37. Bölüm

4 2 0
                                    

Dün akşam erkeklerin toplandığı oda şen şakrak olurken bende kendimi Sebastian ile paylaştığım odaya atmış ve derin bir uyku çekmiştim. Fark ettim de...uzun zamandır Emre olmadan uyuyordum. Yani hayatıma başka erkekler girdiğinden beridir Emre olmadan uyuyordum.

Düşüncelerimden sıyrılmak adına elimi havada sallayıp odadan çıktım ve banyoya girdim. Gözlerimde ki lensi çıkartmak için dolabtan cımbızı aldım ve aynaya biraz daha yaklaştım. Götüm yemiyordu ama bazen gözlerimi kaşındırıyordu bu salak lensler. Cımbızı lensin üzerine tutup aniden çektim. Gözlerim sulanıyordu, o ayrı bir konu. Lensi yavasça banyo dolabının üzerine koyup cımbızı diğer gözüme tuttum ve aynı işlemi tekrardan uyguladım. Cımbızı da lenslerin yanına koyduktan sonra suyu açıp avucuma dolan suyu izledim kısa bir süre. Avucuma dolan suyu yüzüme çarpıp musluğu kapattım ve havluya sildim güzelce su değen yerlerimi..

Banyoda işim bittikten sonra çıkıp oturduğumuz odaya ilerledim. Sebastian koltuğa oturmuş televizyona bakıyordu, gene Müge Anlı başlamıştı. Evet, o karının programı burada da vardı. Sabah sabah içimi karartıyor vallahi ya!

"Günaydın, Sarı." Dedim, geldiğim gibi odadan çıkarken. "Günaydın! Dedi arkamdan ama duymamazlıktan gelerek Kaan ve diğerlerinin kaldığı odaya girdim. Normal şartlarda bunlara Gay diyebilirdim, çünkü; üçüde -siyah- bokserli bir şekilde sarmaş dolaş yerde yatıyorlardı. Sarmaş dolaştan kastım Emre'in kasıklarında Emir'in kafası vardı mesela ya da Kaan'ın ayakları Emir'in bedenini kaplamıştı. Bu yani sarmaş dolaş dediğim. Tel düz yatan Emre'ydi. Emir, Emre'n kasıklarına yüz üstü kafasını koymuştu, Kaan ise Emir'in yanında ama kafası yerdeydi, ayaklarını ise Emir'e sarmalamıştı. Bir an düşündümde, bu odada tek başlarına kalıyorlar. Gay olma ihtimalleri çok yüksekti, ama tabii ki gat olacak kadar mal değiller. Hem gay olsalar kızlarla sabahlamazlar, değil mi?

"Emre! Emir! Kaan! Hadi kalkın lan, kahvaltı hazırlıyacağız daha!" Dedim bağırarak, bir yandan da ellerimi çırpıyordum.

Yüzüme denk gelen yumuşak mavi nesne kafamın geriye yatmasını sağlarken, yere düşen yastığı elime alıp tam ortalarına fırlattım. Amaç Emir'e atmaktı ama ortalarına gitmişti işte!

"Ne var kızım sabah sabah, sevgilin gastronomi okudu amına koyayım! Onu uyandır onunla hazırla kahvaltını, hadi boncuğum, hadi güzelim!"

Kollarımı göğsümde birleştirip yanlarına ilerledim, "Niye hep siyah bokser giyiyorsunuz?"

O an Kaan'ın gözleri faltaşı gibi açılırken Emir yattığı yerde doğrulmuş ve birşeyler arıyordu, "Çıksana kızım odadan! Allah allah! Çok meraklısın herhalde." dedi Kaan. Kollarımı serbest bırakıp odadan çıktım.

"10 dakika içerisinde gelmezseniz, jiletlerim kendimi!"

×

Islak ellerimi sandalyede asılı duran renkli havluya silip mutfak önlüğünün iplerini çözdüm ve yerine geri astım. Parmak uçlarım, bulaşık yıkadığımdan dolayı suyun altında çok kalmış ve buruş buruş olmuştu. Ellerimi geceliğimin cebine soktum ve kendi odama ilerledim. Diğerleri 'Adana İşi' diye saçma bir sinema filmi izliyorlardı.

Sebastian ile beraber kaldığımız odaya girip dolaba ilerledim. Gri bisiklet yaka bol tişörtümü ve siyah jean şortumu çıkartıp yatağa fırlattım. Gri bilek çoraplarımı ayağıma geçirip üzerimde ki geceliklerden kurtuldum ve yatağa fırlattığım giysileri giyindim. Saçlarımı tarayıp düzelttikten sonra fazla da kalın olmayan ama 'ben buradayım' der gibi eyeliner çekip masakaramı güzelce kipriklerime deydirdim ve dudak balmımı dudaklarımla buluşturup, emiştirdim.

Yarından sonra Emir'in doğum günüydü. Kuzenimi hediyesiz bırakmaz olmazdı. Tabii ki ona en büyük hediye Nazlı'nın buraya gelmesiydi.. fakat Nazlı'nın gelip gelmeyeceğinden haberim yoktu. Ne olur ne olmaz diyerekten hediye almak için çarşıya çıkacaktım bende. Hediyem için Emir'in telefonunu araklamam lazımdı, muhtemelen telefonu odasındaydı ve bu benim için çocuk oyuncağıydı.

Papatya'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin