Sabah olmuştu...Köy muhtarini tekrar aradım...Sağolsun açtı telefonu. Koyde durumlar ne muhtar bey diye sordum...Ortaligin sakin olduğunu söyledi. Okanin ve ailesinin durumunu sordum,atlatmaya çalışıyorlar ama her gece evden bagiris cagiris duyuyoruz dedi. Sonucta evlatları intihar etmisti,normaldir diye düşündüm. Defneden ses soluk var mi dedim...Defne artık geri gelmez yigenim dedi.
+Hayirdir abi dedim.
-Kapının onune sandigini koymuşlar,almaya kimse de gelmedi oracıkta oyle duruyo...Biz de almıyoruz ayip olmasin diye dedi.
+Su sandigin icinde neler var bi baksana muhtar bey dedim...Yok evladim olmaz,Defneye ulasamadik. Eğer sen taniyorsan sana postalayalim,sen Defneye verirsin dedi.
Defne ile bulusmak için bir fırsatti üstelik sandıkta olanları da görecektim. Adresimi verip muhtardan göndermesini istedim.
Muhtarin yolladigi sandigin gelmesini beklemekle geçiyordu günlerim...Evde cok fazla durmak istemiyotdum cunku evdeyken basima anlam veremediğim olaylar geliyordu. Sigara tiryakisi olmustum,her gun en az 1 paket bitiriyordum.
Aradan 2 gün gecti,kargo gecikince muhtari aradım...
-Muhtar abi,gelmedi senin kargo dedim
+ O kargo iptal oldu şerefsiz herif diye bir ses duydum,Okanin sesiydi. Uzun bir aradan sonra ilk kez duyuyordum sesini ve sesinde bir nefret vardı.
+ Sana bizi rahat bırakman gerektiğini soylemedim mi ben? demisti.
Bu arada da arkadan muhtarin aci dolu seslerini duyuyordum,kelime-i şehadet getiriyordu. " Okan,Defne neden sizde değil...Abinle ne alakasi var?" diye sorular soruyordum. Okan ibranice bir seyler söylemeye basladi. O bir seyler soyledikce muhtarin sesi daha da cok çıkıyordu ve sonrasında hat düşmüştü...Bu isi cozmek icin Bursaya geri dönmem gerekiyordu.
Bursaya dönüp donmemek arasında kararsız kalmistim. Bir yandan bu olaylardan kurtulmak istiyordum,bir yandan da Defne ve Harmancik olayları beni meraklandiroyordu. 2-3 gündür hayatim da sakinlesmisti,macera aramanın anlami yoktu ama daha fazla dayanamadim. Meragima yenik düştüm. Sabah 8 arabasi ile Bursaya yol aldim.
Yurda uğradım sagda solda öğrenci kalmamisti...Öğrenci işlerine uğradım. Bana gönderilmiş mektuplar vardı. Uzerinde adres yoktu,postacı tarafından degil el ile bırakılmıştı. Üstünde sadece adim yaziyordu. Ismim türkçe yaziyordu ama mektubub icinde yazanlar arapca yada ibraniceydi. Bundan emin degildim o zamanlar. Bu mektubu kim birakti diye sordum...9-10 yaşlarında bir çocuk her gun burraya gelip bunları bıraktı dedi. Mektupları alip üniversitenin yolunu tuttum.
Ilahiyat Fakultesi hoca ların dan Y.C.H ile bulustum...Ona bu mektuplarin hangi dilde olduğunu ve ne yazdığını sordum...Kendisi meşhur bir profesördur ve Bursa halkinca cok sevilir. Mekani cennet olsun o donem bana cok yardimci olmustu. Bana bunun aramice adinda eski bir dilde yazildigini ve bu yaziyi okuyacak donanimda olmadığını,yıllar önce ortadan kaybolmus bir dil ve alfabe olduğunu söyledi. Peki aramice dilinin Kuran'da bir yeri var mi hocam diye sordum. Bu zamana kadar neden bir hocaya danismadim diye kendime kizmistim. Bu dilin Afraf Cin Kabilesince kullanildigi,seytanin çölde Hz.isaya bu dilde seslendigini,en sapkin ve en şerli varliklarrin bu dili kullandigini soyledi. Söyledikleri karşısında neye ugradigimi sasirmistim...Peki bunu yazan kisi nereden öğrenmiş olmali diye sordu. Bunu yazanin insan oldugundan şüphe etmelisin dedi...Hocadan yardım istesem de aksam ucagiyla Almanya ya gitmesi gerekiyordu. Bu bilgileri öğrenip,geceyi Vedatin evinde geçirmek üzere yola ciktim.
Gece kabusumda bu sefer köyün meydanindaydim...Her yerde cenazeler vardı. Bütün köylü bembeyaz kefenlere sarılmış,oylece duruyordu.
Cesetlerin arasında Okani ariyordum...icimden onun ölmüş olmasi icin dua ediyordum...Okana benzer bir ceset bulup çevirmiştim ve heralde bir insanin basina geçebilecek en korkunç olayi gördüm...Yerdeki ceset benim cesedimdi...Arkami döndüğümde annem sinirli bir surat ifadesiyle sana o koye gitme demistim diye bagiriyordu ve onun arkasında Defne gulumsuyordu...
Uyandigimda Vedat bana tokat atmisti..."Siktir git evimden orospu evladi" diye bagiriyordu. Vedat ne oldu kardeşim naptim ben sana diye soruyordum ama Vedatin tek yaptığı şey bana kufurler edip yaka paca disari atmak oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türkiye de yasanmis cin ve hayalet olaylari
HorrorBu topraklarda yasanmis garip ve aciklanamayan olaylar