Türkiye de yasanmis cin ve hayalet olaylari

Arkasi Yarin 4

"Bu köye tayinin ciktiginda hic endiselenmedin mi?"diye sordu. Soylentilere kulak asmadigimi,endiselenmedigimi soyledim."Ama bu tas atma olayi canimi biraz sikti muhtar" dedim. Muhtar biraz sikilarak; "bu koyde evlerin pencerelerine,insanlara, hayvanlara surekli bir yerlerden tas firlatilir...Kim firlatir,neden firlatir kimse bilmez ogretmen bey" dedi..."Nasil yani nasil oluyor bu" dedim.
     Soruma cevap alamadan ara sokaktan genç bir cocuk koştu..."Muhtar,Cemil aganin evine koş"dedi...Sesi korkmus ve heyecanlı gibiydi. Apar topar kalktik,Cemil denen adamin evine dogru kostuk. Cemil aganin da tıpkı bizimkine benzer sarı bir konagi vardı...Konagin avlusunda paramparca edilmiş bir at yatiyordu. Zavalli hayban telef olmuştu. Adam atinin basinda ağlıyordu. Ailesi,ozellikle cocuklari da korkarak yerdeki atin parcalanmis bedenine bakiyordu.
     Cemil ağa ayaga kalkti ve hanimina döndü..."Toplayin esyalarinizi,gidiyoruz bu köyden"dedi. Muhtar'in yakasina yapisti,"sana kaç kere soyledik onlarla mücadele etmek yerine kaçmayı sectin sen" diye muhtara cikisti.
     Ben çok dinlememeye çalışıyordum ama dayanamadim."Neylerle mucadele edecekti Cemil Bey?"dedim."Bunlar"dedi."Bunlar geceleri evlerimize tas atiyorlar,camide namaza gitmemize engel oluyorlar,gece benim atima binip geziyorlar"dedi...Ben adami daha da dinlerken muhtar koluma girip "Gel buraya öğretmen,Cemil aganin akli yerinde değil simdi"dedi. Ordan donerken muhtar sorular sorup onu rahat birakmayacagimi anladigi icin kendine bir meskale cikarip ofise gitti...
     Bende biraz köy kahvesinde oturduktan sonra karanlığın çökmesine yakın eve gittim...Füsun evi tertemiz etmisti. Yemeklerimizi yiyip konusmaya basladik. Ona köyde bugun yaşananları anlatmamistim...Endiselenmesini istemiyordum. Yemegimizi yedikten sonra odamiza cekildik,o gün ustumde ayri bir yorgunluk vardı hemen uykuya daldim.
     Ikinci Gece Yasananlar( Füsun Hanim anlatiyor) Fuat biraz yorgun gibiydi,uykuya dalmisti...Ben de bir sağa bir sola dönüyordum ama bir türlü uyuyamamistim.Uykudan kalkip su icmek icin alt kattaki mutfafa indim.Dolaptan su doldurdum ve içmeye basladim. O sirada evimizin bahcesindenden sesler duydum...Ziplama,adim atma sesleri geliyordu.
     Salona gidip gaz lambasini aldim,sonuna kadar açıp bahceye baktim. Bahcede 3 tane kiz çocuğu ip atliyordu...ikisi ip tutuyor bir tanesi ortada zipliyordu. Üçünün de saci ayni sekilde örülmüş,ayni beyaz elbiseyi giymiş ve ayni sekilde somurtarak bakiniyorlardi. Beni farketmislerdi...Geriye doğru adim atmaya basladim...Bir tanesinin elleriyle beni cagirdigini hatirliyorum. Korkmuştum yukarı cikip yatağa uzandim ve uyumaya calistim. Fusun Hanimin uykusunda mirildandigini,Fuat beyin not aldigi Aramice ve İbranice kelimeleri burada oldugu halde paylasacagim. Okumamanizi tavsiye ederim. Fuat bey anlatmaya devam ediyor. Sabah uyandigimizda Füsun benden once kalkip kahvaltiyi hazirlamisti...Uykusuz duruyordu ve normalde asla bu saatlerde kalkmazdi.
     Geçirdiği rrahatsizliktan sonra uyku düzeni bizim için çok önemliydi. "Gece rahat uyudun mu Fusun?" Dedim."Evet,rahattim" dedi. Füsun'un yalan söylediğini gozlerinden anlarim...Dün gece uyuyamamisti. "Bir sey olursa her zaman yaninda olduğumu biliyorsun degil mi" diye sotdum. Aslinda bu soyledigime sasirmasi gerekirdi ama sasirmamisti,belli ki korkuyordu.
     "Biliyorum,iyi ki varsın" dedi gülerek. Kahvaltimizi ettikten sonra o günü esimle evde gecirmek istiyordum...Köy bakkalina inip biraz çikolata,şekerleme,meşrubat falan alacaktim...Günü evde gecirmek istiyorduk. Ben kapidan cikip koye doğru inmeye basladim. O sirada sagi solu inceliyordum...Bu sefer farkli bir yokusu kullanmistim inmek icin ve bir cikmaz sokak gördüm.
     Tabelasinda "Cin Çıkmazı" yaziyordu