Yaşlı kadın ''Evlat ağlıyor musun? İyi misin?'' diye sordu havuç kafaya. Ağlıyor muydu? Bu kadar üzülecek ne yaşamış olabilirdi ki?
İsmini hala bilmediğim bayım ''İyiyim, iyiyim arada oluyor sorun değil bakmayın halime çok mutluyum'' dediğinde bu mesafeden bile iyi olmadığını anlayabiliyordum. Ardından ''Poşetleri taşımanıza yardım etmek isterim'' dedi ve kadının cevap vermesini beklemeden poşetleri elinden aldı.
Yaşlı kadın ''Teşekkürler evlat. Yıllardır ilk defa birisinin bana yardım etmesi çok güzel oldu.''.
Gerçekten çok kötü bir hayat mı yaşıyordu ya da ben mi öyle hissediyordum bilmiyordum...Kısa bir müddet sonra pembe renkteki bir evin önünde durdular. Burası kadının evi olmalıydı. ''Görüşmek üzere teyze'' dedi ve kocaman bir gülümse ile oradan ayrıldı. Öyle güzel gülüyordu ki biran bütün dünya kör olsun kimse onun bu halini görmesin istedim. Ne saçmaladığımı bilmiyordum fakat ona karşı hissettiğim garip duygu hala peşimi bırakmamış, aksine beni daha da sarıp sarmalamıştı.
Nereye gidiyordu? Evine mi? Takip etmek istemiyordum ama ayaklarım ona doğru adım atıyordu. Bunu ben istemiyordum, kalbimde ki sesi bastırılmış olan duygu bana bunları yapıyordu.Fakat ben yine bu duyguya yenilmiş, adımlarımı bayımın gittiği yere doğru yöneltmiştim.
İşte benim garip hikayem, çözümleyemediğim ve bu tanıdığımı hissettiğim adamı takip etmemle başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölü ruhlar müzesi
Short StoryWattys 2018 longlist' "Her şey hiç tanımadığı ona yazı yazan bir adamı takip etmesiyle başladı. Çok eskiden tuttuğu bir sözün buralara kadar geleceğini bilmiyordu. Gerçeklikle savaştığını ve evrenin ona küçük bir oyun sergilediğini de henüz bilm...