ÜÇ GÖLGE KÖYÜ NEDEN TERKEDILDI 3

3.6K 110 45
                                    

Sonra tanisabilecegimi söyledi. Cocuk yavasca erkeklerin oturduğu kahve masasina doğru yürüdü. Onu görenler sanki genç birini görmüş de aile büyüklerini görmüş gibi ellerini önüne bağladı. "Hocanin misafiridir..." dedi. Hepsi bana bakıyordu. Bunları soyleyen adama teşekkür ettim. "Kalabilecegim bir yer var mi?" diye sordum. Halledecigini söyledi ve köy kahvesinden cikti. Beyaz bir ati vardı...Atin üzerine atlayip köy ormanına doğru ilerledi. Cocugun dediklerinden sonra köy ahalisi bana ilgi göstermeye baslamisti. Sofranin bas kosesine oturtup bana sorular sormaya basladilar. Onlar bana soru sordukca bende onlara sormaya basladim. Ama aklımda hep koyde neden cami olmadığı sorusu beliriyordu. Gereken cesareti topladiktan sonra onlara sordum...
"Koyunuzu dun gece biraz cikip inceledim,ama cami bulamadim...Nerde ibadet yapıyorsunuz?" diye sordum. Basta hiç biri bir sey soylemedi. Lafa atilmak içlerinden gelmedi sanki. Birbirlerine bakıyorlardi. Aralarından bir tanesi soze atilip "köyün nufusu zaten az,camiye gerek yok...belediye gelip sordu biz istemiyoruz dedik. Camiyle ilgilenecek gücümüz yok" dedi. Bu adamin soylediklerinden sonra diğerleri de onu onayladi. Ancak bunu soylemek bu kadar basitken neden o kadar eveleyip geveledikleri biraz garibime gitmisti. Ben cantamdaki eşyaları tekrar çıkarmaya başladım. Kalacak bir yer ayarlanacagi söylemişti ama her ihtimale karşı bir dolaba dizdim. Aralarından bir tanesi kameraya bakti..."Nedir bu? " diye sordu..."Dedim ya kamera" dedim. Digerlerinden daha yasli bir adamdi ve kamera görmek onu sasirmisti. Onlar kamera ile eğlenirken koy kahvesine sinirli oldugu her halinden belli olan bir adam girdi...
Adini sonradan öğrendim,Cemşit. Ihtiyarin elindeki kamerayi alip yere firlatmaya calisti,son anda durdurdum. Bunları yaparken "koyumuzde cekecek bir şey yok,hepsi uydurma lan bunların" diye bagiriyordu. Aralarından bir tanesi " onun icin burada değil,öğrenci bu" dedi...Adam hala sinirliydi,ve bana doğru saldırmaya çalışıyordu. Beni kahveden çıkardılar. Cikaran kahveciydi. Tam yeniden kahveye girecekti,kolundan tuttum. "Bu adamin bahsettigi sey ne?" diye sordum. "Bos ver sen onu, onun akli yerinde degil" dedi...Kamera elimdeydi,adam tekrar içeri girdi. Ortalik sessizlesmis,sakinlemisti...Daha sonra içeriden beni cagirdilar...Cemşit de iceryideydi. "Ben seni gazeteci,haberci falan sandim kardeş. Kusura bakma" dedi..."Öyle olsam bile sakladiginiz bir sey mi var?" dedim...Kimseden ses cikmamisti...Herkes konusmamaya yemin etmis gibiydi sanki. Kahveden ciktim,köyde yürüyüş yapmaya basladim. Ortalik karliydi. Sokakta kimseler yoktu.
