O kadar ciddi bir durum olmasa da bana yürümem için yardım etmişti ve yolumuzun yarısı gülmeler ile geçmişti. Eve geldiğimde duraksadım. ''Burası bizim ev, her şey için teşekkür ederim. Güzel ve anlamsız bir gündü, ama güzeldi işte.'' dediğimde tekrardan yine ufak bir kahkaha olmuştu aramızda. Ardından o giderken bende kapıyı açmaya yeltendim fakat kapıyı birisi açmıştı.
Karşımda gördüğüm yüz sevinmeme neden olmuştu. ''Hey sen ne zaman geldin'' dedim ona sarılarak. Saçları onu görmeyeli uzamış, geçen kısa süreye rağmen daha da güzelleşmişti. Düz olan saçlarını at kuyruğu yaptı ve ardından''Bugün geldim Aksucum ve sanki biriyle konuşuyordun. Kimdi o?''
Kapının önündeki ablamı çekiştirip kıvırcık saçlı bayımı ablama gösterecektim ki onu göremedim. Bu kadar çabuk mu gitmişti? Yürüyerek gitmesi imkansızdı. Aradan bir dakika bile geçmemişti ve uzun bir yol vardı burada. Koşmuş muydu?
Onu son kez görebilmek istemiştim fakat yine bütün mutluluğum sönüvermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölü ruhlar müzesi
Short StoryWattys 2018 longlist' "Her şey hiç tanımadığı ona yazı yazan bir adamı takip etmesiyle başladı. Çok eskiden tuttuğu bir sözün buralara kadar geleceğini bilmiyordu. Gerçeklikle savaştığını ve evrenin ona küçük bir oyun sergilediğini de henüz bilm...