İçeri girdiğimde kendimi milyonlarca kitap arasında buldum. İçlerinden birisini seçmem biraz uzun zaman almıştı fakat sonrasında bulabilmiştim. ''Eğer yaşarsam'' adlı kitabın ikinci serisiydi. Gerçekten de en sevdiğim kitaplardan birisi olduğu için görür görmez dayanamayıp okumaya karar verdim. Kendime bir yer belirleyip oturdum. Kısa bir süre kapağını incelediğimde kapağının bile çoğu kitaptan ne kadar güzel olduğunu düşündüm.Belki de üç dakika ya da beş dakika sonra bir sesle irkildim.
''Hey, bu sen misin, güzel sesli kız?''
Ayakta durmuş bana seslenen kişiye kafamı çevirdiğimde bu kişinin içimdeki pır pır sesinin sahibi olan kişiyi gördüm. Dualarımın gerçekleşmesinden dolayı suretimde küçük bir tebessüm oluştu. Onu gerçekten çok özlemiştim.
Neden her defasında hayat beni hiç tanımadığım fakat bir o kadar da yakın olduğum biriyle karşılaştırıyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölü ruhlar müzesi
Short StoryWattys 2018 longlist' "Her şey hiç tanımadığı ona yazı yazan bir adamı takip etmesiyle başladı. Çok eskiden tuttuğu bir sözün buralara kadar geleceğini bilmiyordu. Gerçeklikle savaştığını ve evrenin ona küçük bir oyun sergilediğini de henüz bilm...