Ben köyde yurruyorken yine Harabe evlerden birisinin onune denk geldim...Duvarda anlam veremediğim yazılar yaziyordu,ve bir resim cizilmisti. Resimde üç tane uzun boylu varlık vardı. Kap karaydilar...Kucaklarinda bir bebek,hepsi birden ona bakıyordu...Etrafında degisik yazılar vardı...(hatırladığı kadari ile bu yazılarda "DOĞ" yazdığını belirtiyor) Ben bu eve doğru bakarken arkamdan at sesi duydum...Gelen o gün kahvedeki cocuktu..."Hayırdır kardeşim" dedi...Bu sefer güler yüzlü bir hali vardı..." Bu evdeki resim...tarihi eser mi bu?" dedim...Gulumsedi "bilmiyorum,dogdugumdan beridir bu burada duruyor" dedi...Adini sordum...Bu köyden olup olmadigini,Ormanda ne aradigini sordum. "Adim Azad...Bu koyde doğdum,bu koyde büyüdüm...Annem dogumda ölmüş,babamla da görüşmem...Kendimi bildim bileli hoca sayesinde büyüdüm,onun sayesinde geliştim" dedi. Hoca dediği adami merak ediyordum. "Bu hoca kim? Beni onunla tanıştırabilirmisin ?" dedim. Zamani var kardeşim,zamani var dedi. Ama benim zamanim yoktu,burda daha ne kadar kalabilirdim ki...Neyse diyip konuyu gecistirdim. Kalacak bir yer ayarlayıp ayarlamadigini sordum...Eger istersem onla kalabilecegimi soyledi. Eli yuzu duzgun delikanli birisiydi Azad...Seve seve kalırım dedim. "Yalniz mi yaşıyorsun,hocan rahatsız olmasin?" dedim..."Olmaz olmaz,arada ziyaret eder ama rahatsız olmaz" dedi. Koy kahvesine gidip eşyalarımi toparlamaya basladim...Azadin evi koyun icinde degil,arka tarafındaki ormanda kalıyordu. Üç katlı büyük bir konak gibiydi. Etrafında kimse yoktu...Evin bahçesi sanki bütün ormandi...Azad attan indi,ben de arkasından atladim. Eve girdik.
O donem icin son derece bakimli,kaliteli bir evdi...Disi biraz harabeyi andırsa da ici bir o kadar duzenli ve şıktı. Salonu büyüktü merdivenleri uzun ve gorkemliydi,lavabo her koy evi gibi bahcede duruyordu. Koyde gördüğüm en guzel ev Azadin eviydi. "Eşyalarını üst kattaki odaya bırakabilirsin istersen" dedi. Benim kalacagim oda ikinci kattaki odaydi. Azad en ust katta kalıyordu. Benim odamin karşısında bir oda daha vardı...Orda da herhalde hoca dedigi adam kalıyordu çünkü dayali doseli bir odaydi. Benim kalacagin yerin bir misafir odasi oldugu Her halinden belliydi. Ben eşyalarımi yerleştirirken Azad odaya geldi. "Ben gece yakmak icin odun falan toplayacagim,bi de aksamlik birseyler alırım var mı baska bir istegin kardeşim" dedi. Hayır dedim...Hayatimda gördüğüm en iyi insanlardan biriydi Azad...Konaktan cikip atina atladi ve koye doğru gitmeye basladi. Ben de evin içinde saga sola bakiyordum. Aslinda tam hayalimdeki yerdi. Böyle bir yerde yasamak isterdim. Telefonumu sarj edip dedemi ve babaannemi aradım. ..Onlara iyi olduğumu soyledim. Ancak bir yandan da ödevi yapmam gerekiyordu...Saatler sonra Azad içeri girdi...Ben salonda oturuyordum. Ayaga kalktim. " Rahatina bak aksam mangal var hadi iyisin" dedi...Bana neden bu kadar iyi davrandığını bir türlü anlamiyordum.

En fazla 200 bolum yazabiliyomusuz o yuzden bu kitaba daha fazla bolum yazamiyacam. Ama bu hikayenin devami icin yeni bi kitap baslatip ordan devam ederim...
Son olarak bu kitabi okuyan yorum yapan oy veren herkese cok tesekkur ederim.

Türkiye de yasanmis cin ve hayalet olaylariHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin