Türkiye de yasanmis cin ve hayalet olaylari

Arkasi Yarin 3

     Önümüze caylar geldi..."Yok,biz eve geçelim." dedim.Konagin anahtarini alip yola koyulduk.Fusun muhtarin anlattiklarindan sonra hakli ciktigini hissediyordu.Kendimi onun alninin yarilmasindan ben suçlu hissediyordum. Ve daha olacak pek cok seyin de aslinda suclusu bendim. Köyü tam tepeden görecek bir yokusun sonunda,bahceli,beyaz renkli,cift katli bir konak vardi...Yapisiyla tam bir Ege evine benziyordu. Fusun evi begenmisti. Bu bir nebze olsun beni de mutlu etmisti...Benden onceki ogretmen bu evden 1 ay önce cikmisti ama ev sanki aylardır boş gibiydi...Ortada bir cer cop yoktu ama yinede agir bir kokusu vardi. Uzun sure gunes almadigi belliydi. Gaz lambalarini,sobayi,kapıları kontrol ettim...Dolaplar temizdi. Kiyafetlerimizi yerleştirdik ve uyumaya basladik. Fusun'un yaşadığı olaylar da aslinda bu geceyle baslamisti...
Birtinci Gece Yasananlar (Geceyi Fusun Hanim Anlatıyor)
     Fuat kütüphane gibi bir raf bulmuş kitapları yerleştiriyordu...Bende temiz carsaflari seriyordum...Yatak odasindaydim.Ona bugune kadar hic bahsetmedim ama calilaradaki gulusme sesleri yatak odamizin baktigi bahçeden de  geliyordu. Yatak odamiz üst kattaydi ama yine de duyuyordum...Herhalde olanların etkisinde kalmışım diye düşünüp fazla ustelememistim...Fuat'in isi bitip yanima gelmişti...Zor bir gun geçirmiştik. Yaşadığım hastalik nedeni ile aramizda cinsel bir seyler uzun zamandır gecmemisti. Yine herr zaman olduğu gibi uzun uzun birbirimize baktik ve uyumaya basladik...
     O gece 2-3 sulariydi...Evin kapısı caliyordu. Gecenin bu saatinde kim gelmiş olabilir diye düşünüyordum. Fuat'i uyandırmaaya calistim,uyanmamisti. Kapi ısrarla caliyordu. Ben de geceligimi ustume giydim,merrdivenlerden inmeye basladim. Kapıda bir erkek gölgesi vardı. Kacmiyordu. Elinde bir sey vardı...Yavas yavas Gölgeye doğru yürüdüm. Kapiyi acmadan "kim o?" Diye sordum.
     "Ogretmen beye hoşgeldiniz hediyesi getirmiştik yenge"  diye bir ses geldi. 20 li yaslarda bir cocugun sesiydi bu...Kapiyi araladim. Guler yuzlu bir gencle karşılaştım...Elinde bir vazo benzeri heykeli de andiran bir sey vardı. .. "KÖYÜMÜZE hosgeldiniz" dedi."Tesekkur ederiz ama saat cok gec,neden bu saatte verdiniz" dedim.
     "Kusura bakmayin,gaz lambanizi acik unutmussunuz Bir de evdesiniz uyumadiniz sandik" dedi...O gaz lambasinin merdivenlerden inerken kapali olduguna yemin edebilirdim...Fuat Erdag anlatmaya devam ediyor:
Aslinda hafif bir uykum vardir...Cit sesi duysam uyanirdım cogu zaman ama o gece ne kapı sesi n3 de gulusme sesi duymustum...
     Sabah olunca asagi inip heykeli görünce anladım eve birinin getirdiğini. .."Fusun,bu nerden geldi" dedim...Olanlari anlatti. Allah allah dedim,gecenin ucunde neden bizim evimizi izlesinler ki diye dusunuyordum. Fazla ustelemeden devam ettim...Kahvalti icin mutfaga gectik. Karlar eriyince bahcede kahvalti etmek keyifli olacakti. Fusun'a bir istegi olup olmadigini sordum,koy kahvesine gidip köylü ile tanisacaktim. "Fazla gec kalma,uyuyabilirim belki"demisti. Merak etmemesini söyleyip yokusu inmeye basladim...Sokakta kimse gormemistim yine. Pencereler kapali perdeler cekiliydi. Herhalde yasam belirtisi olan tek ev bizimkiydi...Ve koyde sadece muhtari,cay ocaginda calisan çocuğu ve Fusun'un gördüğü hediye bırakan çocuğu gormustuk. Köy kahvesine oturdugum da ortalık yine sakindi. Bir cay isteyip beklemeye basladim. Yine kahveye ilk muhtar geldi. ..Ofisine geçmeden dogrudan yanima gelmişti. Muhtar sicakkanli,sevecen,caliskan bir adamdi. "Nasilsin ogretmen bey,rahat uyudun mu gece?"  dedi. "Cok şükür,evimizi aramadik muhtar bey" dedim. "Geceler biraz daha serin olur ama alisirsiniz" dedi. Muhtar bir sey soylemek ister ama soyleyemiyor gibiydi...Daha sonra dayanamadi,lafa atildi.