1.3

609 201 42
                                    

''O zaman ben çıktım Çağlar bey buralar size emanet'' deyip gülümsedim ve kısa bir müddet sonra oradan ayrıldım. 

İçimde buruk bir kırık vardı, onu tekrardan görmek, iyi olduğunu bilmek istiyordum. Kendimi bir anlığına sapık gibi hissettim fakat kim bir adamı böyle görse uçsuz bir merak sarardı etrafını. Neler yaşadığını bilmek ve ona destek olmak istiyordum, kim bilir neler yaşamıştı... 


Halen yorgundum sanki üstümde kocaman bir yük var gibiydi.
Biraz alışveriş yapmam gerektiğini düşündüm ve karşımda duran küçük,  şirin markete girdim.
Evde tek başıma yaşadığım için her iş bana düşüyordu. Şarkı açıp elimde bir parfüm şişesiyle, televizyon kumandasıyla, o an gördüğüm her şeyle şarkı söylüyor ve mutlu olmaya çalışıyordum. Ben artık bir şeyler hatırlamak istiyordum, sanki bir yerlerde bir şeyler eksikti fakat hala onlara ulaşamamış bir hiç gibi hissediyor olmam hatırlama isteğimi daha çok artırıyordu.


Elimde yumurta, bir okuma kitabı ve birkaç abur cubur ile marketten çıktım.  Aldığım abur cuburları yolda yememek için kendimi çok zor tutmuş hatta sırf yememek için kendime bir görev de vermiştim. Küçük adımlarla sakince yürümeye devam ederken bir yandan kulaklığın dağılan kablosunu düzeltmeye çalışıyordum fakat bir türlü başarılı olamıyordum. Sinirle devam ettim, bunu halletmeden gözüme uyku girmeyecekti. Dakikalar geçmesine rağmen hala düzeltememiş ve bir yere çarpmıştım. Kafamı kaldırdığımda evimizin yanındaki ağaca çarptığımı fark ettim ve küçük çaplı bir kahkaha attım.  Artık pes etmeye karar vererek kapıyı açmaya yeltendim. 

Hırkamı alıp askıya asacakken cebimde bir kağıt hissettim. Bu bir yazıydı;

''Uyurken çok güzel şarkı söylüyorsun uykucu memmun oldum. Seni tanıyor muyum bilmiyorum ama tanıdığımı hissediyorum. Sesin, yüzün öyle tanıdık geliyor ki. Seni tanımak güzeldi. Ama sanırım beni ilk ve son görüşün olacak. Görüşürüz uykucu.''

-Bayım

ölü ruhlar müzesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin