0.1

3K 859 555
                                    

Sessizliğin de bir sesi olduğunu çok geç öğrenmişti, sessizliğin gürültü ile savaşacağını hesaba katmamıştı. Kendi hayal dünyasında her şeyin yolunda gittiğini sanıyordu. Oysa bir yıkımn fragmanını izliyordu henüz. Her şey onu görmesiyle başladı. Asıl film burada başlıyordu. İyi seyirler....

***

İlk o zaman gördüm onu.
Benden birkaç yaş büyük olduğunu bir bakışta anlayabilmiştim.
Dağılmış saçlarıyla, sütlü kahveyi andıran gözleriyle.
Marulu andıran saçlarıyla adeta parlıyordu, bu gerçek miydi?
Bende saçımın öyle olmasını isterdim fakat saçım öyle değildi. Bu durum, kısa bir süre bile olsa hüzünlenmeme neden olmuştu. Fakat tekrar ona bakınca tüm kırıklar bir anda onarılmıştı. Bacağımdaki ağrıyı bile hissedememiştim,
onu gördüğümde.
Nedenini bilmiyordum
ama daha önce benim için hiç böyle endişelenen bir insan olmamıştı.Kalbim sıkışmıştı, aptal Aksu kendine gel dedim kafama vurarak. Sanat gibiydi, o, çehresi ve yine o.
Tanrı aşkına neler saçmalıyordum böyle?
Düşüncelerimin yanaklarımı  kızarttığına adım kadar emindim. Fakat onun gördüğüm herkesten çok çok güzel olduğuna kesinlikle emindim.

Bisikletle çarpmıştı bana. İlk o zaman gördüm onu.
İyi ki çarpmıştı yoksa bu hikaye hiçbir zaman gerçekleşemeyecekti. Bazen çok şanslı olduğumu düşünmekteydim. Dileklerim, bazen de olsa gerçek oluyordu.

Belki de geçirdiğim, geçirebileceğim en güzel günü geçirmiştim bugün. Defalarca kez telaşlı bir şekilde özür diliyordu
ama ben gülüyordum.
Pembe renkte bir bisikleti vardı. Bilmiyorum, belki şimdi olsa ne saçma şeye gülmüşüm diyebilirdim.
Fakat erkekler sadece mavi şeyler giyer,
mavi şeyler alır sanıyordum o zamanlar. 

''Hayır hiçbir yerim ağrımıyor. Gerçekten'' dediğimde
bu sefer yüzünde daha da endişeli bir ifade görmüştüm.
Kanayan bacağımı görmüştü. Acıyordu ama açısı umrumda değildi bu şeyin adı neydi?
Kalbinin fırlayacak kadar atması neyi işaret ediyordu bilmek istiyordum fakat korkuyordum.
Ya bu kötü bir duygu ise? 

"Hemen şuradaki banka oturmalısın. İlk yardım yapmam lazım. .''
dedi suratındaki endişe tebessüme dönüşürken. 
Yüzü kıpkızarık olmuştu.
Gülümsedim, kocamanca... Tüm mutluluğumla.
İlk defa böyle bir tebessümle karşı karşıya kalmıştım.
Çiçeklerle dolu rengarenk bir bahçede hissettim ruhumu. Hayır rüyada değildim, bu sefer biliyorum rüyada değildim. 
İlk yardım derken ne demek istemişti? 
Banka oturduğumuz da cebinden bir şey çıkardı.
Örümcek adam baskılı bir yara bandıydı. Bacağıma yapıştırdı ve gülümsedi. Sen gerçek misin? Diye sormak istiyordum fakat cesaret edemedim, belki de benden korkup kaçardı. Hatta kesinlikle öyle olurdu.

''İşte bu kadar'' dedi ve o naif sesiyle konuşmaya devam etti
''Geriye kalan şey ise yaranın geçmesini beklememiz.'' 
Ardından ayağa kalktı ve elini uzattı. ''Ben çınar memnun oldum.''
''Ben de Aksu'' dedim kocamanca gülümseyerek.
Daha önce hiç böyle gülmemiştim...
İlk defa bir isim kulağıma bu kadar hoş gelmişti, o tüm güzelliğiyle karşımda dururken kalbimin atmasını durdurmak gerçekten elde değildi. Ben bu duygunun ismini bilmek istiyordum fakat ya bu kötü bir şeyse? 

Ve her şey küçük ve masum bir karşılaşma ile başlamıştı.*

ölü ruhlar müzesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin