Sekizinci Gece Yasananlar (Füsun Hanim Anlatiyor)
Son 2 gece gördüğüm kabuslardan sonra geceyi o evde geçirmek istemiyordum...Havanin kararmasi ile beraber köy meydanina indim. Yalniz basima ilk kez iniyordum...Köylü kadınlar pencereye çıkıp bana bakiyordu...Basimin acik olmasindan dolayi midir bilmiyorum ama sanki beni farkli buluyorlar gibiydi. Köyde yasli bir bakkal kadin vardi. Konusabilecek bir tek onu buldum... yanina gittim. "Ah güzel kizim...sen öğretmen beyin hanimisin değil mi?"dedi. "Evet,nerden bildiniz"dedim gülerek. Gunler sonra birisiyle konusmak iyi gelmisti...Uzun uzun konusmustuk,zamanin nasil geçtiğini anlamamistik...O sirada genc bir delikanli girdi iceri...Tanıyordum sanki onu bir yerden ve nihayet cikarmistim.
Bu o gün gece kapiyi çalıp vazoyu birakan cocuktu...iceriye girip Allah rizasi icin yumurta ver teyze dedi. Bakkal kadin "defol bu dükkandan,ugursuz mendebur" diye bağırdı...Neden oyle yaptigini sormustum. Bu çocuğun köyün felaket tellali olduğunu,kendi kendine konuşup insanlari korkuttugunu soyledi...Sasirmistim...Adi ne bu cocugun diye sordum. Herkese baska isim söyler o dedi...Anladim dedim...daha fazla detay almadim...
"Saat de pek geç olmuş ya kizim,hadi ben artik evime geceyim..."dedi. "B3n de bu gece sizle kalabilirmiyim...Esim istanbulda yalniz kalmak istemiyorum "dedim...Gel tabi gel dedi...
Ilk kez rahat bir uyku cekmistim...Sabah olur olmaz da konaga döndüm
Fuat Erdağ anlatmaya devam ediyor
Profesor ile eve gelmistik ama evde kimse yoktu...Kapilari pencereleri acmistik çünkü icerisi havasizdi ve kötü bir koku vardı. Profesor hoca ile yol boyu cok konusmamistik...Genç sayilacak yastaydi...Ama birikimli ve tecrubeli birisi oldugu belliydi. Biz evi incelerken Fusun'u yokusu cikarken gördüm. Direk yanina gidip nereden geldiğini sordum.Bir sorun olmadigini,geceyi bakkal kadinla gecirdigini soyledi. En azindan yalniz kalmamis olmasina sevinmistim.
Profesor hoca ile Füsun zaten önceden tanisiklardir...Birbirlerine sarildilar..."Gecicek Füsun"dedi doktor. ..Füsun da doktora dönüp "lütfen....Artik gecsin"dedi. Fusuna daha onceki ses ile ayni sesi duyup duymadigini,bu sesin ona neler soyledigini soruyordu. Fusun da hepsine cevap vermisti...Verdigi cevaplar hocayı biraz germisti. Yüzü asilmisti.
Gece olmus karanlik çökmüştü. ..Profesor hoca Fusunu ve beni yanina cagirdi...Belli basli malzemeler istedi ve kagida dualar yazmaya basladi...Fusun'a dönüp "daha once yaptigimiz gibi once bir odayi komple bosaltin ve oraya 2 tane ayna koyun"dedi. Ben hocanin istedigi sekildeki aynalari gardolaptan sokup kilere benzeyen yere biraktim. Daha sonra bana dönüp "Mum bul...kolay alev alacak,büyük bir mum olsun...kibrit al ve bakır bir tepsiye sicak su doldurup buraya gel..."dedi. Kapidan cikacakken "evlat" diye seslendi. "Bekle...5 dakika sonra çık. Lambalari sondur bekle"dedi. Neden cikmamam gerektigini sordum. Kapinin önünde seni bekliyorlar...Evvela önce bir bekle,onlar buradan uzaklassin gidip alirsin. Once evin içindeki bakir tepsiyi bulup su isit dedi...Füsun salonda oturuyor,hoca ve ben gerekli malzemeleri topluyorduk. Hocanin emriyle köy merkezine inip bakkal kadindan cok sayida büyük mum aldim. Hizli adimlarla eve gittim...Fusun ve hoca beni bekliyorlardi...Birlikte kilerdeki odaya indik ve rituele basladik.
Hoca camlardan birini yere duzlemesine koydu...Aynaya baktiginda tavani gösteriyordu. Diger ayna ise tam karsisindaydi. Ona baktiginda ise arkasini gösteriyordu. Odayı aydinlatmak icin mumlar kullanmisti ve bu mumlari aynanin ustune koymustu. Elinde uzun uzun kagitlar vardı..."kagittaki yazilar arapca mi" diye sordum..."Aramice...bu dil yuzyillar once ortadan kaybolmus ibranice dilinin bir türüdür. ..Hz Isa cinler ile bu dilde konusmustur"dedi.
Fusun odadan bembeyaz bir elbise giyip odaya geldi...Hocanin sagindaki mindere oturdu...Hoca sag eline tuz sol eline küçük dualar yazan kagitlari aldi...onundeki suya katip suyu parmagiyla karistirmaya basladi. Ben sadece izliyordum. Fusunun daha once böyle bir rituele katildigi belliydi. Hoca ona talimat vermeden avucunun icine kucuk bir kagit almasinicin elini hocaya uzatti. O da kucuk bir kagit alip bakir tepsideki suya Fusunun kanini damlatti...
Ve dualar okumaya basladi...Felak ve Nas duasini 3 er kere okuyup saga ve sola selam verip "mel hüm kuraniyeş"diye bagiriyordu. Bunu cok kere tekrar etti...Sesli bir sekilde nas felak okuyor ve saga sola selam verirken " mel hüm kureniyes" diye bagiriyordu. Bunlari yaparken mumun alevi iyice artmaya baslamis,mum isiginin parlaklığı iyiden iyiye artmis,oda adeta yanıyor gibi olmustu. Hoca bunlari söylerken Fusun istemsiz ce agzini kipirdatmaya basladi. ..O da arapca gibi bir dilde bir seyler söylüyordu. Aynalar ustunde garip sekiller beliriyor, odanin icinde ciglik sesleri duyuluyordu...
Hoca elini sicak suya sokup Fusun"un burnuna dogru götürdü,koklamasini istedi ve o an ortalik sallanmaya basladi. Ve hoca birden kalkti ayağa...
Hocanin ayaga kalkmasiyla Fusun duvar dibine surundu...
Hoca Fusun'a "Velha min şeyka cin? "dedi. (Kimin icin burada sin cin)
Fusun adini mirildaniyordu. "Fusun...Fusun"demisti. Hoca dualar okuyordu...Fusun odanin dört bir yanina surunuyordu. Hoca bana dönüp "tut onu burdan cikarsa bir daha geri gelemez...onlarin alemine karisir"dedi. Bütün gücümle Fusunu tuttum...Ellerini arkadan bagladim. Hoca yavasca Fusuna dogru yaklasti..."Vella cin!ümme nur denne hak"(ey cin,geldigin yere dön)diye bağırdı. ..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türkiye de yasanmis cin ve hayalet olaylari
TerrorBu topraklarda yasanmis garip ve aciklanamayan olaylar