22. Bölüm

9 1 0
                                    

Yavaşça kulağıma yaklaştı Mertan.
"Göremediğimiz birileri varmış, sakın ona ters davranma."

"Fısıldaşmayın lan!"

Sesi o kadar gür ve sinirli çıkmıştı ki..o kadar korkunçtu ki.. Gözlerimi yumup derin bir nefes aldım.

"Küçük hanım; beni bu hâle sen getirdin, sizin görmediğiniz o adamları senin sayende gördüm, papatyaları seni  sayende sevdim, senin sayende şizofren oldum lan! Dışarıya çıkamıyorum, evde tıkılı kalmaktan nefret eder oldum! Balkona çıktığımda bile insanlar bana uzaylı görmüş gibi bakıyorlar! Arkadaşlarım uzaklaştı benden, ailem! Kız kardeşim bana 'abi' demiyor! Senin yüzünden lan senin yüzünden!"

Ve yanağımda hissettiğim yanma hissi bedenimi öfke ve sabırla birlikte ele geçirdi. Bana nasıl tokat atabilirdi?

"Göktuğ, biraz daha sakin." Dedi Mertan.

Derin bir nefes alıp yana düşmüş kafamı kaldırdım ve gözlerimi direkmen Göktuğ'a çevirdim. Tepkisizdim ama bu şuan ondan korktuğum içindi. Kimse bana tokat atmazdı..

"Kesin sesinizi!" Diye haykırdı kafasını ellerinin arasına alarak. Biz sesimizi çıkartmamıştık oysa..

"Gidin başımdan lan! Gidin! Ben istemedim lan sizi! Gidiin!" 

Ses tonu giderek yükselirken istemsizce ve korkudan dolayı Mertan'ın arkasına doğru geçtim. Mertan kolumu beni sakinleştirmek için hafifçe sıkıp birşeyler fısıldamıştı ama duyamamıştım.

"Göktuğ, Miray korkuyor. Sakin ol."

Sanırım Göktuğ'dan sadece o korkmuyor, onu sakinleştirmek için uğraşıyordu.
Göktuğ sakinleşmek adına, yani galiba, tişötünü tek hamlede hızla çıkarttı. Bedeninde yaralar vardı, bir sürü..

"Beni almak istiyorlar, ölmek istiyorum! Yapamıyorum, ölüm benden uzak, ama şuan korkuyor benden ve bana yaklaşamıyor, o beni terk etti düğünümüzün ilk dansında, o beni vurdu ama uzaklaştıkça ölemedim." Dedi ağlayarak, elleri kanlıydı, oysa bir yeri kanamamış gibi duruyordu.

Beni ölüm olarak görüyordu, ben daha yeni yeni kendime gelmişken o beni yanına getirmişti. Ben yanında dursaydım ölecek miydi yani?

Kafamı iki yana sallayıp hızla evden çıktım. Çıktım ama karşımda o adam vardı, gene silahlı ve adamları vardı..
Yavaş adımlarla içeriye geri girip kapıyı defalarca kitledim.

"Geldiler, Mertan geldiler. Yardım et, yardım et lütfen."

"Kim geldi Miray?" Dedi yanıma gelerek.

"O adam geldi, öldürecek beni, Mertan ölmek istemiyorum!" Diye çığırdım. Mertan ilk önce bana sarıldı, sonra yavaşça benden ayrılıp kapı deliğine ilerledi ve dışarıya baktı.

"Göktuğ, silahların nerede?"

Biraz endişeli ama çok sakin bir ses tonu vardı. O adam, lanet herif peşimi bırakmayacaktı.

"Saklan tamam mı? Ne olursa olsun, içimizden biri gelmezse saklandığın yerden çıkma. Şimdi ben gidip konuşacağım ama şimdilik Göktuğ'un yanında durman gerek, lütfen uslu kız ol."

Beni geriye doğru sertçe iktirip fokmandonun çekmecesinden normal bir silah çıkartıp beline yerleştirdi.
"Git." Dedi duygu barındırmayan sesiyle. Telefonunu çıkartıp birilerini aradı dinleyip korkumun ikiye katlanmaması için titrek adımlarla Göktuğ'un yanına gittim. Sigara içiyor, kendi kendine konuşuyordu. Daha doğrusu fısıldıyordu ama Mertan'ın sesi daha baskın olduğu için onu duyamıyordum.

Papatya'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin