bakıp gözlerimi devirdim. Muhtemelen profesyonellerdi ve bize hava atıyorlardı.

"Kes müziği kes!" diye bağırdım aniden. Müziğin kesilmesiyle kızlar durdu.
"Sizi düğünümde ben istemedim, defolun!"

Gerizekalılar, burda sahipli bir sürü erkek var yani...

Ilk dans..

Matt Simons- Catch & Release ♡♡

Papatya'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin