23. Bölüm

6 1 0
                                    

Onunla tanıştığımız günün akşamı, o partide ona 'sürtük' demek istemiştim. Aslında biliyordum, o diğer kızlardan farkıydı, masumdu..

*

Gözlerimi açtığımda sırtımda ki acı giderek artmıştı. Miray'ın yatağında yatıyorduk ama benden uzakta yatıyordu ve aramızda yastık vardı. Sanki ona dokunacakmışım gibi..

Gözlerimi devirip yatakta oturur pozisyon aldım. Bu hareketimle sırtımda ki acının şiddeti artmıştı.. Yavaşça yatağa geri uzandım ve tavanda ki renkli minik el izlerine bakmaya başladım. Beyaz tavanda, renkli minik el izleri.. Dikdörtgen şeklinde ki geniş tavanın dört köşesinde 'M ♡ E' yazıyordu. Demek bunları bu ikisi yapmıştı.

Yatağın sol yanı hareketlenince kafamı döndürüp Miray'a baktım. Yeni uyanıyordu ve değişik değişik şekillere giriyordu. Aramızdaki yastığa sol ayağını atarak yüzünü buruşturdu.

"Burası Emre gibi kokmuyor." Diye mırıldanıp gözlerini açtı. Beni gördüğünde ilk önce kaşlarını çatıp gözlerini ovaladı, sonra ise ani bir hareketle yataktan kalktı..
"Hiih! Pis Kahraman, birde yatağıma mı girdin sen!"

Gözlerimi devirip, "Sırtımı acıttın." Dedim.
"Napıyım yani? Acıttırmasaydın, senin suçun." Dedi gülerek.

Sen ciddi misin yha? Daha dün tecavüze uğrayacaktın, deli gibi çığlık atıyordun. Şimdi gülüyor musun?

Çatık kaşlarımı düzeltip gözlerimi yumdum. Çıplak ayak sesleri duymaya başlayınca odadan çıktığını anladım. Yaklaşık beş dakika sonra su sesi duydum ve banyoda olduğuna kânaat getirip sırtımı ovalayarak yataktan kalktım ve odadan çıktım..

Miray

Odam Emre gibi kokmuyordu, o yüzden banyodan çıkar çıkmaz  Emre'nin parfümlerinden odaya sıkmam gerektiğini aklıma not edip saçlarımı şampuanladım ve saç diplerime masaj yapmaya başladım. Bu hareket kafam ağrıdığında o kadar iyi geliyordu ki, anlatamam yani..

*

Kapı kulpunu çevirip banyodan çıktığımda Kaan'ın odada olmadığını gördüm. Zaten kapı sesi gelmişti..
Emre'nin aynalı akesuar dolabına ilerleyip en sevdiğim parfümünü elime aldım ve odanın her bir köşesine sıktım. Daha sonra parfümü yerine koyup kendi dolabıma ilerledim. Siyah kalın nike taytımı, gri nike kapşonlu ceketimi ve beyaz pamuklu ev botlarımı ayağıma geçirip saç kurutma makinesini çekmecemden çıkarttım ve saçlarımı kurutup işim bitince yerine geri koydum.

İçimde sadece iç çamaşırı olduğu için ceketimin fermuarını çekip makyaj masama ilerledim ve sade maskara sürerel siyah bir tokayla saçımı at kuyruğu yaptım ve odamdan çıktım.

Aşağıda derin bir sessizlik vardı, hızla ve yüzüme yerleştirdiğim tebessümle merdivenlerden inip salona geçtim. Dudaklarım 'o' şeklini alırken grupta ki erkeklere göz attım. Yüzleri mâfolmuştu resmen. Hele parmak eklemleri, kızarmış ve kanlanmıştı. Çatılmış kaşlarımı düzeltip koltukların yan tarafına dürülüp konulan battaniye ve yastıkları almak için sessizce aralarından geçtim.

"Sakın bir daha, bizden uzakta durma! Sikerim seni!"

Gözlerimi pörtletmiş Emre'ye bakıyordum. Suç benim miydi yani?
Gülümseyip kafamı iki yana salladım, "Beni önemsediğin için teşekkür ederim, yani hepinize teşekkür ederim. Sanırım biraz yalnız kalsam fena olmaz." Dedim kapıyı göstererek. Emre sinirle koltuğun üzerinde ki deri ceketini alıp ayaklandı ve çıkıp gitti. Ardından diğerleride...
Sağ elimi alnıma götürüp şakaklarıma masaj yaptım.

Nazikçe boğazını temizleyen kişinin Kaan olduğuna karar verip yumulu gözlerimi açmadan kendimi koltuğa bıraktım.

Biraz sonra da yan tarafımda bir hareketlilik oluştu.

Papatya'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin