''Neyden bahsettiğinizi bilmiyorum fakat yaşamalısınız. İyi insanlar yaşamalı bayım'' dedim zorla gülümsemeye çalışarak.
Bu gülümseme, bu konuşma, bayım bana çok tanıdık geliyordu...Tabancayı hemen elinden aldım, eğer ikinci kez sıksaydı belki de her şey için geç olabilirdi.
Hastane çok yakınımızdaydı. Bundan dolayı arabayla gidebilirdik.
Birini aramakla zaman kaybedemezdim.Dışarı çıkıp bütün perişanlığımla ''Yardım edin'' diye bağırdım.
Bütün çığlıkların boşlukta ağzımdan dökülmesine izin vererek. Sudan çıkmış çırpınan bir balıktan farkım kalmaksızın bi sağa bi sola doğru koşmaya başladım.Avuçlarım ter içinde kalırken dayanmam gerektiğini düşündüm, bayımı kurtarmam gerektiğini.
Bir kaç saniye sonra etrafta birçok kişi birikti ve bayımı kaldırdılar.En fazla 2 dakika içinde hastaneye varabilmiştim. Her şey bu kadar hızlı gerçekleşirken saniyeler neden bu kadar yavaş diye sorguladım fakat şuan bunu düşünmemem gerektiğini biliyordum.
Yetişebilmiştik. Yetişmiştik..''Öl-meyece-ğim'' dedi zor olsada gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölü ruhlar müzesi
Short StoryWattys 2018 longlist' "Her şey hiç tanımadığı ona yazı yazan bir adamı takip etmesiyle başladı. Çok eskiden tuttuğu bir sözün buralara kadar geleceğini bilmiyordu. Gerçeklikle savaştığını ve evrenin ona küçük bir oyun sergilediğini de henüz bilm...