Ona kendimi kaptırmadım, umarım öyledir. Ama bugün farklı, isteksiz bir cinayet işleyeceğim bugün. İs ölecek ama bebek yaşayacak, yaşamak zorunda. Ama 4,5 aylık bebek ve küvezde durur ne de hayata tutunabilir.. Kürtaj yapılamaz ve bebekde besin alamadığı için ölecek. Bir bebeğin masumluğunu çalmak istemediğimden İs'i, Kaan öldürecek. Ben ise Derya'yı öldürecektim.
*"Pekâla, araçta bizi bekliyecekler. Aslı'da onlarda. Bebek tehlikede değil, hadi güzelim al silahlarını.."
Yanak içlerimi dişlerimin arasına alıp, hırsla masanın üzerinde ki silahı ve kombo bıçağını alıp -dar kesim- asker pantalonumun silah ceplerine koyup sis bombasını arka cebime soktum. Sinirle kendimi dışarıya attım. Eşyalarımızın hepsi araçtaydı bu evde tek bir iz bile bırakmamıştık üstelik etrafta ki güvenlik kamerelarını çalışmaz hale getirmiştik.
Üzerimde sadece ince bir kazak vardı ve üşümeye başlamıştım bile. Kulağımda ki alıcıdan Merve'nin sesi duydum, "Durun!" demesiyle peşimden gelen Kaan'a dönüp elimi uzattım. Durması için.
"Lanet olsun! Alıcıyı buldular, bekleme yapmayın dalın şu eve! Plan suya batacak!"Emre'nin sesi kulaklarıma dolduğunda istemsizce kaşlarımı çattım. Aynı bir asker gibi hızlı adımlar atarak evin kapısının önünde durdum. Kaan beklemeden kapıya omzuyla birkaç kez vurdu ve kapı yere düştü.
Lanet olsun!
Kaan'ı kapının yan tarafına iktirip kenara çekildim ve silah cebimden silahımı çıkarttım. Ben onu öldürmek istemiyorum, bebeği var!Kaan'ın hiç beklemeden üzerimize yağan kurşunların üzerine doğru gitmesi ilk önce korkmamı sağlasa da gövdemizde çelik yelek olduğu aklıma geldi ve bende kendimi içeriye attım. Sis bombasının pimini çekip yere doğru fırlattım. Etrafı duman kaplamıştı bile, hızla duvara sürtünerek arkalarına geçtim. İs' e baktığımda elini karnına koymuş öksürmeye çalışıyordu. Lanet karı! Diz kapağının arkasına ayak ucumla tekme attım ve dizleri üzerine çökmesini sağladım. Kaan yanıma gelip İs' i alınca bende kurbanıma döndüm. Onunla biraz eğlenmek istiyordum. O sırada İs' in kulak zarımı patlatacak kadar tiz olan çığlığını duydum. Kafamı yan tarafa çevirdiğimde sol yanağıma sert ve metal olduğunu belli eden birşey çarptı.
Duman'ın etkisi giderek azalıyordu. Beni görmesi daha da kolaylaşır olmuştu.Hiç beklemeden bana doğru tuttuğu silahın tettiğini çekti.
"Ne o komşu, beni vuracak mısın?" Dedim alayla karışık. Korkuyordum, onlar ajandı. Bizden daha güçlülerdi ama henüz güçlerini kullanmamışlardı.
"İs' i rahat bırakın! Karnında bebek var, ona zarar gelirse sizi ve arkanızdakinleri gözümü kırpmadan öldürürüm, anladınız mı lan!" Kuvvetli bağırıyordu, İs'e zarar gelmesinden değil de bebeğe zarar gelmesinden korkuyor gibiydi..
"Ov, sakin..sakin. Pekâla, bebeğ zarar gelmiyecek ama elinde sonunda ölecek. Doğarsa da ölecek, doğmazsa da.. Peki İs? Onu düşünmüyor musun? Iki yıllık eşini, iki yıllık yol arkadaşını.. Sahi, isteyerek mi yaptınız bebeği?""Aklımı kurcalamaya çalışma küçük hanım! Senin gibi acemileri çok kez gördüm ve gördüklerimin ölümü benik elimden oldu.."
Gözlerimi devirip sesli bir kahkaha attım ve silahımı Derya'ya doğru tuttum.
"Götür onu Seğit." Dedim oteriter ses tonumla.
"Saçmalama, seni alt edebilir!"
"Götür şu karının cesedini Seğit!" Dedim bu sefer sesimi biraz daha yükselterek.
