Giriş

16.7K 706 35
                                    

Ormanın içinde kaybolurken yıldızlara baktım. Karanlıkta parlayan toz parçacıkları gibiydi. Yumuşak ama kuru yaprakların üstünde koşuyordum. Çıtırtıları beni ele vermek ister gibi ormanda yankılanıyordu.

Nefesim, ayak seslerim birbirine uyum sağlayarak kulaklarımda yankılanıyordu. Daha da hızlandım.

Çiçeklerin, ağaçların kokusu burnumu dolduruyor, ciğerlerimi yakıyordu. Sanki kokular beni takip ediyordu.

Gözlerimin gördüğü her şey bana rüyada olduğumu hatırlatıyordu. Havada yüzen polenler, ay ışığında parlayan yapraklar, çimlerin ayaklarımın altında nasıl ezildiğini görmek... Beni gerçeklerden soyutluyordu.

Aniden durdum. Rüzgâr yön değiştirmişti. Ay sarıya bürünmüş gece güneşi misali ortalığın çıplaklığını gözler önüne seriyordu. Bütün orman o sese itaat eden köleler gibiydi. Beni arıyor, bulanlarda ele vermek için çıldırıyordu.

Ardından tıslama sesi duydum.

Tekrar koşmaya başladım. Sesler belirsizdi. Nereden geldiği belli değildi. Yani her yerdeydi. Nereye koşarsam koşayım, ses peşimdeydi. Sağa koştum. Sola koştum. İçimdeki korku bulutu büyüdü. Ve bütün vücudumda adrenalin dolaştı. Karşımda birden mavi ışıklar saçan bir siluet belirdi. Durdum. Kapüşonu vardı. Yüzünü görmek için gözlerimi kıstım ama gene bir şey göremedim. Birden sırtında görebileceğim bir hızla iki kan kırmızı renginde bir şey çıktı.

Kanatları.

Bu bir melekti. Ve bana doğru geliyordu.

Bense geri geri gidiyordum.

"Bize katıl. Sen bizdensin. Sen bizdensin Elizya..."

Bana iyice yaklaştı ve anlıma dokundu. Anlıma değdiği anda yataktan hızla kalktım ve yüzümdeki teri sildim.

Kalktığımda bu rüyanın bambaşka bir hayatın başlangıcı olduğunu ve şimdiki hayatımdan eser kalmayacağını bilememiştim.


Alevdeki Melek (Yasaklı Kanat Serisi-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin