34. Bölüm

7 2 0
                                    

Uyandığımda odamdaydım. Hey! Tavanımda minik minik renkli el izleri var! Allah kahretsin! Kesin babam beni buldu!

Hızla yataktan kalktım ve dolaba ilerleyip düz açık renk kot jean, beyaz bez büstiyer ve ince bir ceket girek bornozumu dolabın içine fırlattım. Beyaz 'nike' spor ayakkabılarımı çıkartıp ayağıma giydim. Son bahar aylarında bu evi terk ettiğim için genellikle ince ceket vardı ve ben onlarsan birini giyinmiştim. Makyaj masama ilerleyip hızlı bir eyeliner çektikten sonra standard dudak rengim bir ruj sürüp kısa saçlarımı tarakla tarayıp düzelttim ve birkaç kez parfüm sıkınıp hızla odadan çıktım. Hiç ses yoktu. Sessizce merdivenleri indiğimde Merve'yi ve Sedat'ı gördüm. Ne yapıyordu onlar?

Oh hayır! Babamın evinde öpüşüyorlardı.
Kaşlarımı çatıp hızla onları ayırdığımda afallamışcasına suratıma bakıp dudaklarını sildiler.

"Mi-."

"Bizim burada ne işimiz var?" Dedim dişlerimin arasından tıslayarak.
Merve gülümseyerek, "Merak etme..evde değiller. Ikisi de yurt dışında." Dedi ve ikiside birbirlerinden uzak durmak istecesine arkalarına dönüp gittiler.

Of!

Ev aldık o kadar, ama biz nerdeyiz? Babamların evinde! Merve'nin peşinden gidip mutfağa girdim ve buzdolabını açarak tüysüz olmasına dikkat ettiğim şeftaliyi çıkartıp güzelce yıkadım. Koca bir ısırık alıp Merve'ye döndüm, "Siz hayırdır? Öpüşmeler felan."

Neden öpüşüpte sonra ayrı durduklarını merak ediyordum. Bir insan neden öpüşüp ayrılır ki?

"Karamel gibi tadı var," dedi aptal aptal sırıtarak. Gerizekalı ya. "Iddiaya girmiştik. Göktuğ, Emir'i dövemezse beni öpecekti. Ama döverse istediğim bir şeyi yapacaktı. Emir, Göktuğ'u dövünce oda en uygun yerin burası olduğunu söyledi ve öptü." Dedi iç geçirerek. Aşık mı oluyorsun sen?

"Lan yemek yapın yemek! Kaan aç!"

Hiih! Kaan burada mıydı? En az bir gün daha hastanede durması gerekmez miydi? Neden evde? Neden aç?

Miray kes artık.
Susar mısın sürtük iç sesim?

Merve poposunu yasladığı masadan kendini öne doğru iktirip tezgaha ilerledi.
"Kızlar arka bahçede, çağırsana onları. Yardım etsinler, yemek yapmasını bilmiyorsun zaten!" Dedi sahte sinirle.
Gözlerimi devirip mutfaktan çıktım ve kapıya ilerleyip kulpunu çevirerek kendimi dışarıya attım. Evin etrafından dolanıp arka bahçeye çıktığımda kızların hepsinin yere yatmış bulutları işaret ettiklerini gördüm. Salaklar bu soğukta çimenlere yatmış, bulutları izliyorlar.

"Kızlar yemek yapıcağız hadi!" Dedim başlarında dikilirken.
"Ama ya.." diye nazlandı Nazlı. Ellerimi belime koyup gözlerimi olabildiğince yukarıya diktim, "Içeriye girmeniz için bir dakikanız var ve an itibariyle başladı."

Homurdanarak ayağa kalktılar ve önümden önümden yürümeye başladılar.
Kafamı iki yana salladım. Bana darılmışlardı, neden iyi kız değilim ben? Neden sert ve asabiyim? Neden insanların kalplerini kırıyorum?

*

"..Istanbul'dan gidiyoruz Miray, daha fazla saklanamayız türkiyede. Elbet bulup yakalacaklar bizi. Şimdi odana çık ve eşyalarını topla.."  İşte bu sözlerden sonra Emre'ye hızlı bir tokat atmış ve odama çıkıp kutu aramaya başlamıştım ki sonra yatağın altında bulmuştum.

Ne demek İstanbul'dan gidiyoruz?!

Derin bir nefes alıp kozmetik ürünlerimi eşa kutusuna koyup boynumu ovaladım. Son zamanlarda çok fazla ağrıyordu; yani son bir saattir.

Papatya'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin