Elizya birkaç ay önce kendini insan sanırken, bir anda her şeyin değişmesi onu altüst etmişti. Hayatına tutunmak bu kadar zorken, savaşmak bir o kadar imkânsızlık içindeydi. Savaşın başladığı bu nokta onun gerçek dönüm noktası olacağını biliyordu.
Bir barış olmalıydı elbet. Ancak bu kadar ölüm yaşam derdinin içinde barış, kayıptı. Onu kurtarmak içinde bir savaş lazımdı. Yaşam savaşı veren Elizya tek değildi. Onun gibi bir sürü Zera vardı. Onlar ne yapıyordu peki? Elizya gibi savaşıyorlar mıydı? Yoksa çoktan melek olup cennette uçmuşlar mıydı? Bunları kim bilebilirdi ki?
Binlerce yıl öncesinde başlayan kovalamaca ve savaş, bir düzenle ilerliyordu. Fakat Lider, bu düzenin parçası değildi.
Vampirlerin bu düzende işi yoktu. Onların öldürmesi ve kurtarması yoktu. Bunun olması tuhaftı. Lider, binlerce yıllık düzeni bozmuştu. Kendi lehine çevirdiği oyunda avcıyken av olmuştu. Bu bütün dünyadaki vampirlerin kendi içerisindeki savaşı da başlatacaktı o halde. Kara Kanatlar'da, vampirleri, onların işine karıştıkları için öldüreceklerdi.
Peki, bu kargaşada bütün bu oyunun içinde Elizya neredeydi. O hangi satranç taşıydı? Piyon muydu? Kale? At? Vezir?
Hayır, o bunların hiç biri değildi.
O şahın ta kendisiydi.
Karşısındaki Şah kimdi peki?
Hain Semih miydi? Adi bir kan emici olan Lider miydi? Sevgilisini bir kan emiciye dönüştüren adam, Oktay mıydı? Lider'ine sadakati tam olan Kanlı Hayat mıydı?
Yoksa hiç ortaya çıkmayan, babasını öldürmeye çalışan, annesini öldüren, tehlikeli, eli kanlı, eski bir Fersuna olan, Dezar mıydı?
Elizya şimdi ne yapacaktı? Savaş yeni başladıysa bu olanlar neydi böyle?
Zeynep Elizya'ya ne olduğunu öğrenecek miydi?
Kıraç ve Semih ölmüş olabilir miydi?
Cemre neden Zeynep'e değil de, Ali'ye açıklamaya gelmişti?
Serhat neden kendi türünün yok olması tehlikesine girmişti?
Semih gerçekten bir hain miydi?
Elizya'nın başka dostu yok muydu?
Yekta yanmadığı için yaşıyor olabilir miydi?
Annesinin ölümünü atlatabilecek miydi?
Yası ne kadar sürecekti? Aylarca, yıllarca?
Elizya kendini tanımaya yeni mi başlamıştı?
Dezar kimdi? Neyin nesiydi? Ne kadar yakınındaydı?
Elizya yaşayabilecek miydi?
Kim şah mat diyecekti?
Ben bu dünyanın yaratıcısıyım. Zeraları kim benden iyi bilebilir ki? Kim derdi o kadar güçlü olacaklarını?
Ben bu hikayenin yazarı Doğa Su, yaşamalarına izin verir miyim? Bu oyunu bozan Elizya'ya izin verdiğimde, satranç taşlarını kırabilir mi?
Benim kalemim buna izin verecek mi?
SON
İkinci kitaptan devam edecek...
Evet yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Bu hikayenin sonunu getirdiğime hâlâ inanamıyorum. Ama düzenlemeye girecek. Bayağı bir hata ve dikkatsizlikler var. Onun için düzenleme bir kaç ay sürebilir.
Sizlere iyi günler diliyorum. Kendinize iyi bakın. Ama hikayeyi kütüphaneden çıkarmayın daha özel bölümler var.
Görüşmek üzere...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alevdeki Melek (Yasaklı Kanat Serisi-1)
FantasíaYasaklı Kanat Serisinin 1. Kitabıdır. Bir yarı Melek. Yani Zera. Kendinden nefret eden bir kızken, Kara Kanatlar'ın avı olan bir kızın hikâyesi. Vampir Tarikatından ayrılan asi bir Vampir. En yakın arkadaşından bile saklanmayı ba...