Ayak sesleri uzaklaşmaya başlayınca gülümsedim. İşte bu, acıya ihtiyacım vardı ve ben kendimi o adama dövdürebilirdim.
"Hadi, vur bana. Silah yok, kullanmayacağım söz veriy-"Daha sözüm bitmeden ayak bileğime tekme atıp yere çökmemi sağlamıştı bile. Saçlarımı ellerinin arasına alıp kafamı geriye yatırdı ve başımı yere vurmaya başladı. Canım yanıyordu, ama bu güzeldi. Acı, benim zevk alma biçimimdi..
Arsızca sırıtıp ellerini belime doladı ve belimden kaldırarak yüzüme sert bir tekme attı.
Bu fena olmuştu işte.. Burunimda ki o acı bu sefer zevk vermiyordu bana.
Kendimi toparladım ve ona yaklaşarak dikkatini dağıttım. Öpücük pozisyonunda biraz takıldıktan sonra sert ve çevik bir hareketle erkekliğine vurdum. Geri çekilmesini fırsat bilip bana yaptığının aynısını yaptım.
Belinden tuttum ve yüzüne sert bir tekme attım. Bu acıtmış olmalıydı ki erkekliğini tutan elinin birisini burnuna götürdü. Karnına oturup ellerimi saçlarına daldırdım ve hem tırnaklarımı geçirdim hemde köklerinden sertçe asıldım. Yanaklarına ard ardına yumuruk salladım, beni alt edebilecek birisiydi ama dediğim gibi; güçlerini henüz kullanmamışlardı.Siren sesiyle yere düşen silahımı aldım ve 4-5 el ateş edip hızla evden çıktım.
Emre ve Emir eve doğru koşuyorlardı. Anlam veremedim, arabaya ilerleyip bindim. Camdan baktığımda Derya'ın cesedini buraya getiriyorlardı. Tahmin ettiğim gibi adamlarını çağırmışlardı, piçler..
Bagaj kapısının sesi araba kulaklarıma deydi, hemen sonra Emre ve Emir arabaya binip buradan uzaklaştırdılar beni."Yüzünün hâli ne böyle?" Emir'e bakıp gülümsedim. İşimiz olduğu zamanlarda o geçiyordu şirketin başına. Bize yardım ediyordu.
"Zevk için."***
"Daha hızlı!"
Yakalanmak üzereydik. Belki de bu gece ölecektik. Peşimizde hem Deryaların korumaları, hemde polis vardı.
Emre'nin aniden direksiyonu kırmasıyla bedenim sağa savruldu. Virajı dönmüştük galiba.Acaba diğerleri n'apıyordu?
"Lan! Yavaşla, fren yap! Emre!"
*
Kafamı sertçe arabanın tavanına çarptım, bedenime saplanan cam kırıkları kan kaybetmeme yok açıyordu. Bilinç altım kapanmak için direniyordu ben ise uyanık kalmak için. Sadece polis arabasının siren seslerini duyabiliyordum. Gözlerim kapanık siyah bir filmi izliyordum. Öksürük sesi, 'ah- uh' gibi acı dolu inlemeler duymaya başladım. Yaşıyorlardı.
Peki ben? Ölüyor muydum, yaşıyor muydum?
Sesler git gide duyamayacağım kadar bulanıklaştı, gözlerim bir türlü açılmıyordu. Zorlukla nefes alıyordum ki güçlü bir el boğazımdan sıktı. Hayat.
Öldürdüğüm insanların bütünleşmiş elleri boğazımı var gücüyle sıktı.İşte, acı buydu. Vicdan..o benim zevk alamadığım bir acıydı.
İşte, şimdi gidiyorum. Bilincim kapanıyor, sesler duyulmuyor, görüntüler görülmüyordu.
Annemi gördüm ben, babamı.. Bana son bakışlarını gördüm. Bana söyledikleri son sözleri duydum sadece.. Annemin göz yaşlarını, babamın nefretini gördüm ben.. Ölümü ilk kez bu denli yakından tattım ben..
Ben ölüyor muydum, gerçekten mi?
***
Bölüm sonu.. Biliyorum çok ama çok kısa bir bölüm oldu, özür diliyorum. Anlamış olcaksınız ki kaza yaptılar. Ayrıntılarını sonra ki bölüme sakladım. Bu arada diğer bölümü elimden geldiğince uzun yapıcağım ve bu bölümü telafî ediceğim. Sizleri seviyorum..
