Doğduğumdan beri yaşadığım bu yerden gidiyordum, böyle umutsuzca, kırık bir şekilde her ne kadar gitmek istemesem de bu sonuçları değiştirmeyecekti,
biliyordum.
Dün Çınar'ın gelmeyişi aklıma gelmişti.
Ya unutmadıysa? Ya bir şey olduysa? Yaşıyor muydu? Onu öyle çok özlemiştim ki... unuttu işte aptal.
Beynimde dönüp duran soruyu bir kefeye koymaya çalışıyordum. On iki Yıl. Koskoca on iki yıl boyunca kim beklerdi ki.''Abla yine buraya geliriz öyle değil mi?'' dedim yüzümden yaşların dökülmesine izin vererek. ''Söz vermiştin'' diye haykırmak istiyordum fakat bunun artık bir önemi yoktu. Belki de ben onun gibi unutmayacaktım fakat artık onun yeri bende çok çok farklı olacaktı.
''Elbette, ne zaman istersen küçüğüm.'' Bu cümle benim rahatlamama sebep olmuştu.Kafamı kaldırdım ve ablama baktım yaklaşık 2 saattir uçaktaydık.
Kırmızı dağılmış saçı, yüzünde ki gözlük, çilleri. Ablam çakma yabancı gibi duruyordu. Çekici bir kadındı. Gözlerindeki anlamdan bütün yorgunluğu apaçık ortadaydı. O da benim gibi her şeyden bıkmıştı. Biz ne ara bu noktaya gelmiştik ya da hep mi böyleydik?
Onu seviyordum çünkü bana tek destek olan oydu.Etrafıma göz gezdirdim. Uyuyan teyzeler, ağlayan çocukların sesleri, sakız çiğneyen bir grup insan, ve kafasını cama yaslayıp müzik dinleyenler.
Herkesin yaptığı farklı bir işlev vardı sonuç olarak. Peki ya ben? Öylece oturuyordum boş boş...
çünkü düşünüyordum... marul'u...
aşık olduğumu hissettiğim insanı fakat artık böyle düşünmemem gerekiyordu.Beni unutmuş olan birini sevmek canımı yakıyordu. Her saniye hayalini kurduğum gün sıradan bir ana dönüvermişti bir anda.
onu hala eskisi gibi seviyordum sanki her an yanıma gelip ben buradaydım işte sadece sana sürpriz yapmıştım demesini istiyordum fakat biliyordum ki bir şeyler oluyordu.
Bu vakit bile ters giden bir şey olduğuna emindim. Ona kızmadan duramıyordum fakat ya bir işi çıktıysa?Ablam ise omzuma yaslanmış yatıyordu. Gerçekten kaç yıldır yaşadığım bu yerden gidiyordum sonunda.
Böyle bir şekilde gitmek beni üzüyordu. Elimden hiçbir şey gelmiyordu.Dakikalar sonra beynimin uyuştuğunu hissettim, karanlık, zifiri karanlık...
Tanrı aşkına neler oluyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölü ruhlar müzesi
Historia CortaWattys 2018 longlist' "Her şey hiç tanımadığı ona yazı yazan bir adamı takip etmesiyle başladı. Çok eskiden tuttuğu bir sözün buralara kadar geleceğini bilmiyordu. Gerçeklikle savaştığını ve evrenin ona küçük bir oyun sergilediğini de henüz bilm...