Önden ilerleyen bayım beni gördüğünde koşarak yanıma geldi ve telaşlı bir şekilde ''Bu sefer de ben sana soruyorum, iyi misin?'' dedi fakat bu telaşın hemen arkasında gizli bir kahkaha vardı da zor tutuyordu kendini. Ardından kanayan bacağımı gördüğünde ufak bir ciddilik kapladı yüzünü.
Cebinden bir şey çıkardığında anlamam uzun bir süre olmamıştı. Bu bir yara bandıydı. Nazik bir şekilde bacağıma yapıştırdığında gülümsedim. ''Teşekkür ederim''. Fakat öyle utanıyordum ki yüzüne dahi bakamıyordum. Bayım, size olan aşkım beni daha da sakar birisi haline getirdi diyemedim. İnsanın diyemediği şeyler köşelere saklanıyor ve can acıtıyordu.
''Ah sakar kız seni, bana portakalımı anımsattın bir an. İyisin değil mi?'' dediğinde cümleyi pek anlamasam da başımı olumlu anlamda salladım. Portakal derken ne demek hissettiğini bilmiyordum fakat buna benzer bir olay yaşadığıma gerçekten yemin edebilirdim. Neden hala hatırlayamıyordum. Ben yaşanan bütün kötü şeylere rağmen yine de eski anılarımı bilmek istiyordum. Bazı anlar bana o kadar çok yaşanmış gibi geliyordu ki,
Şu an olduğu gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölü ruhlar müzesi
Short StoryWattys 2018 longlist' "Her şey hiç tanımadığı ona yazı yazan bir adamı takip etmesiyle başladı. Çok eskiden tuttuğu bir sözün buralara kadar geleceğini bilmiyordu. Gerçeklikle savaştığını ve evrenin ona küçük bir oyun sergilediğini de henüz bilm...